3- Nothing Breaks Like A Heart

200 17 17
                                    

Gün sona erip güneş yavaşça kaybolmak için hazırlanırken Gulf tüm yorgunluğuyla setten çıkmış ve Mew'la buluşmak için menajerinden ayrı bir arabayla önden ayrılmıştı.

Öncesinde Alex'i kreşten alması için ablasından rica etmişti. Neyseki boş vakti vardı ve sorun olmamıştı.

Arabayı sürerken bir yandan da gözü arkasındaki arabalara gidiyordu.

Öncesinde ünün getirdiği, hayranların gazetecilerin takibinde olma olayına alışkındı. Ama son yıllarda yaşadıklarından sonra bunlar katlanarak artmıştı.

İnsanlar özel hayata saygı ne bilmiyordu.

Gulf her ne kadar bu duruma alışmış olsa da bazen herkes gibi gözlerden uzak bir hayatı olmasını dilediği de olmuyor değildi.

***

Uzun boylu adam oturduğu masada küçük pencerelerin yer aldığı kısımdan gün batımını seyretmeye dalmıştı.

Hem iş yerindekilere hem de Linn'e bir bahane bulmak ve yalnız kalabilmek zor olmuştu.

Zaten Gulf'la, Alex'in dahil olmadığı görüşmeler her zaman sorun oluşturuyordu.

Menajeri buna özellikle dikkat etmesini istemişti. Yaşananlardan sonra ikisinin yer aldığı haberler her zamankinden daha fazla sorun anlamına geliyordu çünkü.

Linn konusunuysa düşünmek bile istemiyordu.

En azından şu an.

Sürgülü kapı açılıp başında şapkası ve güneş gözlüğü ile içeri giren esmer adam önünde yarısı içilmiş içkisiyle oturan adamın kendisine dönmesini sağlamıştı.

İçmek için erken bir saat.

Aklından geçen sözlerle başını sallarken oturmak için masaya doğru adımlarken Mew kalkmak için hamle yaptığında gerek yok dercesine elini sallamıştı.

G: "Beklettim sanırım. Ancak çıkabildim."

Mew karşısına oturan adamın gözlüklerini çıkarıp masaya bırakmasını izlerken konuşmuştu.

M: "Önemli değil ben de yeni geldim sayılır. Ne içersin?"

G: "Bir şey içmeyeceğim. Alex bekliyor. Grace aldı benim yerime kreşten. Çok kalamayacağım."

Mew anladığını belli edercesine hafifçe başını sallarken Gulf'ın ciddi bir şeyler söyleyeceği zaman hep yaptığı gibi doğrulup kollarını masaya yerleştirişine içinden gülümsemişti.

Kendine gel. Buraya Alex için geldin. Odaklan.

Mew kendi kendiyle konuşurken Gulf söze girmişti.

G: "Alex hafta sonu sana gitmek istemediğini senin bizim eve gelmeni istediğini söyledi. Bunun neden olmayacağını açıkladım ama eğer sorunun ne olduğunu söylerse halledebileceğimi söyledim. Devamında bir şey söylemedi. Ama bir şeylerden rahatsız olduğu ortada."

Sözlerinin sonunda sorarcasına Mew'a baktığında Mew bunun ne anlama geldiğini biliyordu.

M: "Benim bildiğim bir sorun olsa, sen sormadan sana söyleyeceğimi biliyorsun. Geçen hafta birlikte güzel bir hafta geçirmiştik. Bir sorun yoktu."

Gulf geriye yaslanırken sesli bir şekilde düşünmeden edememişti.

G: "Bir farklılık olmalı. Durup dururken Alex'in böyle şeyler söylemeyeceğini biliyorsun."

Mew ses tonunu korumaya çalışırken gözlerini istemsizce kaçırmıştı karşısındaki adamdan.

M: "Belki de... sadece bizi birlikte görmeyi özlemiştir."

Gulf duyduğu sözlerle bir anlığına kalbinin duraksadığını hissetti.

Boğazında hissettiği yumrunun üzüntüden mi yoksa öfkeden mi olduğuna karar veremedi.

Hafifçe öksürürken kendini toparlamaya çalışmıştı.

Oyunculuk onun işiydi. Güçlü durma rolünü de her zamanki gibi şu anda da en iyi şekilde yapması gerekiyordu.

G: "Öyle olsaydı bunu söylemekten çekinmezdi.   Başka bir sorun var."

Mew tekrar göz göze geldiği adamın gözlerindeki ifadeye karşı kötü hissetmekten başka bir şey yapamamıştı o an.

Onun yerine Gulf konuştu. Sesi dümdüz ve soğuktu.

G: "Eşinle ilgili olabilir mi?"

Gulf karşısındaki adamın bir anlığına duraksamasıyla ne düşünmesi gerektiğini bilememişti.

Mew kendisinden cevap bekleyen adama karşı düşünürcesine konuşmuştu.

M: "Linn birkaç aydır çekimler için şehir dışındaydı. Geçen hafta geldi. Zaten Alex'le hep birlikte vakit geçirdik. Anlaşamadıklarını gördüğüm bir an olmadı."

Gulf karşısındaki adamın sesinden bu ismi duymaktan ne kadar nefret ettiğini bir kez daha anımsamıştı. Yine de bir şey belli etmezcesine düz bir tonla konuştu. Sesinde acı bir alay vardı.

G: "Bazen insan gözünün önündekileri göremeyecek kadar kör olabiliyor. Tekrar bir düşün istersen."

Sözcüklerin zehri elbetteki Mew'un anlayacağı kadar acıtıcıydı. Ama Gulf'ın gözlerine baktığında kendi gözlerinde sadece üzüntü vardı.

Gulf'sa bundan zerre etkilenmediğini gösterircesine sözlerine devam etmişti.

G: "Sorun neyse bulup çözmek sana kalıyor. En azından bu kadarını yapabileceğini düşünmek istiyorum. Alex'i zorla yanına göndermek istemiyorum."

Ardından gözlüğünü alıp tekrar takarken masadan hızlıca kalkmıştı.

Mew başını eğerek kendisine kısaca veda eden adamla konuşmanın bittiğini anlamıştı.

Ve esmer adam çıkarken tek yapabildiği ardından bakmaktı.

Öncesinde kendisine dünyadaki her şeyiymiş gibi bakan adamın şu an aralarında uçurumlar varmışçasına davranmasının tek sebebinin kendisi olduğunu bilmenin acısıyla sadece ardından bakmıştı.

****

ASHES - MEWGULFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin