1

481 28 17
                                    

Carlisle önceden bir avcıydı ama bundan gurur duyduğu söylenemezdi. Babası ve arkadaşları vampirleri, cadıları ve kurtadamları avlıyorlardı. Bir süre sonra iyice yaşlanan babasının yerine geçti ve o da tam anlamıyla bir avcı oldu.

Diğerlerine göre Carlisle merhametliydi ve insanlardan beslenmeyen vampirleri öldürmüyor ve bırakıyordu ama bir gün bir vampir tarafından saldırıya uğradı. Vampir onu ısırıp ölüme terk etmişti.

Bulduğu bir patates deposuna giren Carlisle 3 gün boyunca dönüşümle savaştı fakat daha sonra dayanamadı ve bulduğu bir geyik sürüsüne saldırdı.

Sonrasında insanlar yerine hayvanlardan beslenebileceğini düşünerek dönüşümü kabul etti. Yaşadığı yerden hemen gitmedi, kasabadakilere görünmeden 13 sene boyunca terk edilmiş yerlerde yaşadı ve ormanda beslendi.

Uzaktan güzeller güzeli kızını izledi. Kızı 17 yaşına geldiğinde akrabaları ile güzel bir hayatı olduğunu görüp onun iyi olacağını anlayınca kasabadan ayrıldı.

Akşamları hastanelerde çalışmaya başladı ve insanların hayatını kurtardı. İnsan kanını hiç içmemiş ve canı çekmemişti. Hayatını insanları kurtarmaya adamıştı. Çok geçmeden İspanyol gribinin yayıldığı dönemde çalıştığı hastanede bir kadına denk geldi. Elizabeth Masen...

Kadın ölmek üzereydi ve Carlisle'nin vampir olduğunu öğrenmişti. Ölmeden önce Carlisle'ye yalvardı oğlunun ölmesini istemiyordu ve Carlisle'ye ona gücünden vermesini istedi. Kadın öldükten sonra oğlunu vampire dönüştürdü, Edward...

O günden sonra Carlisle, Edward'ın arkadaşı, dostu oldu ve birlikte yaşamaya başladılar. Bir süre sonra 1921'de çalıştığı hastanede çocuğunun ölmesi üzerine intihar eden bir kadın ile karşılaştı, Esme...

Kadın hala yaşıyordu ve Carlisle o kadını da dönüştürdü. Daha sonrada o kadın ile evlendi. Carlisle bir gece hastaneden çıkmış eve giderken bir koku aldı, kan kokusu...

Kokuyu takip etti ve yerde ölmek üzere olan genç bir kadın gördü, darp edilmişti ve her yerinden kanlar akıyordu. Bu genç kadın Rosalie idi. Carlisle bu genç kadını da dönüştürdü. Böylelikle Cullen Klanını yavaş yavaş kurmaya başladı.

Bir gün Rosalie ve Edward ormanda avlanırken kan kokusu alan Rosalie ayı saldırısında yaralanan Emmat'ı buldu ve onu 1 mil taşıyarak Carlisle'a götürdü. Carlisle bu genç adamı da dönüştürdü.

Birkaç sene sonra onların arasına Mary Alise Brondon ve Jasper Whitlock da katıldı. Böylelikle Cullan Klanı tam anlamıyla kurulmuş oldu. Peki tüm bunlar olurken ya da olmadan önce Carlisle'nin kızına ne oldu?

Carlisle kasabadan ayrıldıktan kısa bir süre sonra kızı ormanda birini gördü. Genç bir adamdı ama o kadar güzel bir yüzü vardı ki her genç kadının hayallerini süsleyecek bir yüz. Aslında genç kızının dikkatini çeken bu güzel yüz değildi. Güneş altında bir elmas gibi parlayan beyaz ve pürüzsüz ciltti.

O günden sonra hep oraya gitti ve gizlice genç adamı izledi. Genç adam bunun farkındaydı kızı görmüştü ve o da genç kıza hayran kalmıştı. Genç kız babası gibiydi çoğu şeyleri benzerdi beyaz bir ten kusursuz bir yüz, güzel bir vücut... Babasına benzemeyen tek bir şey vardı o da saçlarıydı.

Genç kız saçlarını annesinden almıştı. Güneş gibi parlayan kızılın en açık tonuna sahipti saçları. Genç adamın dikkatini çekende bu kızıl saçlardı.

Gizlice birbirlerini izlemeleri yaklaşık bir hafta sürdü daha sonrasında genç adam ilk adımı attı ve kızla tanıştı. Genç kız o kadar mutlu olmuştu ki günlerdir izlediği adamın ondan etkilendiğini öğrenmek ona göre dünyadaki en muhteşem şeydi.

Carlisle'nin Sırrı                          ~Alacakaranlık~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin