4.Bölüm

329 33 10
                                    

Bugün üniversite de toplu bir şekilde etkinlik yapılacaktı. Çoğu kişi bu etkinlik için dönemin başından beri oldukça heyecanlıydı.

Herkes etkinlik alanında bir şeyler yapıyordu. Xiao Zhan diğerlerinin aksine şarkı söyleneceği yerde en ön koltuğa oturmuştu. Aslında şarkıyı dinlemek umrunda değildi. Sadece kalabalıktan biraz uzaklaşmak istemişti. Şarkıların söylenmesine daha bir kaç saat vardı. Kimin söyleyeceği belli değildi.

Xiao Zhan hiçbir şey yapmadan sadece düşündü. Wang Yibo' nun sıcacık sarılmasını özlemişti. Bunu yapamazdı. Gözlerini sıkıca yumdu. O sırada sahneden müzik sesi duyulmaya başlamıştı. Niye bu kadar erken başlamıştı?

Bakışları sahneye buldu. Wang Yibo' yu görmesiyle duraksamıştı. Üzerinde geçmiş hayatında üniversite zamanlarında giydiği deri ceket vardı. Ona ayrı bir hava katardı o zamanlar. 

Wang Yibo elindeki mikrafonla sadece Xiao Zhan' e bakıyordu. O sıra çoğu kişi şarkı söylenen alana doğru yönelmişti. Wang Yibo sonunda melek sesiyle şarkı söylemeye başlamıştı.

" Ne yaptıkları umrumda değil.
Sadece seninle olmak istiyorum."

Xiao Zhan şaşkınlıkla Wang Yibo' ya bakıyordu. Xiao Zhan ve Wang Yibo lisede bir olay yüzünden tartışmışlardı. Xiao Zhan etkinlikte söyleyeceği şarkıyı değiştirip bu şarkıyı söylemişti. Bunları hatırlayınca gülümsedi Xiao Zhan.

" Gülümsemende ev hissi var.
Gözlerinde o bakış var.
Ve seni yanımda tutmak için elimden gelen her şeyi yapacağım."

Wang Yibo şarkı bitene kadar gözlerini Xiao Zhan' den ayırmadı. Xiao Zhan ise kalbindeki duyguları bastırmakla uğraşıyordu. Duyguları artık o kadar yoğundu ki kontrol edemiyor gibiydi. Burada biraz daha kalacak olursa Wang Yibo' yu affederdi.

Hava zaten kötüydü an itibariyle yağmur yağmaya başlamıştı. Xiao Zhan oturdu yerden kalkmış tam gidicekken, Wang Yino ona seslendi.

" Beni afet güzelim. Seni bu duruma getirdiğim için beni afet Xiao Zhan."

Oradaki herkes Xiao Zhan' e bakmaya başlamıştı. O gerizekalı onun adını mı söylemişti? Siktir, güzelim de demişti. Xiao Zhan kendine hakim olmak zorundaydı. Hızlı adımlarla üniversitenin içine girdi. Wang Yibo' da onu takip etti.

Üniversitenin koridorunda ilerlerken Wang Yibo biraz hızlanarak, Xiao Zhan' nin sert olmıyacak şekilde bileğinden tutu. Bir süre birbirlerine baktılar.

" Seni affetmedim Wang Yibo. Şimdi siktir git."

Wang Yibo' nun gözleri tekrardan dolmuştu. Xiao Zhan bu görüntüye bakmaya dayanamıyordu.

" Seni özledim."

Wang Yibo yalvaran gözlerle Xiao Zhan' e bakıyordu.

" Ben seni özlemedim."

Xiao Zhan bileğini, Wang Yibo' nun elinden çekti. Arkasına dönüp tam gidecekken Wang Yibo onun bacaklarına sarıldı.

" B-Beni bırakma. Xiao Zhan beni bu karanlığın içinde yalnız b-bırakma. Biliyorsun y-yalnız kalmaktan korkuyorum."

Wang Yibo' nun dudaklarından hıçkırıklar dökülüyordu.

" Bende karanlıktan korkuyordum Yibo. Sen beni o karanlığın içinde tek başıma bıraktın."

Xiao Zhan hızlıca ayağını çekip arkasına dönmeden öylece yürüyüp gitti. Wang Yibo yerde durmuş hıçkırarak ağlıyordu. Kalkmadı bir süre. Xiao Zhan' nin onu affetmemesi doğaldı.

Yerinden yavaşca kalktı. Yürüyecek hali yoktu ama arabasının park ettiği yere kadar gidebildi. Ruhsal olarak bir çöküntü içerisindeydi.

Üstü başı yağmurdan dolayı ıslanmıştı. Dışarıda fırtına havası hakimdi. Hemen arabasını bindi. Burada durmak istemiyordu. Evine doğru arabayı sürmeye başladı.

Ağlayarak sürüyordu arabayı. O Xiao Zhan' ni özlemişti. O Xiao Zhan' nin ellerini özlemişti saçlarında. O özlemişti yumuşak dudakları. O özlemişti Xiao Zhan' nin şevkatini. O çok özlemişti onu. Xiao Zhan' de onu özlemişti ama haberi yoktu Wang Yibo' nun.

Gözleri dolu doluydu, bu yüzden önünü gĺremiyordu. Karşıdan gelen kamyonu da görememişti. Wang Yibo' nun siyah spor arabası komyona hızlıca çarpmıştı. Wang Yibo işte yeniden ölümün kıyısındaydı. Son düşündüğü şey Xiao Zhan olmuştu.

Deuxième Chance/ YiZhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin