Multimedia: Doğa
Bugün çok ayıp bişey yaptım!
Annemle teyzem telefonda konusurken onları dinledim. Kapı dinlemenin çok kötü bir şey olduğunu biliyorum ama iyiki de dinlemişim. Neyse olaya geliyim.
Annem salonda telefonla konuşuyordu. Söylediklerinin duyulmamasını istediği zaman fısıltıyla konuşur. Daha doğrusu o fısıltıyla konuştuğunu zanneder ama evin öbür ucundan duyulur dedikleri :D Her neyse konusmaları söyliyim:
"Doğanın okul çayı var ya hani sana sözünü etmiştim."
İşte dikkatimi çeken de bu söz oldu. Adımın geçtiğini duyunca haliyle dinlemeye başladım. Kim olsa aynı şeyi yapar haksız mıyım?
"İşte o çay için yeni bir kıyafet istemişti ya... Bil bakalım bugün ne yaptım? Bankadan erken çıkıp Doğanın istediği o kıyafeti aldım."
Olduğum yerde öylece kaldım. Bayılacaktım neredeyse. İçeri dalıp anneme sarılmamak için kendimi zor tuttum. Kapı dinlediğimi anlamaması gerekiyordu ne de olsa.
Annemle teyzem konuşmalarına devam ediyordu.
"Evet Defnecim fırın da almamız gerekiyordu ama sonuçta kızımın ihtiyaçları daha önemli. Bir daha ne zaman okul çayı olacak. Fırını gelecek aya erteleyebilirim ama Doğanın okul çayını erteleyemem. En önemlisi de kızım onu istemiş ve benim de annesi olarak almam gerekiyor. O gün elindeki fıstıklı dondurma ve kola şişesini görünce biraz fazla bağırıp çağırdım ona biliyorsun başka şeylerle de uğraşıyorum. Onun için hatamı telafi etmek istedim ve kıyafetleri aldım anlayacağın Defnecim."
Çok mutluydum gerçekten. Ama annemin o gün bana bağırmasının başka sebebi varmış. Acaba teyzem ve annemin arasındaki sır ne? Annemin uğraştığı başka şeyler ne? Bana niye söylemiyo? Babam bu kadar iyi pasta yapmayı nerden öğrendi? :D of tamam sustum. Ama gerçekten son sorum hariç diğerleri kafama takılmadı değil.
Annemler telefon konuşmasını bitirmişlerdi. Ben de yakalanmamak için odama gittim hemen. Çok ama çok mutluydum. Annemin yaptıkları beni dünyanın en mutlu insanı etmişti.
Ama şimdi hediyeyi alınca şaşırmışları oynamam gerekecek. O yüzden aynanın karşısına geçip bi kaç tane şaşırmış yüz yaptım ama hepsi de mal gibi oldu. Sonra kendi kendime ileride oyuncu olamayacağımı söyledim. Arada bi aynanın karşısına geçip konuştuğum olur. İnkar etmeyin siz de yapıyorsunuz :D
Acaba annem hediyeyi ne zaman vercek. Bundan sonra hafta sonları o gazetesini okurken ben de kahvesini yapıp vericem. Annem böyle şeylere bayılır.------
Neler oldu neler!
Çayı düzenleyen adamlar birbirlerine girmişler ve bunca zamandır beklediğim,bunun için bir sürü masraf yaptığım bahar çayı iptal oldu. Şöyle olmuş:
Görevli olanlardan Orhan bir yer önermiş,Cihan ise çoktan başka bir yer kiralamış ama anlaştığı yer çok pahalı. Orhan "iptal ettiririz." demiş.
Cihan da "Ayıp olur. Hem anlaştık hem de gidip iptal mi ettiricez?" demiş.
Orhan "Neden ayıp olsun" diye üsteleyince Cihan da istifa ettiğini,hem bu işte kendisinin görevlendirildiğini hem de yapıldığı işin beğenilmediği söylenince kesin tavrını ortaya koymuş.
Cihanın istifa ettiğini öğrenen Orhan bütün işin kendisine kaldığını anlayınca o da istifa etmiş. Görevlilere yardım eden matematik hocamız da ben bu kadar kararsız bi gruba yardım edemem deyip konuyu kapattı. Çay falan yok anlıycanız. İremle biz çok üzülmüştük. Çünkü ikimiz de yeni kıayfetler almıştık.
Derken Doruk "madem çay iptal haftasonu benim eve davetlisiniz parti veriyorum" dedi.
Herkes bağırıp çağırıyor,bazıları da alkışlıyordu. Hatta bazıları "En Büyük Doruk" falan bile demeye başladılar. Teneffüste İremle gezerken Doruk yanımıza geldi ve bana "Bu cumartesi tamam mı Doğa?" diye sordu ben de tamam dedim. Sonra ireme de aynısını sordu ve o da tamam dedikten sonra yerlerimize geçerek hocanın gelmesini bekledik.
İşte bu çok güzel bi haber. Bahar çayındansa Dorukların evine gitmek daha eğlenceli olacak. Eğlenceli olacak olmasına da bi de annemden izin almak var sırada.------
Akşam yemeğinde bütün tatlılığımı sergileyerek "Annecim?" dedim.
O da "Efendim kızım?" diye bana sabırsız ve meraklı gözlerle bakarak karşılık verdi.
"Önümüzdeki cumartesi günü bi arkadaşım parti veriyor gidebilirim demi?" dedim. Annemin ne cevap vereceğini merak ediyordum. Umarım izin verirdi.
"Dur bakalım kim bu arkadaş?"
"Adı Doruk. Bizim sınıftan bi çocuk."
"Neyin nesi bu Doruk? Sağlam pabuç mu? Nasıl biri? Kimin oğlu? Nerede oturuyor?" Opss yavaş gel aneey.(tabi bunu içimden dedim :D )
"İstediğimiz sorudan başlayabiliyo muyuz hocam?"
"Dalga geçme anneyle! Ben ciddiyim. Nasıl biri şu Doruk? Eğer gerçekten güveniyorsan izin verebilirim. Ama yalan söylemek yok."
"Gerçekten kötü biri değil. Ona güveniyorum. Hem çay iptal olduğu için bu parti yapılıyo. Ve irem de geliyo. Söz veriyorum erken gelicem anneeğ!"
Evvet! İşte buu. Annem izin verdi gitmeme. İrem de geliyo. Çok eğlenicezz.------
Parti günü geldiğinde o en sevdiğim ve anneme zorla aldırdığım kıyafetlerimi giydim. Sarı renkteki saçlarımı açtım. Gözlüklerimi çıkardım ve gözüme ince bi şekilde kalem sürdüm. Sivilcelerim için yüzüme kapatıcı sürdüm. Saçımı yandan salaş biçimde ördüm. Üzerime de parfümü boca ettim ve hazırımm. Aynaya baktığımda evrim denen şeye daha çok inandım. Övünmek gibi olmasın ama güzel olmuştum.
İrem çok güzel bi kızdı ve normal olarak sevgilisi vardı. Bugün bizi partiye sevgilisi Miraç götürcekti.
Doruğun evine geldiğimizde bahçede bi kaç kişi daha vardı. Onların yanına gittik.
Merabaa :)
Nasılsınız arkadaşlar? Hikayem nasıl gidiyor? Eğer yazmamı istediğiniz şeyler varsa yorumda söyleyebilirsiniz. Onlara göre yazarım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri seviyorum :*♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GENCİN HAYATI
Teen FictionMerhaba arkadaşlar :) İlk defa hikaye yazıyorum ve hatalarım olursa kusura bakmayın olabildiğince hatalarımı düzeltmeye çalışıcam. Kendimi tanıtayım sizlere : Ben Yaren 8. sınıf öğrencisiyim Ankarada yaşıyorum.Dediğim gibi ilk defa yazdığım için yan...