'Bodrum katından sesler geliyor.'

118 9 7
                                    

Ömer: 'sana bir şey söylemem gerek'

Hürkan: 'dinliyorum?'

Birden boğazı düğümlendi Ömer'in, söyleyecek cesareti vardı,neden söyleyemiyordu? 'ya benden yine nefret ederse..' diye düşünmeden duramıyordu,cidden kendisinden nefret ettirme tarzı bir düşüncesi yoktu,asla olmazdı. Biraz duraksadıktan sonra düşündü ki şu an söyleyemezdi,düzgün bir plan yapması gerekiyordu.

Ömer: 'boş ver.'

Hürkan: 'peki,iyi geceler.'

Ömer: 'sana da'

Kapıyı açtı,odaya girdi ve kapıyı kapattı. Kendini yatağa atıp uzun süre sadece tavana baktı. Düşündü,söyleseydi daha mı iyi olurdu? Dakikalar boyunca bunu düşündü,ama aklında olan fikirlerin hiçbiri düzgün bir sona varmıyordu. 'Anlayamıyorum..' dedi kendi kendine,sonrasında daha fazla düşünmeden uyumaya karar verdi. Kulaklığını almak için yatağından kalktı,kapıyı açtı ve koridordan salona doğru yürümeye başladı. Koridordun ortalarındayken bodrumdan gelen ani bir ses ile irkilerek bodruma inen kapıya baktı,bir eşya düşme sesine benzemiyordu bu. Sanki bir şey bağırıyormuş gibi,kulaklığı boş vermişti şu an. korkuyordu fakat sesin kaynağını merak ediyordu. Yavaş adımlarla bodrum kapısına ilerledi, kapının önüne geldiği an omuzunda bir kol hissetmesi ile irkilerek arkasını döndü. Arkasında Hürkan'ı görünce birden rahatlama gelmişti,olayları anlatması gerekiyordu çünkü cidden 'saçma' gelmişti Ömer'e.

Ömer: 'Hürkan bodrum katından sesler geliyor.'

Hürkan: 'ne tür sesler?'

Ömer: 'bağırma tarzı,sanki birine zarat gelmişte-'

Hürkan: 'ah.. Ömer,bu gün fazla yoruldun,saçma sesler duyman gayet normal canım benim.'

Cümlesini bitirdikten sonra elini Ömer'in yanağına götürdü, Ömer'e hâlâ inandırıcı gelmemişti Hürkan'ın söyledikleri. Ama cidden yorucu bir gün geçirmişti Ömer,fazla umursamadan onaylar bir şekilde kafasını salladı.

Hürkan: 'sen neden odandan çıktın ki?'

Ömer: 'kulaklıgımı alacaktım,ses gelince bakmak istedim'

Hürkan: 'anladım,açsan yemek yiyelim?'

Ömer: 'aç değilim, teşekkür ederim yine de.'

Hürkan: 'ne demek,ben odama gidiyorum o zaman. Bir şey olursa gelirsin.'

Ömer: 'tamam,iyi uykular'

Hürkan: 'sana da biriciğim.'

Hürkan'ın Ömer'e bu şekilde hitap etmesi Ömer'i çok mutlu ediyordu,umutlansa da yapabileceği herhangi bir şey yoktu. Salona doğru yürürken bağırışma sesleri tekrardan geldi,tekrardan ve tekrardan.. salona girdi,kulaklığını aldı ama içi hiç rahat değildi. Kulaklık taksa bile aklında dolaşacaktı o sesler,uyumak istemiyordu ama uyumazsa ertesi gün yorgun düşüp okula gidemeyecekti. 'Geçenleri Hürkan'a onunla yatmak istediğimi söylediğimde nazikce kabul etmişti,yanına gitmek en iyisi yoksa kafayı yediğimi düşüneceğim.' diye düşündü. koridordan geçerek Hürkan'ın odasına gitti,kapıyı çaldı ve yanıt gelmesini bekledi. Birkaç saniye sonra Hürkan'ın 'gir' demesi ile kapı kolunu açtı ve odaya girmeden kapının dışından 'yanına gelebilir miyim?' diye sordu. Hürkan'ın 'tabii,gel.' demesiyle kaldığı odaya gitti,yastığını ve telefonunu alıp Hürkan'ın yanına gitti. Yavaşça kapıyı kapattı ve hürkanın yanına yastığını koydu.

Hürkan: 'ne o korktun mu?~'

Ömer: 'mhm, ne demezsin.'

Hürkan: 'tamam tamam,kızma hemen.'

Ömer: 'sarılırsan kızmam diyomuşu-'

Hürkan Ömer'in konuşmasına izin bile vermeden Ömer'e yaklaşıp sarıldı, Ömer ise hiç bir şey demeden Hürkan'ın sarılmasına karşılık verdi. Bir elini Ömer'in saçına götürdü Hürkan, Ömer ise kafasını Hürkan'ın göğüsüne koymul uyumaya çalışıyordu, Ömer ne kadar garip davransa da Hürkan hiçbir zaman onu kötü karşılamıyordu,bu da Ömer'in hoşuna gidiyordu. Birkaç dakikaya Hürkan'ın göğüsünde uyuya kaldı,Hürkan ise hâlâ uyanıktı,belki dakikalarca Ömer'e baktı,sonra sıkıca Ömer'e sarıldı ve uyudu. Sabah alarmın çalması ile uyandı Ömer, Hürkan'ı uyandırmaya çalışıyordu bir yandan da. Fakat bir türlü açmıyordu gözünü Hürkan.

Hürkan: 'ya uyanmicam git sen.'

Ömer: 'saçmalama Hürkan,kalk artık saat kaç oldu geç kalıcaz.'

Hürkan: 'of.. uykum var aq sen git..'

Ömer: 'iyi,ne halin varsa gör.'

Yataktan kalktı,normalde gömlek giyen biri değildi ama kıyafet getirmediği için mecburi olarak giyecekti.

Ömer: 'kıyafetlerinden alıyorum?'

Hürkan: 'Mhm,istediğini al.'

Dolabı açıp düz beyaz bir gömlek,siyah bol bir eşofman ve siyah bir kravat alıp dolabın kapağını kapattı. Odadan çıkacakken Hürkan'ın ona seslenmesiyle arkasına döndü.

Ömer: 'ha?'

Hürkan: 'burda değiştir üstünü bakmam.'

Ömer: 'sana güven olmaz aq.'

Hürkan: 'uyicam zaten aq'

Ömer: 'iyi be'

Üstünü değiştirip kravatı bağlamak için aynanın önüne geçti,kravatı bağladıktan sonra saçını düzeltip saate baktı,daha yarım saat vardı. okul uzak değildi,sadece erken kalkmaya alışmıştı. Hürkan uzanırken yanına oturdu ve saatin gelmesini bekledi,boş boş otururken Hürkan'ın aniden kendisine sarılması ile Hürkan'a baktı.

Ömer: 'noldu?'

Hürkan: 'yok bir şey,sarılmak istedim. Rahatsız olduysan çekileyim?'

Ömer: 'ha, yok ondan değil- rahatsız olmadım.'

Hürkan: 'tamam'

Ömer: 'ben çıkıyorum,dikkat et tamam mı?'

Hürkan: 'tamam,görüşürüz'

Bu bölüm kısa oldu özür dilerim. Ama akşıma ne fikir geliyor ne de başka bir şey,bu yüzden kitabı devam ettiremedim. Akşımda 7. Bölümde bitirmek vardı ama o kadar uzatacak senaryo bulamıyorum,ve yeni yeni kitap fikirleri geliyor aklıma. Bu yüzden elimden geldiğince kitabı çabuk bitirmeye çalışacağım.

YOU ARE MY ONLY FAULTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin