Hayal kırıklıklarıyla dolu olan aşk hayatına ortaokul sonlarda başlamıştı Taehyung. Kendisini reddeden o kız olmasaydı, lise yıllarında kimliğini sorgulamayacak ve "gökkuşağının çocukları"ndan biri olduğunu fark etmeyecekti. Tabii bu evreye rüyalarına giren bazı sınıf arkadaşlarını ve öğretmenlerini garipseme, internetten bulduğu her cinsel yönelim testini çözmek de dahildi. Ancak sonuç olarak kendisine bu toplumda bir yer bulmayı başarmıştı. Evet, Taehyung baştan aşağı biseksüel bir erkekti ve bundan gurur duyuyordu.
Bu yeni bilgiyi herhangi bir yakalanma skandalı yaşanmadan önce ailesine açıkladığında aldığı tepki çok trajikomikti. Komikti, çünkü ailesi şaşırmamış ve onu öylece kabul etmişlerdi. Trajikti, çünkü ailesi şaşırmamıştı. Huzursuzluk dolu bir sessizlik ve fal taşı gibi açılmış üç çift gözün arasında geçen diyaloğun ardından babası 'onun katil olmadığı sürece ne olduğunun fark etmediği ve her şeyden önce evlatları olduğu için onu dışlamayacakları' temalı uzun ve duygusal bir konuşma yapınca gözleri yaşlı bir aile kucaklaşması paylaşmışlardı.
O günden sonra Taehyung ailesine karşı hep açık olmuş, her kalbi kırıldığında ya annesine ya babasına sarılmıştı. Çok sık göremediği ablası Eunjin de ara sıra listeye dahil oluyordu tabii.
İşte umutsuz-ve-aptal-aşık döneminin zirvesini o zamanlarda yaşamıştı. Tam kepini havaya attığı zaman aylardır çıktığı çocuk "senden ayrılıyorum" dediğinde de mezuniyet sevinci kursağında kalmıştı. O çocuk şanslıydı ki Taehyung yüzündeki gülümsemesi kolay silinmeyen, kendisini hemen toparlayabilen biriydi. Yoksa yüzünü gören cennetlik olan Eunjin o çocuğu doğduğuna pişman edebilirdi; konu Taehyung olunca ablasının pek şiddet karşıtı kaldığı söylenemezdi.
Gel gelelim üniversite yıllarına. Neyse ki yetişkinlik, yeni okul, yeni sorumluluklar falan derken Taehyung'un aşk hayatında da ciddi bir değişim yaşandı:
Hyunki'yle üniversitenin ilk yıllarında tanışmıştı Taehyung. Oryantasyon döneminde aynı gruba verilmişlerdi ve Kader Ana, Taehyung için o andan itibaren ağlarını örmeye başlamıştı. Kısa sürede birbirlerine ısındılar ve ikisi de o elektriği hissetmişti. İlk açılan Hyunki olmuş ve Taehyung 'düşünme, sadece yap' mantığıyla dudaklarına yapışmıştı. O günden beri sevgililerdi. Hyunki Taehyung'a kıyasla daha minyon bir yapıya sahipti; sarıldıklarında yüzü boynuna tam oturuyordu. Ayrıca arkadan ona sarıldığında Taehyung çenesini rahatlıkla onun başına yaslayabiliyordu ve ona sorarsanız, bunu yapmak Taehyung'un en sevdiği şeydi.
İnişli çıkışlı da olsa sağlıklı bir ilişkiyle geçen dört beş yıldan sonra, nihayet ikisi de kepini atmış ve iş dünyasına atılmaya hazır iki pırıl pırıl genç olmuşlardı.
Geçen onca yıldan sonra ise şimdi, ilişkilerinin yedinci yılını taçlandırmak için harika bir fikri olan Taehyung, yıllar sonra buluşma sözü verdiği oda arkadaşı Park Jimin'in de düşüncesini almadan önce rahatlamak amacıyla derin bir iç çekti. Kendisine dikkatle bakan bir çift göz kendisini ister istemez germişti.
"Hyunki'ye evlenme teklifi edeceğim."
Jimin'in bu bilgiyi sindirmesi o kadar da uzun sürmedi. Hatta, küçük çaplı şaşkınlığına bakılırsa bunu demesini bekliyormuş gibi bir hali vardı.
"Ne zaman etmeyi düşünüyorsun," diye sordu 'karamel macchiato'sundan yudum almadan önce, Taehyung her zaman olduğu gibi bu yudumda da arkadaşının kahve tercihini yargılamadan edemedi. Kendisi pek şeker fanatiği değildi, özellikle konu kahveyse.
"Şaşırmadığına göre," diye mırıldandı soluk altından, ellerini masada kenetleyip öne doğru eğildi ve devam etti; "yedinci yıldönümümüzde diye düşündüm. Malum, hatırlıyorsan beşincisi onun mezuniyetine denk geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
marry me! ©
Fanfic〈yoongi / taehyung〉 sevdiği adama açılacağına hiç tanımadığı bir adama açılan taehyung biraz saftiriktir, ama özünde iyidir. °two-shots ୨ ilham kaynağımın sahibi: @Myg93kth95 ୧ 2022.04.22 - 2022.04.24