gerçek kurt

{ Yeni Düşman }

Doruk ne demek istiyordu böyle. Ben üvey falan olamam. Bu imkansız. Hem böyle bir şeyi ailem neden benden saklasın ki anlamıyorum. Kafayı sıyıracağım. Bütün bunların ne olduğunu çözmek epey bir zamanımızı alacak. Gerçek kurt olmak beni yoruyor. Daha doğrusu daha dönüşüm bile geçirmeden yorulmak biraz saçma. Her gün yeni bir sır öğrenmekten yoruluyorum. İşte bir tane daha ve bu sırların hepsi beni derinden yaralıyorlar. Şimdi de üvey oldum. Lütfen bu doğru olmasın. Kafam çok karışık ne diyeceğimi, ne tepki vereceğimi bilmiyorum. En sonunda dayanamadım ve "ne saçmaladığını farkında mısın?" sesim çok yüksek çıkıyordu ama kendimi tutamıyordum işte. "Üveyim öyle mi? Niye hiçbirinizin aklına benim gerçek kurt olamamam fikri ya da bir başka şey gelmiyor anlamıyorum. " Atakan

"Sorun ne Mira ?"

"Sorun ne mi ?bir de sorun ne diye mi soruyorsun. Sorunum hep benim canımı inciltcek şeylerin ortaya konulması, işte sorun bu Atakan. " Doruk

"Seni üzmeyi hiç istemedim Mira, bunun için üzgünüm ben sadece bir şeyler bulmaya çalışıyorum. Fikir üretmeye çalışıyorum. İstemeden kırdıysam afedersin."

"Sorun değil sanırım bende fazla çıkıştım. Biliyorum benim için uğraşıyorsunuz ve size bu yüzden minnettarım ama bu beni üzüyor. Ve bu seferki fikir beni dahada sinir etti çünkü ..."

Derken içeriye beş kişi girdi. Bunlardan ikisi kız üçü erkekti ve çok yakışıklılar dı. Kızlarında haklarını vermek lazım onlarda güzeller şimdi. Ama bu yüzler bana bir yerden tanıdık geliyor. Heee şimdi hatırladım ben ormandayken Atakan'ın yanındaki çocuklar bunlar. Atakan

"Doğru ya ben sizleri tanıştırmayı unuttum. Bu Mira benim ..."

Dediği anda duraksadı. Ne yani söylemek mi istemiyordu yoksa garip mi karşılıyor. Ben bunu aklımdan geçirirken saniyesinde Atakan "Kız arkadaşım." dedi. Buda olur aslına bakılırsa ben sevgilim demesini beklemiştim. Kızlardan bir tanesi. "Evet kendisini çok iyi tanıyoruz zaten." dedi. Bu ne demek şimdi.Kinayeli kinayeli konuşmalar falan neler oluyorsa. Benden hoşlanmadı mı acaba. Tatlı bir kıza benziyor aslında. Sonra bir diğeri devam etti. "Sen şu inanılmaz geceden, nasıl olduysa artık, sağ kalan kızsın değil mi?"

Evet anlamında başımı salladım. Ne diyebilirdim ki söyledikleri doğruydu. Üstelik daha yeni tanışmışken sorun çıkarmak istemiyorum. Ama onlarda kiminle konuştuklarını bilsinler sonuçta ben bugüne bugün gerçek kurtum. Adam olun lan. Çok mu havalandım. Atakan

"Hepiniz buradayken söylüyorum, Mira gece gündüz korunacak."

"Nedenmiş o? Sevgilin diye onun başında nöbet tutamam. "

Bunu diyen ilk başta bana "Kendisini çok iyi tanıyoruz. " diyen kızdı. Bu kız hep böyle mi yoksa sadece bana mı garezi var ? Anlamadım. " Hayır tabi ki de. Onun için değil. Bu sizi de ilgilendiriyor. Hayatınızı, bizi, bütün herkesi kurtaracak olan gerçek kurt Mira. "

Herkesin yüzünde donuk bir ifade vardı. Anaşılan bu duyduklarına çok şaşırmışlardı. Erkeklerden bir tanesi " Y-yani bizleri kurtaracak olan gerçek kurt sen misin ?" Evet anlamında kafamı salladım. "Peki bundan emin misiniz ?" diye devam etti. Her şey kesindi, kafamızı karıştıracak bir şey söz konusu bile değildi. "Evet " dedim. Diğer bir erkek "Bunun için bize kanıt gerekiyor. Bunu nasıl kanıtlamayı planlıyorsunuz. "

Belli ki bu onların pekte hoşuna gitmedi. Doruk "Ben söylüyorum, bu sana yeteri kadar açık ve kanıtlayıcı gelmiyor mu?" dedi. Sonra uzun bir iç ekerek "Ben ne diyorsam o. Atakan bu konuda haklı. Ayrıca daha çok işimiz var. Bu arada Hakan nerede ?"

"Bize işinin olduğunu söylemişti ama ..."

"Her neyse, çocuklar siz benimle gelin. Kızlar sizde Mirayla tanışın. Aranızın bozuk olmasını istemeyiz değil mi ."

Erkeklerin hepsi dışarı çıktı ve ben bu iki güzel, ama hala insanlıktan nasibini almamış olan kızlarla tek kaldım. Sarışın olan "Demek Gerçek Kurtsun, öyle mi?"

"Evet aynen dediğin gibi."

"Bu arada benim adım Buse. "

"Güzel isim. " Sonra diğeri ekledi.

"Bende Berna." Sanırım Bernayı daha çok sevdim. Buse

"Seninle ortak bir noktamız var Mira. "

"Hiç sanmıyorum. "

"Evet var. Hem de ikimiz için de büyük bir ortak nokta. "

"Neymiş o?"

"İkimiz de aynı çocuğun peşinden koşuyoruz. " dedi ve hafiften sırıttı. Bir an duraksadım. Aslında ne demek istediğini anlıyordum ama dışarıdan en ufak bir fikrim bile yokmuş gibi duruyordu. "Anlamadın sanırım. Atakan'dan bahsediyorum. Sana şöyle izah edeyim. Bizim Atakan ile büyük bir geçmişimiz var. Çok uzun bir süre beraberdik. Ama bir gün nasıl olduysa bu büyük aşk bitti. Sebebinin sen olduğuna inanıyorum. Ve şunu bil ki Atakan'ı geri kazanmak için elimden ne geliyorsa yaparım. Nedense bunun kolay olacağına inanıyorum."

Söyledikleri canımı yakıyordu. Biraz daha konuşsaydı onu ben susturacaktım. Bence bu kızın ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Ne demek Atakan'ı geri kazanmak için elimden geleni yaparım. Ben burada bostan korkuluğu muyum? Uzağım da kilerle savaşacağım gibi maalesef yakınım da kilerle de savaşacağım. Buse sinirli ve bir o kadarda kinayeli bir yüz ifadesiyle

"Seni mağlup ettiğim günü sabırsızlıkla bekliyorum, Gerçek Kurt "

YAZAN: ZEHRA KAVUNCU