3. Bölüm

111 2 0
                                    

Benden ayrılmayı istemediğini anlamıştım.İyi kalpli rahip Campbell üzgündü ama ben mutluydum. Bu sessiz, küçük köyden ayrılıp büyük, harika bir eve gidecektim. Aynı adı ve kanı taşıdığım, zengin, soylu kimselerin arasında olacaktım. Gözlerimin önünde türlü güzel eşyalarla dolu odalar belirdi. Orada pek çok hizmetçi de vardı tabii.
Birden kendimden utandım. Kendi kendime,' David, sen minnet duymuyorsun. Öyle olsaydı bu iyi kalpli, eski dostlarını böyle hemen unutmazdın' dedim.
Rahibin üç armağanına baktım. Bana bir dua kitabı, yarım altın ve köyde kullanılan ilaçlardan bir şişe vermişti.
Bunları da küçük çıkınıma yerleştirdim ve tepeye tırmandım. Orada durup döndüm ve Essendean'e baktım. Rahibin evini, köy kilisesini, mezarlıktaki ağaçları gördüm. Annemle babam o mezarlıkta yatıyordu. Sonra yine dönerek çıkınımı omzuma vurup yürümeye devam ettim.
Ertesi sabah yüksek bir tepeden aşağıdaki ucu bucağı bulunmayan düzlüğe göz attım. Bu düzlüğün ortasında bir kent vardı. Gördüğüm Edinburg'du. Bbu düzlüğün ötesinde de masmavi deniz uzanıyordu. Şatoda bir bayrak, denizde de gemileri gördüğümde ne kadar şaşırdığımı bilemezsiniz.
Biraz daha gidince bir kulübeye geldim. Oradaki insanlara yolu sordum. Bir adam Cramond kentin batısında kaldığını söyledi. Bunun üzerine yürümeye devam ettim. Bir hayli yol aldığımı da söylemeliyim. Bir ara anayolda ilerleyen askerleri farkettim. Onların kırmızı tunikleri ve bandonun çaldığı neşeli marş pek hoşuma gitti. Sonunda Cramond'a vardım. İlk gördüğüm adama, " Shaw'ların evine nereden gidebilirim?" diye sordum.
Adam beni tuhaf tufaf süzdü. Sorumun onu şaşırttığını anlamıştım.
Köylülere özgü kılığıma bakıyor, diye düşündüm. Hem bu kadar yol yürüdüğüm için üstüm başım toz toprak içinde kaldı.

Kaçırılan ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin