Fenthler

7-"Sissy'de mi ölmüş?"

Bölüm şarkısı:Everybody Loves an Outlaw-I See Red

Diana derginin ilk sayfasını açtı ve okumaya başladı.

Bütün okurlarıma merhaba! Beni tanıdığınız üzere ben Ross Wilson, bu ay kaleme alacağım dergide sadece 1 konu olacak diğerlerinin aksine. Ana ve tek konumuz olan başlık Fenth ailesi.

Ailenin en küçük üyesi olan Diana, geçtiğimiz haftalarda okulundaki bir kızla (kendisi ismini vermemi istemedi) kavga etmiş. Bu oldukça büyük bir skandal, ekonomik açıdan parasıyla birleşik krallığın geleceğine yön veren bir ailenin bu tarz davranışlar sergileyen bir kız yetiştirmesini hiç doğru bulmuyorum açıkçası.

Fenth ailesinin en kötü kararlarından birisi Alice Fenth ve Diana Fenth oldu bana sorarsanız. Ne kadar başlarına kötü şey geldiyse küçük kızları yüzünden geldi.

Kesinlikle kızların kendine dikkat etmesi gerekiyor, bu kadar iyi bir aileden nasıl bu kadar asi kızlar çıkıyor aklım almıyor.

Diana devamını okumadan sinirle dergiyi çöpe attı, "Theodore yalvarırım yemek yiyip şu siktiğimin avmsini terk edelim."

Diana'nın istediği gibide oldu, yemek yiyip avmden çıktılar. Avm kapısının önünde Mattheo Diana'ya iyice acımıştı, "Dia istersen gel bu gün bizde kal hiç otele gitmekle uğraşma, annem ve babamda seni çok seviyor zaten" Diana burukça gülümsedi. "Buna hayır diyemem, olur sende kalırım."

Şoförün gelmesini beklerken en yakındaki dondurmacıya oturup dondurma yemeye başladılar. Diana'nın aklı hâlâ allak bullakdı, bir yandan kendi hayatını devam ettirmesi bir yandan işlediği cinayetin üstünü örtmesi gerekiyordu.

Mattheo hâlâ Diana'ya belli etmemeye çalışsa bile ona acıyarak bakıyordu, en yakın arkadaşı gözlerinin önünde eriyordu. Yavaş yavaş teni, gözleri, saçlarının rengi soluyordu ve onun yapabileceği hiç bir şey yoktu.

Araba geldiğinde arkaya oturup Robert malikanesine gitmeye başladılar. Yolda oluşan sessizlik adeta ölüm sessizliğiydi, bu sessizliği bozan Diana oldu. "Yarın okula gitmeyi planlıyorum, malikaneyi boşaltmak için bir kaç hafta içinde nakliyeciler gelecek zaten orada yapabileceğim hiç bir şey kalmadı."

"Emin misin gitmek istediğine?" Diana başını salladı "evet eminim, kendimi kötü hissedersem bir daha gitmeyiz."

Eve varlıklarında akşam yemeği yendi, Bayan Robert cenazeyi kendilerinin yapmak istediğini söyledi fakat Diana bunu red etti. Mattheo'nun odasındaki kanepeye bir yastık ve nevresim serildi. Bayan Robert ne kadar Diana'nın kanepede yatmasını istemesede Diana'nın üstüne gitmek istemediği için kabul etmişti.

Sabah hazırlanıp okula gittiler, Mattheo Diana'ya sürekli nasıl hissettiğini sorup duruyordu. Diana Mattheo'nun sürekli onu darlamasıyla 2. tenefüsün sonlarına doğru kızlar tuvaletine gitmişti. Tuvaletten çıkan Sissy'i görüp selam vermişti. Koridorda ki camda bir kuş görüp onunla oyalandıktan sonra içeri girdi. İçeride kanlar içinde yatan tenefüste tanıştığı 10. sınıf Angalina bıçaklanmıştı.

Diana'nın eli ayağı titremeye, başı dönmeye başlamıştı. Duvardaki mermerlere siyah kalemle uzun bir yazı vardı. Diana elini lavabonun mermerlerine koyup yazıyı okumaya başladı. 'Yanında oturan katilden kimsenin haberi olmaz ama benim var Diana, artık seninde haberin olacak. Bu kız senin yanında oturuyordu ve yanında oturan katilden haberi yoktu, sonu böyle oldu Diana Fenth kendine dikkat etsen iyi olur' yazıyordu.

İyice baş dönmesi artmıştı, gözleri karardı ve bayıldı.

Gözlerini açtığında revirde yatıyordu, etrafında bir sürü öğretmen ve polis vardı. Yatağının tam ucunda da Jane Fink duruyordu, Diana'ya 'işte şimdi işin bitti' der gibi bakıyordu.