yüzleşme

1.1K 31 14
                                    

EsZan’ın hikayesinin harcanması çok canımı yaktı. O yüzden 11. Bölümden itibaren kısa bir hikaye yasmak istedim onlara. Bazı bölümleri de birleştirerek gittim, yüzleşmeleri tamalayabilmek için. Birkaç bölümde olsa Ozan pişmanlığını yaşasın, Esra hak ettiği özrü alsın; Ozan, Esra’dan sevildiğini duysun, Esra Ozan’la hayatı gerçekten paylaşsın istedim.

-Beni sev istedim, beni yeniden sev istedim.
Ozan Esra’nın ani öpüşüyle sarsılmıştı. Sevdiği, aşık olduğu kadın kollarında onu yeniden sevmesini istiyordu. Ne saçma! Oysa Ozan’ın onu sevmeden geçen tek saniyesi bile yoktu. Onunasıl sevdiğini düşünürken Esra’nın öpüşüne karşılık veriyordu. Ancak o akşam duydukları aklına tekrar geldiğinde hırslandı. Tüm öfkesini Esra’nın dudaklarına kusmaya başladı. Hissetsin istiyordu. Ne kadar acı çektiğini, ne kadar öfkeli olduğunu hissetsin istiyordu. İş için Şile’ye gittiklerinde, böyle bir yere gelmeyi hayal dahi edemezdik, demişti. Eğer ona oyunlar oynamasaydı şimdi her şey daha başka olurdu. Tüm bunları düşündükçe öfkesi daha da büyüyordu. Ama Esra’sından kopamıyordu. Yanlıştı, nişanlıydı. Ama nişanlısına yanlış yaptığını hissetmiyordu; Esra’sı sarhoştu, kendine geldiğinde bunu kaldıramazdı. Biliyordu. Ölüm kadar ağır olsa da ayrıldı Esra’sının dudaklarından.
-Sarhoşsun sen Esra. Dinlen, sonra konuşuruz.

-Değilim, tamam sarhoşum, ama kendimdeyim. Gitme… Bu seferde sen gitme. Çünkü biliyorum gidersen konuşmayacağız. Ozan ben seni tanıyorum. Oyun değildi. Ne oldu bilmiyorum. Ama bu yolun dönüşü yok.

-Dönüşü olsun isteyen kim? Ben bir daha kendimi senin insafına bırakamam. Duydum Esra, duydum. Zeyno ile konuşmalarını duydum. Bana nasıl oyun oynadığını duydum.

-Ne oyunu? Sen, sen ne duyduysan yanlış anlamışsın.

-Ne yanlışı Esra? Beni kendine aşık edip, kul köle edecekmişsin ya.. onu duydum işte. Ya ben sana zaten kuldum, zaten köleydim. Senin gülüşün için neler yapacağımı tahmin dahi edemezsin. Şimdi karşımda öylece duruyorsun ya mahvoluyorum ben, ölmek istiyorum.

-Ozan, oyun yok. Tamam başta öyleydi. O evde söylediklerini hazmedemedim, intikam amak istedim. Ama sen beni bilmiyor musun? Saman alevi gibi kızgınlığımda geçti hemen.

-Oyun yok. Aşıksın yani bana, öyle mi? Sende bana aşıksın.

-Bende sana aşığım Ozan. Keşke sana seni ne kadar çok sevdiğimi hep söyleseydim; sende o zaman bir anlık öfkeyle söylenmiş bir söze takılıp kalmazdın. Bilirdin seni hep çok sevdiğimi.

-Hep.. Hep çok sevdiğini.

-Hep. Ben kocamı çok sevdim Ozan. Bana bakışını sevdim. Sana sarılmayı sevdim. Kokunu sevdim. Göğsüme yattığında saçını okşamayı sevdim. Korktuğumda kolların açık sinende ayrıdığın yuvamı sevdim. Sen bana bir kez Esram dedin, ben her şeyimle senin Esran oldum.

-O zaman neden? Neden terk ettin beni.

-Kalamadım. Canım o kadar çok yandı ki kalamadım.

-Ne yaktı canını, n’oldu? Anlat bana. Anlat Esram. Sarayım yaranı. Birlikte iyileşelim.

-Saramazsın… Saracağın zaman yoktun Ozan, artık saramazsın. Benimle hayaller kurduğun eve başka bir kadın soktuktan sonra olmaz.

-Esram..

-Gerçekten o evde o kadınla mı yaşayacaktın? Havuzun kearına çitte yaptıracak mıydın çocuklarınız düşmesin diye?

-Esram. Olmayacaktı. Biliyorsun. Yapamayağımı biliyorsun.

-Bilmiyorum. Ben artık hiçbir şey bilmiyorum.

-Konuşalım o zaman. Anlat bana. Birlikte bulalım tüm cevapları.

-Nişanlın bu saatte başka bir kadının odasında olduğunu öğrenirse kırılır Ozan, gitsen iyi olur.

-Az önce beni öpen, ban ne kadar aşık olduğunu söyleyip gitme diyen kadın mı söylüyor bunları.

-Evet, ben söylüyorum. Seni öptüm, çünkü öpmek istedim. Hala istiyorum. Seni öpmek, sevmek, sevişmek, kollarında olmak istiyorum. Kollarındayken zaman Dursun, biz gitmeyelim kimse de gelmesin istiyorum.

-O zaman?

-Başkasına evlenme teklifi ettin Ozan. Demek ki aklının köşesinde hep bir seçenek varmış.

-Saçmalama. Sen bana sorular sorana kadar varlığından bile haberdar olmadığım biri. Şey var..

-Ne var?

-Seninle evimizde yemek yediğimiz gece… Hani aradı da gittim. Bana aşık olduğunu söyledi.

-Sende madem Esra bana oyun oynadı, ende bundan sonra beni sevenle olurum dedin. Öyle mi?

-Esram. Affet, n’olursun, affet.

-O kadar kolya değil. Nişanlısın. Bu odada duramazsın. Git. Git Ozan git.

Ozan arkasını odadan çıkmak için arkasını döndüğünde kocaman bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Esrası da onu seviyordu. Yanlış anlamıştı. Yanlış anlayıp her şeyi mahvetmişti. Ama düzeltecekti. İlk önce Çağla ile konuşup bu saçmalığa son verecekti. Sahi böyle bir şeyi yapabileceğini nasıl düşünmüştü? Esrası, onun Esrası hemen yan odadaydı. O da ona aşıktı.

Yine Yeni YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin