Gözlerimi yeni taşıdığımız evin odasında açtım. 1 ay önce taşınmıştık. Taşınma sebebimiz babamın işlerini büyütmek istemesiydi. Izmir'de de işlerini büyütebilirdi ama babam ısrarla İstanbul'a taşınmamızı istedi.
Bu taşınma yüzünden her bir köşesinde anılarımın olduğu İzmirden ayrıldım. Okulumdan, arkadaşlarımdan, doğduğum evden ayrılmıştım. Bu gerçekten beni çok üzüyordu. Kendime "ileride mesleğimi elime aldıktan sonra kesinlikle İzmir'e geri döneceğim" diye söz verdim.
Yerimden istemsizce kalkarak banyoya gittim. Hava çok sıcaktı. Serinlemek için duş alıp çıktım. Üstüme ince askılı göbeği açık mavi renk bluzumu giyip altına da siyah kot şortumu giydim. Saçlarımı balkona çıkıp havluyla kurutmya başladım.
Saçımı kuruttuktan sonra mutfağa indim. Evde kimse yoktu. Annem ve babam çoktan işe gitmişlerdi. Buzdolabından çıkardığım kahvaltılıklardan yedikten sonra yola çıktım. Yarın okullar açılıyordu. Okul için almam gereken şeyler vardı. Kırtasiyenin bulunduğu yere geldim.
Alacaklarımı ödemek için kasaya doğru ilerlerken telefonum çaldı. Arayan annemdi.
"Kızım hemen çalışma odasındaki masada duran kırmızı dosyayı alıp şirkete gel." dedi.
"Anne ben evde değilim okul icin alışverişe çıkmıştım."
"Acil bir mesele kızım hemen eve git dosyayı al gel lütfen. Hızlı ol"
Anneme. "Tamam"dedikten sonra telefonu kapattım. Elimdeki eşyaları bi yere bırakıp çıkışa doğru hızlıca ilerledim. Tam kapıdan çıkarken birine çarptım. Çarptığım kişiye bakmadan özür dileyip yoluma hızla devam ettim.Eve vardığımda kapıyı açıp çalışma odasına gittim. Masada duran kırmızı dosyayı alıp hemen evden çıktım. Bir taksiye binip şirkete doğru yola çıktım.
Şirketin önünde indim. Bu şirket Izmirdeki şirketimizden oldukça büyüktü. Daha önce bu şirkete gelmeyen biri burada kesinlikle kaybolurdu.
Annemin sekreterinden onun babamın odasında olduğunu öğrendim. Babamın kapısını çalıp içeri girdiğimde babamla aynı yaşlarda gibi olan yabanci bir adam vardı. Odaya girince konuşmalarını kesip bana bakmaya başladılar. Yabancı adam hiç anlam veremediğim bir şekilde bana içten şekilde gülümsedi.
"Kusura bakmayın dosya istemişti annem onu getirdim."
"Gel kızım,bak bu bizim ortağımız Baran korkmaz. Bu da benim kızım Asel Barancığım." babam bu adama niye bu kadar samimi davranıyordu anlamıyorum.
Baran bey elini uzatıp,"Merhaba kızım tanıştığıma memnun oldum. Baban senden çok bahsetmişti. Sonunda yüz yüze tanışabildik."dedi.
Bende saygıdan dolayı aynı şekilde elimi uzatıp, " bende memnun oldum efendim."dedikten sonra elimi geri çektim."İzniniz olursa ben eve dönüyorum babacığım."
Sonra odadan çıktım. Asansöre doğru ilerlerken köşeden çıkan biriyle çarpıştım. Bugün çarpıştığım ikinci kişiydi."Önüne baksana kızım. Koskaca insanı göremiyor musun?" diyen kişiye baktığımda benim yaşlarımda kömür gibi siyah gözleri olan ve oldukça da yakışıklı biri kaşlarını çatmış bi şekilde bana bakıyordu.
"Köşeden çıkan sensin nasıl görmemi bekliyorsun ki."
"Bana göre de sen köşeden çıkmış oluyosun"dedi. Evet haklıydı. Aslında ikimizin de suçu yoktu. Arkamı dönüp gidiyordum ki onun sesi beni durdurdu;
"Dışardan hanım efendi gibi duruyorsun ama bir özür dahi dilemeden gidiyorsun" dedi.
"Aynen dışım hanım efendi ama"gibi" değil. Özür dilenmesi gereken bir durum yok."
Karşımdaki çocukla ayni anda dönüp kendi yoluma devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLAKİ
General FictionAsel 16 yaşında lise öğrencisidir. İzmirde yaşayan Asel bir gün Babasinin işleri büyütmek istemesiyle İstanbula taşınırlar. Yeni geldiği lisede hayatı boyunca hep yanında olacağı 2 kızla tanışır. Lisede tanıştığı Ateş ile bi türlü anlaşamaz. Bu iki...