7; Why does it bleed?

3.2K 320 568
                                    

Teoman - Duş

Sally Dige - I'ts You I'm Thinking Of

***

Batmak üzere olan güneşin turuncu ışığı otel odasının beyaz perdeleri arasından sızarken Minho kolları arasında uyuklayan Jisung'un çıplak omzunu okşuyordu.

Şok içinde olması gerekirken şu an o kadar huzurluydu ki.

Jisung'u aldığında onu bir an bile sorgulamamıştı. Arabaya girdiği gibi Minho'yu öpmeye çalıştığında bu karşı tarafta kalp krizini neden olsa da Minho onu öpmüş, ıslak yanaklarını kurulayarak Jisung'un koltuğa füzgünce oturmasını sağlamıştı.

Bundan sonrası bölük pörçük hatırlanan bir rüya gibiydi. Jisung'un söylediği, daha önce de birkaç kez geldikleri otele gelmişlerdi. Minho Jisung'un onu bileğinden yakalayıp sürüklemesine ve odaya girdikleri gibi kucağına atlamasına izin vermişti.

Saatlerce sanki kıyamet yaklaşmış gibi sevişmeleri asla sorgulanmadı. Kimse tek bir kelime dahi etmedi. Jisung'un Minho'yu tutuşu o kadar sıkıydı ki Minho bir an vücudunda dayak yemiş gibi morlukların oluşacağını düşündü.

Ve şimdi Jisung saatlerce ağladıktan sonra sakinleşmiş bir bebek gibi göğsüne yatmış uyuyordu. Minho gözlerini bile kırpmadan tüy gibi dokunuşlarını Jisung'un güzel teninde gezdirirken onu uyandırıp canı yanana kadar öpmek istiyordu.

Parmaklarının üstüyle yanaklarını okşayıp saçlarını geri atarken Jisung kıpırdanarak bsşını biraz daha yukarı kaldırdı ve Minho'nun boyun kıvrımına girdi. Yüz yıllardır uyumamış gibi bir huzurla uyuyordu.

Minho avucunun içini Jisung'un sırtına bastırarak gözlerini kapattı ve nefes alış verişlerini dinlemeye başladı. Terli alnı boynuna değerek onu ısıtırken hiçbir zaman ısınmayan bir vücuda sahip olan Minho Jisung'u belinden kavrayarak sırt üstü dönmesini sağladı ve yüzünü açığa çıkararak alnına bir öpücük bıraktı.

Canını acıtan zehirli sözleri ve herkese verdiği sıradan bakışlarla ona bakan gözleri olmadan çok masum görünüyordu. Minho uyandığında nasıl bir tepkiyle karşılaşacağını merak ediyordu. Jisung uyandığında ona her şeyi itiraf edecekti ve artık korkmuyordu.

Sonuçta onu çağıran Jisung'du ve bu artık barışmak istediği anlamına gelmiyorsa Minho ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyordu.

Yüzündeki aptal aşık sırıtmasıyla gülerken işaret parmağını Jisung'un burnunun üzerinde gezdirmeye başladı oradan dudaklarına indiğinde sanki dini bir ritüel gerçekleştiriyormuş gibi dikkatli bir şekilde kırmızı dudakların üzerinde gezindi.

Jisung hissetmiş olacak ki refleks olarak elini yüzüne çıkardığında Minho'nun elini yakaladı ve gözleri açıldı. 

"Merhaba." Duyduğu tat ses kendini bir rüyaya uyanmış gibi hissetirse de kaşları çatılan Jisung hemen kalkarak oturur pozisyona geçti ve yüzünü ovuşturup gözlerini kaşıdı. Minho onun bu hallerinin ne kadar kusursuz göründüğünü düşünürken Jisung tereddütle ona baktı.

"Neden gitmedin?" Bugüne kadar hiç beraber uyanmadıklarının ve onu hep bırakıp erkenden gittiğinin farkına varan Minho her seferinde kaçırdığı müthiş manzaraya bakarken eski haline sövüyordu.

"Sana söylemek istediğim bir şey var." Minho Jisung'un şişmiş dudaklarının üzerine uzun ve ıslak bir öpücük bırakırken Jisung'un beynindeki panik butonuna çoktan basılmıştı. Aklından sadece tek bir şey geçiyordu.

are u mine? // minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin