Treat You Better = -Harry James Potter -

T

Yolanda: Merhaba. 

Yolanda: Şans iksirini kazanmışsın. 

Yolanda: Onu kazanmak yetenek ister. 

HarryJPotter: Teşekkürler. Bunu bildiğine göre Slughorn'un dersinde vardın galiba. 

Yolanda: Evet, sonuçta sevdiğim adamla aynı yaştayım. Ve onun girdiği her derse sevmesem bile giriyorum. Çünkü ona sırılsıklam aşığım.(Görüldü)

Yolanda: O beni sevmese bile. Hatta bu numaradan yazmasam bile fark etmeyecek olsa bile. (Görüldü)

Yolanda: Görüldü atmayı bırak. Gerçekleri biliyorum. Fazlasıyla. 

Yazdığı son mesajla telefonu yatağın üstüne attı. Ardından yatağa kendisini sertçe bıraktı. Tüm bu siniri o aptal Potter'a değildi hatta onu sinirlendiren o bile değildi. En yakın arkadaşları Marcus ve Elina'yla kavga etmiş olmasıydı. Bunun sebebi elbette ki sevdiklerine açılamamalarıydı. Marcus ve Elina'nın sevdikleri ama açılamadıkları vardı. Bu üç platonik insanı kader bir araya getirmişti. 

Marcus Ravenclaw'dı. Elina ise tam bir Hufflepuff'tı. Anna ise Gryffindor'du. Farklı binalardan karma bir gruptular. 

Bugün hemen iksir dersinden sonra bahçede kavga etmişlerdi. Bu kavga çok sertti. Bahçede bulunan neredeyse herkes onlara bakmıştı. Altın üçlü de dahil olmak üzere. 

Onların bakması üzerine Anna lafını söylemiş çekip gitmişti. Ama giderken Elina ve Marcus'un bağırışları duyulabiliyordu. 

Kavga büyütülmesi gereken bir kavga değildi. Sadece sinirli anlarına dek gelmişti. Anna, Harry'nin onu sevmeyeceği gerçeğini hatırlamıştı.  Marcus, tüm binaya rezil olmuştu. Elina ise kütüphaneden aldığı bir kitabı kaybetmişti. Kısacası hepsinin günleri felaket geçiyordu. 

Bu sebeple küçük bir kıvılcımı yangına çevirmişti. Bunun sonucunda hem rezil olmuş hemde araları bozulmuştu. Anna sakinleşmek için Harry'e yazmış fakat pek sakinleşebildiği söylenememişti. 

Ve Anna olaya biraz daha rahat bir kafayla bakmaya çalıştığında içinde hissettiği suçluluk duygusuna engel olamıyordu. 

Keşke zamanı geriye alabilseydi.