Saat 3.45 odama ay ışığı doluyor,yıldızlarla dolu gökyüzünü seyrediyorum Juliet,sana ihtiyacım var,yoksun.
Saat 3.54 sigaralarımı bulamıyorum,bana bunun için kızdığını biliyorum ama gittiğinden beri her gün daha da fazla içiyorum Juliet,hayır ben bunu başkaları gibi özenme ya da saçma amaçlarla içmiyorum. Benimki bir çeşit isyan,yine başkalarınınki gibi klişe bir şey değil (biliyorsun klişeleri çok severim ama nefret de ederim,ironik bir adamım.) bu daha çok kendime karşı bir isyan.
Saat 4.02 sigaralarımı buldum,Juliet.
Saat 4.17 her şey daha da bulanıklaşıyor,senin sesini duyuyorum ama iyiyim sanırım,evet iyiyim. Sadece üç gündür uyumuyorum,aklım benimle küstahça oyunlar oynuyor. Sorun değil,iyiyim,iyiyim.
Saat 6.53 boğuluyorum Juliet,sanki ellerin boğazımı kavramış,nefes alamıyorum ve biliyorum ki kendi cehennemime sahibim.
Saat,şimdi saatin bir önemi yok. Çünkü her saniye yaşadığım bir duygu bu,her saniye daha da dibe battığım. Anlaman için ne yapmam gerekir Juliet? Ne gerekir?
bir kelime bile olsa yorumlarınızı okuyabilmeyi gerçekten çok isterim çünkü benim için çok değerliler ama yine de yorum yapmayacağım diyorsanız siz bilirsiniz *atarlı oldujzjz*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Juliet'in Gittiği Gece
Romanceçünkü sevgilim içimizdeki yara yeniden açılacağı günü bekler