didn't come back

370 31 31
                                    

+Touya? Uyudun mu?

-Evet uyudum.

+Ha... Tamam o zaman. İyi geceler.

-...

+...

+Hey! Uyumamışsın işte!

-*Gülme*

+Gülme ya.

-Tamam tamam.. Eee? Ne oldu?

+Uyuyamıyorum.

-Gel yanıma. Yastığını da al.

Bunu duymamla gülümsedim. Çünkü Touya ile uyumayı gerçekten seviyorum.

+Yeheyy

Yastığımı alıp Touya'nın yatağına çıktım. Yastığımı, yastığının yanına koydum.

-Sakın yorganın hepsini kendine çekme ha.

*kıkırdama*

+Tamam tamam. deyip Touya'ya kollarımı sardım ve başımı boynunun altına, göğsüne koydum. Touya da kollarını bana sardı. Başını saçlarıma gömdü ve kokumu içine çekti.

+Ne yapıyorsun?

-Saçlarını kokluyorum.

+...

+İyi geceler Touya.

-İyi geceler Keigo.

***

-Touya! Touya neredesin?

Touya'nın çoktan dönmüş olması gerekiyordu ama odamıza gelmemişti. Ben de meraklanıp onu aramaya çıkmıştım. En sonunda kırmızıdan beyaza geçen saçlarını ve özgünlüğü yüzünden yanmış vücudunu gördüm. Yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım.

-Keigo ne yapıyorsun?! Seninde canın acıyacak!

+Önemli değil, acısın.

-Ama..-

+Sadece sus Touya

-...

Üzerime döküle göz yaşları hissediyordum. Touya'nın göz yaşları.

+Shh sarıl bana

Kanatlarımın arasında Touya'nın ellerini hissettim. Touya sakinleşene kadar sarıldık, beni de yakan özgünlüğünü umursamadan...

***

+Nereye gidiyorsun Touya?

-Bilmiyorum.

+Geri gelecek misin peki?

-Geleceğim. Söz veriyorum Keigo.

Gelmedin. Söz vermiştin. Ama asla geri dönmedin.

***

-2 Numara, Villian Dabi ile dövüştüğünüzü gördük. Bir açıklama yapmayacak mısınız?

-Sağlık durumunuz nasıl 2 Numara?

Gözlerimi kamaştıran kamera ışıklarına sadece yüzümde bir gülümseme ile el sallayıp az da olsa yanmış olan kanatlarımla yukarıya doğru yükseldim. Dabi'nin atmış olduğu konumdaki binanın çatısına uçtum. Dabi halen gelmemişti. Çatının kenarlarını kapatan korkuluklara yürüdüm. Güneş batıyordu. Hava kararıyordu. Tutunduğum demirler oldukça eskiydi, biraz daha ittirsem kırılacak gibiydi. Hava kararıyordu. Bulutlar, yavaş yavaş dağıldı. Yıldızsız gökyüzü bana Touya'nın gözlerini hatırlatıyordu.

Masmavi ışıksız gözleri. Simsiyah yıldızsız gökyüzü...

Babası yüzünden gülümsemesini kaybeden dudakları ve ışığını kaybeden gözleri...

Yine Touya'yı düşünürken aka göz yaşlarım, saçlarımı dalgalandıran hafif esinti ve yıldızsız gece de Touya'nın eksikliğini hissederken, dalgınlığıma gelip yanımdaki bedeni fark etmemiştim. Hemen gözlerimden akan yaşları, elimin tersiyle sildim. Ne diyeceğimi bilmeden araladığım dudaklarım, gözlerimin tanıdık gözleri bulmasıyla kapanmıştı. Benim, hazırlıksız yakalanmış, savunmasızlığımla, yüzündeki sırıtış büyümüş ve sonunda dudakları aralanmıştı.

-Ağlayacağını bilseydim daha yumuşak davranırdım.

+N..-

-Merak etme kahraman, ağladığını kimseye söylemem.

Söyleyecek bir şeyim olmadığı için önüme döndüm ve manzarayı seyretmeye devam ettim. Sanırım burası artık sık geldiğim bir yer olacaktı.


Starless Night DabihawksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin