...

16 1 0
                                    

"Ya sen bıçağı sapladığın halde ben ölmezsem? o zaman ne olur ezgi?"

Hadi ezgi!boku yeriz desene. Demiştim size değil mi?Benden çok cırtlak sesli konuşacak.
"Ölmeme gibi bir ihtimaliniz yok, bıçak kalbinizin altına girdiğinde ve bıçak kıvrılarak çıkarıldığında hem deri hemde organlar büyük bir zarar görecektir."dedim.
Size yemin ederim hepsini kafadan salladım. "Anlıyorum ezgi,2 saat sonra seninle bir oyun oynayacağız. Bir nevi sürpriz gibi bir şey."

Sürpriz gibi bir şey
Sürpriz gibi bir şey
        sürpriz.

"Hiç bir şey istemiyorum.Ne bir hediye ne de bir sürpriz."Dedim ve kapıya doğru ilerleyip hastane elbisesinin cebinde ki yedek anahtarı çıkarıp kapıyı açtım."Sizden.. Hiç bir şey.,. İstemiyorum. Şimdi derhal, derhal odamdan çıkın!"

Uzatmadan çıkmasına şaşırmıştım. Aslında ne kadar garip, değil mi? Hayatımızın dört bir yanı sürpriz'lerle doluyken bir çok insan o sürprizlere göğüs germek ister. Ama ben, benim gibiler ne yapar,ne eder o sürprizlerden kaçardık. Çünkü ne yazık ki her çocuk eşit değil. Mesela bir çocuk ailesine 'nolur lunapark'a gidelim!' diye yalvarırken, bazı çocuklar 'nolur yapmayın, acıtıyorsunuz!"diye yalvarmak zorunda kalıyorlardı. İşte!Ben o çocuklardan biriyim.

Yatağıma uzanıp bekledim.Evet,sadece bekledim. Yapmak istediğim tek şey buradan bir an önce çıkıp o iki adamdan intikamımı almaktı.O yüzden bugün çok değerli yeni gelen Alp doktor'un sürprizini değerlendirsek sorun olmazdı değil mi? Hayır, olmazdı.

1 saat geçtikten sonra her şeyimi hazırlamıştım. Kıyafetlerimi, İğnelerimi ve babamdan kalan bıçağı. Şimdi ise geriye Alp doktor'un gelmesi kalmıştı. Planım, alp doktor buraya geldiğinde, biraz yakınlaşacaktım. Umarım karısı yada sevgilisi yoktur, yazık olacak. Biraz yakınlaşmanın sonucunda kapıya doğru ilerleyip, kafasını kapının kulpuna  3,bilemedin 4 kere vuracaktım. O hafif bir baygınlık geçirirken ben ona merve hemşireden gizlice aldığım unutkanlık hapını sıvı hale getirip iğne yardımı ile ayak ucundan enjekte edecektim. Fakat bunu dışardan gören herkes normal bir baygınlık olarak algılayacakı.

Oda'ın içindeki kamerayı perde yardımı ile etkisiz hale getirmiştim.1 saatin sonunda alp gelmişti vayyy ezgicim , alp demek he?beni aldatıyorsan şimdiden söyle. Hazırlayayım kendimi canım!

"Nasılsın ezgi?" çok iyiyim gerçekten.
"Her zamanki gibi"diyip ona doğru 2-3 adım attım"Siz,siz nasılsınız?"

Ben olsam bu ilgime şaşırdım,neden şaşırmamıştı? "Ezgi,kendini fazla zeki sanıyorsun." diye mırıldandı ve sandalyeye oturdu. "Öyleyim zaten?" ben , yavaş yavaş üstüne doğru yürürken birden ayağa kalktı ve "Evet zekisin.Ama bu dünyada tek zeki sen değilsin. Güzelliğini kullanarak beni alt etmeye mi çalışıyorsun ezgi? Şunu o çok güzel ama işe yaramayan beynine sok, ben diğerleri gibi değilim. Ayrıca aldığın unutkanlık hapını hangi ara sıvı haline getireceksin merak ediyorum. Ben baygınlık geçirirken mi? sen onları yaparken ben çoktan kendime gelmiş,seni kucağıma almış kaçıyor olurdum ezgi."

Kaçıyor olurdum

Duydunuz, değil mi? Bir dakika. Ben iyice mi deli oluyorum yoksa?

"Anlamadım,ne diyorsun. Sen kimsin!" dedim bir çırpıda."Çok safsın ezgi."dedi ve derin nefes alarak devam etti"ben Alp, alp soylu. memnun oldum küçük kardeşim."

..................................................................................

Gözlerim ağrıyor umarım geçmez. seviyorum sizi öptüm.sizde öpün beni.

......................................................................

psikiyatri merkeziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin