Elisa

Kesin sesinizi: "ıngaaaa!!!"
Çişim geldi anne: "ıngaaaa!!!"
Anne, babam kötü biri: "ıngaaa!!!"
Daha yeni Dünya'yı tanıyorum. Zaten tanıncak da bir şey yok! Pembe oda, pembe yatak, pembe elbiseler, rahatlamam için insanoğlunun en iyi icadı : bebek bezleri... Arada sırada duyulan: "Gidersen git, seni mi bekleyeceğim lan ben!" sesleri onun ardından "Bütün erkekler böyle ama ben sana salak gibi güvenmiştim." Ve kapının çarpılma sesi. Artık bu tınıyı ezberlemiştim. Sanki annemin dolabın kapağını yanlışlıkla sertçe kapatıp ardından uyanmış mıyım diye bakmasına benziyordu.

Annemi seviyordum. Baba denen o piç-annemin dediğine göre- adamla yaşamak istemiyordum tabii ki annem de... En azından yük bende değildi. İstediğim zaman gazım çıkartılıyor, istediğim zaman tutamadığım o kahverengi şeyi rahatlıkla salıyordum. Yemekler ne kadar iğrenç gözükse de tadı harika olduğu için yiyordum.

Annemler niye görmüyor, bilmiyorum ama; onlar var. Küçük pembe çekmeceli masanın üstündeler. Geceleri yanıma yatıyorlar. Annemin de omzunda iki tane var ikiside çok tatlı. Onlara gel işareti yaptığımda annem ona yaptım sanıyor, ah benim akıllı annem(!). Onlar'a dokunamıyorsun, ama konuşabiliyorsun.Soru sorabiliyorsun. Yan komşunun bebeği Sonat'la alakalı sorular gibi. Ne yapıyor? Nerede?...O benden 3 ay büyük bir erkek çocuğu. Annem ikide bir erkeklere güvenilmez dese de ben ona güveniyordum. Onun o derin kahverengi gözlerinde güvenilmeyecek ne vardı...

Ve... Banyodan gelen su sesi beni yanıltmıyorsa, duş alacaktık.Su sesi kısıldıktan sonra annem benle konuşarak: "Ördeğin nerede senin Aşkım he ördeğin... he buldum onu bak." O ördeği sıkarak o iğrenç sesi çıkartırken her şey çabuk gelişti. Birkaç saniye sonra benim elimde ördek ve annemin elinde de iç çamaşırlarım vardı. Annem güzel bir kadındı, ben ona çekmişim. Onun da benim de mavi gözlerimiz vardı. Ancak benim kahverengi kıvırcık onun sarı düz saçları vardı. Annemin kucağında banyoya doğru yol alıyordum. Küçük evimizin en Sevdiğim bölümü banyoydu. Annem beni sıcak, köpüklü suya sokarken: "Şimdi güzelcene temizlenelim Aslı Teyzenlere gidiyoruz." yanlış duymamıştım dimi, Sonat' a gidiyorduk. Viihhuuu!