Multimedia:Doruk
Çok mutsuzum çook!
Öyle bi ağladım ki artık gözümde yaş kalmadı diyebilirim.
İreme de aldırmıyormuş gibi davranıyorum ama içim yanıyo resmen yaa.
Hayatımın en kötü,en mutsuz gününü Doruğun partisinde yaşadım ve bi daha asla partilere gitmemeye yemin ettim.
Ev sahibi o olduğuna göre bizimle ilgilenmesi gerekiyordu haliyle. Ama geldiğimizde sadece bi "Hoşgeldiniz" dedi ve kayboldu. Partideki bütün kızlarla dans etti (ben hariç). Sürekli içti ve normal olarak saçma sapan hareketler yapmaya başladı. Hatta bi ara bi kızı ayağa kaldırdı ve "seni seviyorum" diye bağırarak kızın dudaklarına yapıştı. Kız da yakışıklıyı buldu tabi hemen karşılık verdi. Onları izlememek için elimden gelen her şeyi yaptım. Hemen annemi aradım ve gelip beni almasını söyledim. Bir an önce burdan gitmek istiyordum.
Annemi aradım aramasına da onun da sormadığı şey kalmadı. Hem gelmeme zar zor izin verdi hem de erken gidiyim deyince soru sorup durdu.
"Alo"
"Anne hemen gel beni al."
"Ne?"
"Anne hemen gel ve al beni işte soru sorma."
"İyi de saat daha çok erken noldu ki?"İyi ki soru sorma dedik.
"Çünkü burda sigara içiyolar anne."
"Nee!" Annemin çığlığını nerdeyse partidekiler duycaktı.
"Bağırma anne ya şaka yaptım. Her neyse gel beni al burdan."
"Ay Doğa nasıl şaka bu ya aklım çıkıyodu nerdeyse."
"Tamam anne hadi gel bak on kere söylettin yaa!"
"Bağırma anneye! Kendin niye gelmiyosun?"
Artık annemin kafasına bişeyler mi düştü falan diye düşünmeye başlamadım değil.
"Annee!" dedim sabırlı olmaya çalışarak. "Birincisi sen dün bana zar zor izin verdin ve beni aradığında gelip seni alıcam dedin. İkincisi de ben yalnız çıkarsam olmaz ama eğer sen gelirsen işimiz var der çıkarım. Anlatabildim mi?"
"Tamam tamam geliyorum."
Allahım sana şükürler olsun.
Annem gelene kadar vakit geçirmek için tuvalete gittim ve elimi yüzümü yıkadım ve beklemeye başladım.
Kapının çaldığını duydum. İçimden 'inşallah annem gelmiştir' diye dua ediyordum.
Evet annem gelmişti. Kendimi direk arabaya attım. Eve gidene kadar ağladım. Annem yolun yarısında arabayı bir kenara çekti. Konuşcak durumda olmadığımı görünce sarıldı. Ben de kafamı göğsüne koydum ve daha çok ağlamaya başladım. Sonra annem saçımı okşayarak "Güzel kızım benim" dedi.
"Bana güzel kızım falan deme!" diye çıkıştım.
Annem şaşırmış bana bakıyordu.
"Eğer güzel olsaydım herkes İremin peşinde koştuğu gibi benim de peşimde koşardı. Ben çirkin birinin tekiyim. Anlıyo musun? Bana güzel kızım deme!"
Annem bu tepkim karşısında hiç bişey demedi.
İşte böyle...Parti parti diye heveslenmiştim o kadar da. Bi de kıyafet aldırdım boşu boşuna anneme. O kadar özendim. Keşke yapmasaydım.
Artık Doruğu düşünmemeye çalışıcam. Naparsa yapsın. Umrumda değil artık.
Okula da gitmek istemiyorum hiç. Ama az kaldı kapanmasına. Bir an önce kapansa da kurtulsam.------
Babam nihayet seyahatten döndü ama suratı asık. Annemin de...
Aslında ben annemin surat asıklığını pek takmam. Onla arkadaş gibiyiz. Tartışırız,bağırır çağırırız ama sonra hemen barışırız tabii.
Ama babamla öyle değiliz. Annemle her şeyi paylaşırım ama babamla aynı şeyi yapamıyoruz malesef.
Yemek yerken "Ee anlat bakalım Doğa? Okul nasıl gidiyor? Dersler nasıl?" diye sordu. İkisinin de suratları öyle bi asıktı ki şebeklik yapmaya karar verdim. Okul çayıyla ilgili olan olayları anlattım. Orhan'la Cihanın kavgasını falan anlattım ama hala aynılar. Noldu acaba yaa?
Neyse keyifsiz yemek sona erdi. Televizyon izlemek için salona geçtik. Bugün en sevdiğim dizi vardı (Güneşi Beklerken) Tam en heyecanlı yerindeyim babam bardağı uzatmış "Hadi kızım su getir de içiyim" dedi. Hemen koşup getirdim ve izlemeye devam ettim. Sonra annemler konuşmaya başladılar. Zaten haftada bi televizyon izliyorum onu da yarım yamalak. İzlemicekseniz salonda durmayın arkadaş. Ama onlar haberleri izlese böyle olmaz tabi. Çıt çıksa sinirlenirler. Neyse dizi de bitmişti zaten. Odama çıkıyordum ki babam seslendi.
"Kızım yanıma gelsene biraz. Ya odana kapanıyosun ya da televizyon izliyosun."
Yanına gittim biraz sohbet ettikten sonra saatin geç olduğunu görünce uyumak için odama gittim.
Okulda Türkçeci son ders serbest bıraktı. Biz de İremle birlikte okula yakın bi pastaneye gittik. Ben diyetteydim,ama o pastaları poğaçaları görünce iştahım çok açılmıştı. Fakat ne olursa olsun tutacaktım kendimi. Ben de sadece pasta ve böreklere bakmakla yetindim.
İrem durumumu anlayınca "Amaan" dedi,"birazcık yesen nolur sanki." Haklıydı. Azcık yemeden bişey olmaz. Gittim hemen beğendiğim pastalardan ve böreklerden aldım. Sonra pişman oldum açıkçası ama artık yapacak bişey yoktu.
Eve gittiğimde yemek yemedim. Çünkü zaten pastanede yediklerim bana yeterdi. Annemler yemek yerken ben de odama çıktım. Biraz ders çalıştım. Sonra aşağıya su içmeye iniyim dedim. Annemler fısır fısır konuşuyolardı. Ben de merak ettim dinledim. (Bu dinlemelerim ikinci oluyor ama napıyım merak ediyorum.)
Merak ettiğim kadar varmış. İyi ki dinlemişim. İnanmıyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GENCİN HAYATI
Teen FictionMerhaba arkadaşlar :) İlk defa hikaye yazıyorum ve hatalarım olursa kusura bakmayın olabildiğince hatalarımı düzeltmeye çalışıcam. Kendimi tanıtayım sizlere : Ben Yaren 8. sınıf öğrencisiyim Ankarada yaşıyorum.Dediğim gibi ilk defa yazdığım için yan...