Arabayla, Zeke'nin evine yaklaşırlarken Hange'nin kalbi hızla atmaya başlamıştı. Hange, hiçbir zaman duygularını gizlemeyi başarabilen biri olamamıştı. Neyse odur. Bu bazen başına iş açsa da; öfkesini de, sevgisini de, mutluluğunu da yaşamayı bilen, hayatı seven biridir. Çevresindekiler, onun bu özelliğinden çoğu zaman etkilenir. Enerjisine hayran kalır, sevgilerini Hange'yle paylaşmaları onlara iyi gelir. Hange, onlar için çevresine ışık saçan güzellikte biridir.
Arabadan iner inmez Zeke ilk Hange'yle merhabalaşır. Zeke yine bildiğimiz gibidir. Parlak sarı saçları Erwinin aksine hafif dağılmış, üstü sigara ve kahve karışımı kokmaktadır. Erwin sigarayı hiç sevmezdi, bu zararlı şeyi insanoğlu nasıl içerdi diye düşünürdü. Zeke ise tiryakiydi... Hange bu kokuya alışmıştı. İş aralarında illahaki Zeke sigara molası verirdi. Dağılmış saçları ve karışık sakalına rağmen sıcak bakışı insana güven verirdi. Hange için bu güven önemliydi. Değerli bir dosttu onun için. Ortak ilgi alanlarının yanı sıra bazı aşırılıklarının anlaşıldığını Zeke'de hissediyordu. Ve tabii ki babasından kalan o değerli kitapları sadece Hange ile paylaşması gözünde önemini arttırıyordu...
Levi en son selam veren kişiydi. Zeke, Erwin'e barbekü işini vermişken levi da masayı kurmakla meşguldür. Zeke o sırada Hange ile koyu bir muhabbete dalmıştır. Bahçenin sakinliğine Zeke ve Hange'nin konuşmaları karışırken Levi bir yandan onlara kulak misafiri olmaya çalışmaktadır. İçten içe kıskançlığının birikmeye başladığını hissetmiş, eğer böyle devam ederse bunu belli ederim korkusu sarmış, masayı çabucak kurup Erwin'in yanına kaçmak istemiştir. Erwin onca ay şehir dışında ne yapmıştı? Uzun süredir yoktu... Erwin meşgul bir adamdı. Siyasetçi olmak kolay değildi. Heleki günümüzde. Erwinle Levi aynı üniversitede okumuşlardı fakat Levi karıştığı sağcı karşıtı olaylarda okuldan atılmıştı. O günden beri sadece kendi kurallarına göre yaşamaya başlamış ve siyasetten ölesiye nefret ederek günlerini geçirmişti. Portuga adlı kitapçının sahibi olan, Levi'ın sisli dünyasıyla uyumlu biriyle çalışmaya başladığından beri siyasete ara vermiş edebiyata ilgi duymaya başlamıştır. Özellikle rus yazarlarının onun iç dünyasını yansıttığına inanmaktadır. Karanlık ve soğuk olana duyduğu ilgiye sadece Hange bir fark yaratabilerek degiştirebilmiştir.
Erwinle belki okuduğu kitaplar hakkında konuşabilirim diye düşündü. Fakat hayal kırıklığına uğradı. Erwin siyasete o kadar gömülmüştü ki edebiyata ayıracak ne vakti ne de enerjisi vardı.
O sırada Zeke ile birlikte diğer malzemeleri getiren Hange, levi'ın yavaştan sıkılmaya başladığını hissetmiştir. Çabuk davranırsa Zeke ile Levi'ın ortasına oturabilir, ikisine de yeterli ilgiyi verebilirim diye düşünmüştür. O sırada Zeke merakla Erwin'in yanına sokulmuştur. Erwin'e ayrı bir hayranlığı vardır. Günümüz dünyasında siyasetçilik önemli bir meslekti. Toplumu iyiye yönlendirmek gerekti. Yaşadıkları ülkenin eski yozlaşmış tarihine karşın şu an yaşadıkları ülke gözlerine cennet gibi gözüküyordu. Oysaki değiştirilmesi ve geliştirilmesi gereken daha çok şey vardı.
Onlar yemeklerini yerken ve koyu bir sohbete dalmışken, Levi nasıl tüm gün bu ortama katlanacağım diye düşünmektedir. Hange'ye kurtar beni der gibi bakmaktadır. Hange, bunu anında fark etti. Levi'ya yemekten sonra ormanda yürüyüşe çıkmak isteyip istemediğini sordu. Bu fikir Levi'ın hoşuna gitmişti. Hange ile sakin sessiz bir orman yürüyüşü... Sonunda günü kurtaracak bir şey diye düşündü. "Olur" diye karşılık verdi.