1

5 2 0
                                    

Evett gene ben.

"Hadi ama Adin. " diyen Boraya döndüm.

"Aptal saptal konuşmayı bırak!" diye gürledim. Sustu.

Başka bir klüple iş birliği yapacaklarmış. Anlaşma yapılacakmış ve imzalamamı istiyordu.

"Bora bu ne demek biliyorsun dimi. Adeta onların köpekleri olacağız. Kelepçe'yi bırakmak zorunda kalacağız demek!"  oturduğum yerden kalkıp odada dönerek söylediğim şey canımı sıkıyordu.

" Kızım ödeyemiyoruz! Her an polis basabilir. Orası daha güvenli. Kelepçe benim de herşeyim. Sadece bir senelik bir sözleşme yazıyor zaten. Sen biliyorsun bizim yaptıklarımızı.  Hem kendimizi toparlayınca geri döneceğiz eskiye. Belki dahada iyisi oluruz!" lanet olsun ki doğruyu söylüyordu.

" Ya imzalarsın yada tamamen kaybederiz Kelepçe'yi" kalemi bana doğru fırlattı. Refleks olarak tutup kalemi aldım. Sinirle dışarıya çıktım. Bora'nın arkamdan geldiğini biliyordum. Kapıdan çıkar çıkmaz Barınla karşılaştım.

"ARKANI DÖN!" bağırmamla Barın korktu. Salondaki herkes bize bakıyordu artık. Hatta kafesin içinde dövüşen Cenk ve adını bilmediğim kız bile durmuş bizi izliyordu.

Barın arkasını döndü. Kağıdı sırtına koydum ve yırtarcasına imzalamaya başladım. "Yada beni bırakırsınız" fısıltıyla çıkan sesimi duymalarına imkan yoktu.

Bir çırpıda imzalayıp kağıdı ve kalemi Bora'nın suratına atıp adeta kaçarcasına çıktım Kelepçeden.

AdinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin