canzoniere

56 11 3
                                    

''öyle ince ki tutunduğu ip

ağır hayatımın

biri yardım etmezse

yakında varacak seyrinin kıyısına''

canzoniere

ilk ipi kesişim annem içindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


ilk ipi kesişim annem içindi. büyümem için çok çabalamıştı, ona ihanet etmek istemedim. anlamsız gibi görünse de bazı anılarımız aklıma gelip duruyordu. banyoya girmeden önce benim için suyun sıcaklığını kontrol etmesi, ortaokula geçtiğimde derslerimi anlayamadığı için ben uyurken benden habersiz oturup derslerime çalışması bu sayede ödevlerimde bana yardım edebileceğini düşünmesi, dışarıda yan yana yürürsek her zaman beni kaldırımın iç tarafında yürütmesi, beni kabul etmeyen ailesine sırtını dönüşü. gözümü her kapattığımda aklıma annem geliyordu. beni büyütebilmek için çok çabalamıştı, biraz daha uzamam, biraz daha yemem, bir nefes daha alabilmem için çok çabalamıştı. yaşamamı benden daha çok istiyordu. bunun hatırına ipi ilk kez onun için kestim. ama ikinci sefere engel olamadı.

ikinci sefer kendim ve son kalan umudum içindi. yeterince çabalamadığımı ve aynı zamanda çok çabaladığımı düşündüm. hayat için çok çabalamıştım, bir iple her şeyi bitiremezdim. bitirmemek için de yeterince çabalamamıştım. haplar, terapiler, grup görüşmeleri, sabah çıkılan yürüyüşler, sağlıklı beslenmek, spora başlamak, uykumu düzenli hale getirmek, tüm negatiflikleri hayatımdan çıkarmak. hepsini yapmış mıydım ki? düzelemeyeceğimden nasıl bu kadar emindim? ikinci sefer son kalan umutlarım içindi.

üçüncü sefer çalan kapı içindi. mistik bir işaret olduğunu düşündüm. senin daha burada işin var diyordu biri bana, kapıya bakman gerek. her şey bitmedi, burada olman gerek. kapıya bakman gerek. kapıdaki kişi yanlış zile bastığını söyledi. üç gün boyunca buna güldüm. yanlış kişi. yanlışlıkla kurtarılmıştım. bunun da mistik bir işaret olduğunu düşündüm. burada işin yok evlat, sana bir şaka yaptık. yanıma gelmeden önce hala o bedenindeyken gül diye. aklıma geldikçe gülüyorum, yanlış zile basmış.

dördüncü sefer için çok uzun süre beklemem gerekti. bir sonraki mistik işareti bekliyordum. parkta otururken bir kız çocuğu bana ölmek üzere olan bir çiçek getirdi. onu iyileştirmemi söyledi, yapamayacağımı söyledim çok geçti bu çiçek ölüyordu. göm gitsin o zaman dedi, bir sürü başka çiçek var. ben ve çiçek. iki gün boyunca çiçek mi olduğumu yoksa ben mi olduğumu düşündüm. ben çiçek miydim? ben miydim? bu konu kafamı çok kurcaladığı için ipi geçiremedim. hala arada merak ediyorum acaba ben çiçek miydim? doğruyu söylemek gerekirse bu konuşma hiç yaşanmamış bile olabilir, çok mantıksız. ben parklara gitmem. çocuklar böyle konuşmaz. çocuklar benimle hiç konuşmaz. tanrı da intihara meyilli insanlara mistik işaretler yollamaz. ama bu benim yazım istediğim her şeyi uydurabilirim. ben ne dersem o yaşanmış olur. dördüncü seferde o çiçek hatırına vazgeçtim.

beşinci sefer de uçabilen tek insan ben olduğum için vazgeçtim. insanlığa bunu yapamazdım. türümün tek örneğiydim. üzerimde deney yapmak isteyebilirlerdi. benim için küçük insanlık için büyük bir adım. uçabiliyordum, o yüzden gidemezdim işte bana ihtiyaçları vardı.

siktir git jungkook, anladın değil mi?

yalan atıyorum çok mu belli ettim?

annem beni sevmezdi ki, biliyorsun yan dairede oturuyordunuz bağırışlarını duyardın. ben bir sikim de başarmadım hayata karşı her daim umutsuzdum. mistik şeylere de siksen inanmam ben. tanrı gelip kulağıma fısıldasa şizofren olduğumu düşünürüm. yalan attım, yalandı hepsi. uçtuğum kısım hariç ama aramızda kalırsa sevinirim başıma bela olmasın diye saklıyorum.

korkuyordum jk, en iyi sen biliyorsun. ilk ve tek nedenim buydu. ben ipi hiç geçirmedim ki keseyim.

bilirsin, ben ağaç evimize tırmanamazdım bile. sen benim için merdiven yaptıktan sonra gelebildim. bizim gizli yerimize sensiz gitmezdim, giden yol bana korkutucu geliyordu. nehirden karşıya geçmek için kullandığımız ip hiç sağlam değildi, onu değiştirelim demiştim sana. değiştirmeliydik biliyorsun. korkumdan anneme karşı gelip sizin evde uyumaya bile gelemezdim, hep sen gelip benimle soğuk evimizde uyurdun. elini tutmadan karşıdan karşıya geçemezdim. sen hastaysan yalnız kalacağım diye ben de okula gitmezdim, yalnızsam açık hedeftim. kimse bana bir şey yapmazdı ama açık hedeftim. korkuyorum biliyorsun. yaşamaktan da, ipi geçirip yaşamı bitirmekten de.

ama korkum birinci nedense bir nedenim daha var.

biliyorsun değil mi?

bana söyletme.

biliyorsun işte jungkook söyletme dedim bana.

uçabildiğim için.

ve biraz da benim elimi tuttuğun için.

elimi tutmak için her daim orda olduğun için.

işte, biliyorsun.

biraz da seninleyken yaşamaktan korkmadığım için.

dont say goodbye, taekook oneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin