Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Heeseung
"Burada elimden gelenin en iyisini yapıyorum, ama sen işleri zorlaştırıyorsun. Üzgünüm, her zaman hayal ettiğin ideal eşe sahip değilsin ama hayat adil değil ve bunu şimdi bilmen gerekiyor," dedi Heeseung ve gözlerin daha çok yaşlandı. Tek istediğin erkek arkadaşınla birlikte olmaktı ama son zamanlarda cb ve şirketinin baskısıyla çok baskı altındaydı.
Üzerinde çok çalıştığı bir şey hakkında olumsuz bir yorum görmesi yardımcı olmadı. "Mükemmel bir ortak olduğun hakkında hiçbir şey söylemiyorum! Sadece erkek arkadaşımın benim adıma mutlu olmasını istiyordum. Fazla bir şey istemedim, sadece benim adıma mutlu olman için" dedin, daha fazlasını söylersen anında ağlayacaksın diye korkarak devamını getirmedin.
"Bu konuşma anlamsız," dedi ve gitmeye başladı ama sen kolunu tuttun ve ona yalvaran bir bakış attın. Bakış, sertleşmiş özelliklerini yumuşatmak için hiçbir şey yapmıyor ve sana baktığında artık bir şey hissedip hissetmediğini merak ediyorsun.
"Heeseung, lütfen" diye yalvardın. "Bunu çözelim, sana yalvarıyorum" Kolunu silkti ve sana biraz ürkmene neden olacak sert bir bakış gönderdi.
"Bundan gerçekten bıktım. Aynı tekrarlayan yaşam tarzı. Herkesin birlikte olmanı istediği kişiyle birlikte olsaydın daha iyi olurdu." dedi üzgünce ve işte o zaman üzülürsün.
"Bu kadar. Bu kadarı yeterli. Buraya kadar seninle uğraştım Lee Heeseung. Beni dinlemelisin ve iyi-"
"Dinle, dinle, dinle. Dinlemekten bıktım! Ve işler böyle devam ederse, bu ilişkiden bıkabilirim"
"Seni kahrolası yalancı, çok bencilsin. Umurumda olan her şey için benden bık. Bir ilişkinin içinde iki kişi olduğunu fark etmeye hazır olduğunda, beni nerede bulacağını biliyorsun," diye tersledin ve yakındaki ceketine uzandın.
Dışarı çıkarken Heeseung'un yüzünde hiçbir pişmanlık belirtisi olmadığını gördün. Seni umursadığına dair hiçbir belirti göstermeyen belirli bir kişi için böyle olmak anlamsız. 3. yıl dönümünüzde sana hediye ettiği yüzüğünü çıkardın, baktığında acıttı. Eskiden onu sonsuza kadar seveceğinin ve o da aynısını yapacağının bir işaretiydi ama şimdi kalsaydın böyle olacak gibi görünmüyordu.
Heeseung sakinleştikten saatler sonra odasından çıktığında seni hala görmeyi bekliyordu. Az önce meydana gelen olayların bir dalgası zihnini doldurdu ve sana nasıl davrandığından utandı.
Tezgahta yüzüğünü bulunca şoka girer. Kalbi sıkıştı ve her şeyi alt üst etmiş olabileceğini fark etti. Senin yerinde olsaydı, kendinden mümkün olduğunca uzak durmak isterdi.
