Bugün kasaba halkı ile tanışacaktım ama onlar sanki bir ünlü gelmiş gibi hazırlık yapıyorlardı. Kasaba alanını camdan görebiliyordum ve her yeri süslenmişti. Bende duş alıp aşağıya indim mutfağa gidip kahvaltı hazırlayacaktım ki büyük babam ve genç bir çocuğun kahvaltı hazırladığını gördüm.
-Günaydın büyük baba
-Günaydın Aurora.
Büyük babam çocuğu tanıtma gereği duymamıştı nedenini çok merak etmiştim ama sormadım. Kahvaltımızı yapıp kasaba meydanına indik upuzun bir masa ve etrafında sandalyeler vardı. Kasaba Valisi olduğunu düşündüğüm çocuk vali olmak için çok genç duruyordu.
Beni tanıtmak için yanına çıkarken heyecanlanmıştım çünkü beni kabul ederler mi bilmiyorum ama umarım kabul ederlerdi.-Merhaba ben Aurora Sezer. Babam türk annem buralı buraya büyük babam ile kalmaya geldim. Diye
Kendimi tanıttıktan sonra Valinin yanından indim inmem ile sabahki çocuğun kolunu omuzuma atması bir oldu.
-Artik birlikteyiz ha kuzen
-Jack amcamin oğlu sen mısın?
-Evet güzellik adım Maximus ama sen Max diyebilirsin.
-Tamam Max
Max bana kasabadan biraz bahsetti ve kütüphaneye gittik müthiş derecede büyüleyici bir yerdi masallardan çıkmış gibi bir kütüphaneydi. Büyüleyici kitaplar vardı tarih, fantastik,Korku ve romantik romanlarla doluydu burası harika bir yerdi ve benim haftada en az iki kere geleceğim bir yer olmuştu. Kasabanın geçmişi ile ilgili bir müze vardı orası da büyüleyici kasaba halkının eskiden korunmak için kullandıkları silahlar harika savunma mekanizmaları kısacası bu kasabaya aşık oluyordum.
Gün boyunca Max ile gezdik eve geldiğimizde büyük babam yine döktürmüştü. Ellerimizi yıkayıp hemen masaya oturduk. Tabağıma biraz salata ve tavuk aldım ve büyük iştahla yemeğe başladım. Büyük babamın eli gerçektende lezzetliydi
-Yarın da Ben size Türk yemeği yaparım.
- Ne yapacaksın ki kuzen
-Hmm burda kasabadaki manavlarda ne bulabilirsen ona uygun bir şey yapacağım
-Merakla bekliyorum bakalım el lezzetin kızıma mı çekmiş.
Uykum gelene kadar büyük babamdan kasaba hakkındaki efsaneleri dinledim ama en güzeli ise genç bir kızın hayalleri için ailesinden ayrılıp buraya gelmesiydi ve burdaki bir kurda aşık olmasıydı. Aşık oldu kurtdun aslında kurt adam olduğunu ve onun bölgesine izinsiz girdiğini anlamış tabi kurt adam bölgesini korumak için kızı öldürecekken onun mührü olduğunu ve sonsuza kadar onunla olacağını anlamış ve kasabayı oluşturmuşlar. Gerçekten tuhaf bir aurası vardı gece dışarı çıkmak tehlikeli olabilirdi ama uyku tutmamıştı bir kere yasak olan ormana girmemeye dikkat ederek ormana ilerledim ağacın altına oturup kendimi ormanın büyüleyici aurasına bıraktım.
-AURORA!?
Büyük babamın sesini duymam ile gözlerimi açtım hava aydınlanmak üzereydi kucağımda ise yavru bir tavşan uyuyordu.
-Büyük baba
-Neden odandan cıktın sana tehlikeli dememe rağmen ormana geldin ya bir şey olsaydı.
-İyiyim büyük baba sorun yok sadece temiz hava almak istedim ama uyumuşum.
-Bir daha bu saatte evden çıkma
- Tamam büyük baba
Yavru tavşanı kucağımdan dikkatle indirip eve doğru ilerledik. Hazırlanıp kasabaya alışverişe çıktım malum bugün ben yemek yapacaktım onlara.
Taze asma yaprağı satan bir manavdan asma yaprağı aldım. Gereken malzemeleri bulduktan sonra eve döndüm Her şeyden bol bol almıştım akşam misafir olacakmış yanına da çorba yaparım mis gibi olurdu.Akşam olmuştu bile her şey hazırdı masa da hazırdı dedem sadece vali ve ailesi gecelek demişti. Valinin evli olduğunu düşünüyordum. Şahsen çok yakışıklıydı ve göz teması kurmaktan kaçınıyordu bunu evli olmasına bağlamıştım o sırada kapı çaldı.
-Ben açarım
Diye bağırdı Jack
Içeri vali ve iki kişi girdi. Biri valinin annesi diğeri de babasıymış. Oturup yemekleri yedik sonra salona geçtik. Bir süre muhabbet ettikten sonra ben izin istedim ve uyumaya çıktım en son hatırladığım aşağıdan gelen bağırış sesleri ve kapımın kırılmasıydı.
Selam nasılsınız ben geldim
Sizi coook seviyorummm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt Mührü
Fantasysıradan bir kızın yurt dışında yaşama hayali ile bir anda cesaretlenip İsviçre'ye gitmesi ile başlayan macerası