11; You wanna be high for this

3.9K 270 286
                                    


The Weeknd - High For This

Han - Close

***

Saat on ikiye geldiği sırada Jisung sanki günlerdir uyuyormuş gibi dinlenmiş bir vücutla uyandı. Çoktan doğmuş olan güneş beyaz perdelerden içeri vururken yatakta tek başına olduğunu fark ederek kollarını kocaman açtı ve gerindi.

Bir süre şiş dudakları ve yanaklarıyla öylece etrafa bakındıktan sonra ayağa kalkıp banyoya ilerledi. Rengi solmaya başlamış olan saçlarını aynanın karşısında karıştırıp elini yüzünü yıkadıktan sonra pijamalarını değiştirme zahmetine girmeyerek banyodan çıktı ve alt kata inmeye başladı.

Çıplak ayaklarıyla mermer merdivenlerden şıp şıp inip salona girdikten sonra Minho'nun kulaklıkları takılı bir şekilde mutfakta bir şeyler yaptığını gördü. Onu evde bulamayacağını söyleyen içindeki eski Jisung Minho'yu görmesiyle zihninin derinliklerini kaçarken Jisung ona arkadan yaklaşarak hızla beline sarıldı.

"Günaydın!" Minho sıçrayarak kulaklıklarını çıkardığında Jisung onu korkuttuğu için gülüyordu.

"Günaydın. Korkuttun beni." Minho elindekileri bırakıp ona döndüğünde Jisung yaptığı şeylere baktı.

"Kahvaltı mı hazırlıyordun?" Minho başını sallayarak kollarını diğerinin etrafına sardığında uyanalı saatler olduğu belli oluyordu.

"Tam seni uyandırmaya geliyordum. Beraber bir şeyler yeriz değil mi?" Tereddütle sorduğu soru karşısında Jisung dudaklarını büzerek bir süre Minho'yu izledi. Onun da içinde hala yaşadıkları şeylerin gerçekliğini sorgulan biri olduğu belliydi.

"Herhalde yiyeceğiz. Aç mı kalayım istiyorsun?" Minho dediği şeye gülüp onu kendinden uzaklaştırdıktan sonra Jisung'u ters çevirip kalçasına hafifçe vurdu.

"Bahçeye çık o zaman. Geliyorum şimdi." Jisung da onu dinleyerek salonun açıldığı arka bahçeye çıktığında çoktan hazırlanmış bir masayla karşılaştı. Gerçekten acıktığı için gözleri kocaman olurken hemen bir yere oturup bacaklarını kendine çekti.

Hemen bir şeyler yemeye başladığında Minho da yanına gelerek masaya bir kavanoz bıraktı. "Ne bu?" Jisung kavanozu eline alıp içindekini koklayınca gülümsedi.

"Annem bir sürü yapıp gönderdi. Kim yiyecek bu kadarını bilmiyorum." Jisung elindeki çilek reçeline aşık aşık bakarken Minho gülümseyerek onu izliyordu.

"Ben yerim hepsini!" Normalde bu tarz bir kahvaltı yapmasalar da Minho Jisung'un ne kadar sevdiğini bildiği için her şeyi özenle hazırlamıştı. Jisung daha çok reçele odaklanmış bir şekilde yemek yerken Minho daha çok arkasına yaslanmış onu izlemekle meşguldü.

"Bugün için program var mıydı?" Minho başını iki yana salladı. Zaten program olsa bile iptal ettirmek için her şeyi yapardı. Bütün günü Jisung'la geçirmek istiyordu.

"Annene söylersin çok beğendiğimi." Minho çayını yudumlarken yüzünden silinmeyen sırıtmasıyla Jisung'a bakıyordu.

"Kendin de söyleyebilirsin, seni biliyor."

"Ne?!"

Jisung boğulmaktan son anda kurtulup kıpkırmızı bir suratla Minho'ya bakarken ne diyeceğini şaşırmıştı. "Ciddi misin?" Minho gülerek ona yaklaştı ve kızarmış yanaklarını sıktı.

are u mine? // minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin