' inan istemedim , seni bir an olsun yanımdan ayırmak
K.
Yaşam diyorlar
Bir acı tebessüm
Bir derin yürek acısı
Akoru bozuk bir gitar
Belki ateş parçasından bir gülüş
Anlam veremezdim
Anlam veremediğim adımlarımla
Yollarında tökezlemeseydim
Pişmanlık diyorlar
Aralar kapını
Sen soğuk zeminde
Dizlerinin üzerinde
Kendinden parça parça eksilirken
Gönülmüş adı
Soluklarla beklermiş gelmeyeceği
Yaşların nedeni
Saça düşen ak
Meğersem yılları alan bekleyişlermiş
Geçmiş diyorlar
Lakabı takılı kalmış disk
Kimilerinin bileklerine yara açmış
Kimilerini iplerde sarkıtmış
Kimilerinin saçlarına kurdeleler takmış
Kimilerinin toprağına mavi krizantemler yerleştirmiş
Eyvah ki eyvah diyorlar
Geçmiş ve pişmanlık yakın dostmuş
Kırık ruhlara sıkıca sarılmayı severlermiş
Nefeslerini tut yakalamasınlar seni diyorlar
Kimileri zehir , kimileri ilaç diyorlar
Aman dikkat , sakarlığına gelmesin
Acıların başıymış , yanılsamalar
Diyorlar , diyorlar , diyorlar
Lakin ben
Takılı diskte bir ritim uydurmuş
Akoru bozuk gitarımın sesine sağır
Uyarı dolu tabelalara kör olmuşum
Sahi
Demeseler bile bilirdim
Yaşamın bir derin karın ağrısı olduğunu
Paçavra gibi hissettiren beşliklerin
Akoru bozuk gitarımı ağlatacağını
Gönlüm yanmasa bile bilirdim
Köşe başlarında nefeslerimi tutacağımı
Göz göze gelememize rağmen
bilirdim
gözlerimi senden kaçıracağımı
Aynı
Gelmeyeceğini bilmeme rağmen
Gün doğana kadar seni beklemem gibi
Yazılarım bulanıklaşıyor oysa cümlelerimin daha yarısına dahi gelmedim
Huzurunu bozacak cümleler birikti gönül torbamda buraya gelip giderkende delinivermiş altı
Akranlarımın bir gün geçecek nasihatlerini başı boş bırakacak
Böyle gitme nolur dileklerini sayıklayacağın bir son hazırladım bizeSen yerime bir başkasını koymuş
Şimdi onu yuvanda sımsıcacık sararken
Ben yuvanın soğuk zemininde ısınmayı bekliyordum
Sen sevebildin
Sevdiğim saçlarını bir bayrağın özgürlüğü misali kesip kendi cumhuriyetini ilan ettin
Lakin benBen neden hala sendeyim
Neden gidemiyorum diye düşünürken
Dilimin altında biriken zehirler fırlayıverdi
Ah sevgilim
Sen hiç masum değilsin
Ve inan bana bu bitmemesini geceler boyunca istediğimiz uğruna dualar ve savaşlar ettiğimiz ilişkimize adanan son satırlarım
çünkü sen
bir zamanlar feryat figan olan gönlüm için artık sadece bir sessizliksin
seni suçlamıyorum suçlayamıyorum
öyle bir noktadayım ki sana hiçbir kelamda bulunmak istemiyorum
eskiden adının geçtiği her cümlede heyecanlanırdım
içim içimi alır bir şey yazmış mı bugün beni düşündü mü onun da yüreği benimki gibi yanıyor mu diye düşünürdüm
şimdi adının geçtiği onlarca kolye gözlerimin önünden süzülürken adına sahip onlarca insana sarılırken bir şey hissetmiyorum öyle ki hayatımdan bir an olsun bile çıkmayan varlığımla varlığını bütünleştirdiğin her anı bir kağıt kesiği kadar acıtmıyor canımı
biliyor musun
nefessiz kalmıyorum
şarkılarımızı dinleyebiliyorum
doğum günümü kutlayacak mısın diye beklemiyorum
mesaj atmaya ellerim gitmiyor
benden gittiğin günlere şiirler bırakmıyorum
her güne bir mektup adamıyorum
yapabilirmişim yani
ben varlığımı varlığın ile eşdeğer tutarken sen varlığını başkalarına adamaya aittin
evini yıkıp başka evlerde misafir olmaya meyilliydin ve keşke diyorum
on yedi yaşıma geri dönsem
doğum gününü kutlarkenki heyecanımı yaşlarımı yok etsem
beş paralık olduğun bir ilişkide
sana mutluluk dilemesem
sonrasında gözlerim kızarana kadar ağlamasam
en kötüsü
yaşlar içinde kaldığım doğum günümde
sabaha kadar seni beklemesem
müziği senin yüzünden bırakmasam
bedenimi adımı ve gönlümü senin yüzünden kirletmesem
sevgiyi kısıtlamalarda ve kavgalarda arayan sana anlayış göstermesem
keşke keşke ve keşke
bana yaşattığın hiçbir şeyi yaşamamanı diledim
yine dilerim
lakin bunu artık gözlerimde göremezsin
en ağırı da bu
gözlerime yansıyan duygularım öldü sana
varlığına sevgine ve adanmışlıklarımıza
ve
viraha
sen
uzun
süredir
gözlerimden
akmıyorsun
dilime
düşmüyorsun
sokak başlarında
silüetin belirmiyor
şarkıların duyulmuyor
ve sen
bende
hiç oluyorsun