Talya'nın Gözünden
Lisenin ilk günü bugün. Hiç olmadığım kadar heyecanlıyım. Seviyordum arkadaşlarımı. Onlarla ayrılmak zaten kötüydü bir de lise hakkında hiç bir fikrim yokken başlamak zorundayım. 8. sınıf zordu benim için. Sınavlar falan. Ama olsun, geride bırakıyorum hepsini. Yepyeni bir sayfa açacağım kendime. Üstümü giyinmek için dolabımı açtım. Çok kıyafetim yok, alışverişi sevmem. Ama şık giyinirim genelde. Renk uyumu vardır en azında. Muhtemelen fiziğime göre kıyafet aldığımdandır. Zayıf ancak kısa boylu bir kızım. Ama kısa insanlara sempati duymuşumdur hep. Kendimle barışığım yani. Dolaptan çıkardığım sarı şortum, siyah bluzum ve beyaz ceketimi siyah ayakkabılarımla giymeye karar verdim. Saçlarımı yandan ördüm. İlk gün için herkese iyi bir izlenim bırakacağımdan emin olmam lazımdı. Kahvaltımı yaptıktan sonra okul evden uzak olduğu için taksiye bindim. Yolu tarif ettim. Gidene kadar biraz müzik dinledim. Okulun önüne geldiğimde çok büyük olduğunu fark ettim. İyi bir yer kazanmıştım. Hemen sınıfıma gitmek için yola koyuldum. Ağaçlı bir yerden geçince okulun liseye ait bölümüne geldim. Binaya girdiğimde kahverengi duvarlar beni karşıladı. Bir kaç tablo vardı. Muhtemelen öğrencilerin tabloları idi. Sınıfa doğru ilerledim ve içeri girdim. Bir kaç öğrenci grup şeklinde oturuyorlardı. Yanlarına gidebilecek kadar cesur olmadığımdan kimsenin sırası olmadığını umduğum bir sıraya geçtim. Yanıma kimse oturmasın diye çabalarken tanıdık bir surat gördüm. Sınıftan adımını attı, ve tanıdım o suratı. Berat...
Berat'ın Gözünden
Beni terk ettiğinden beri hiç konuşmuyordum onunla. Halbuki zaman gerçekten göstermişti onu sevebileceğimi, aşık olabileceğimi. Aradan 1 sene geçmişti ama o güzel yüzü hiçbir zaman gitmemişti gözümün önünden. Üzmüştüm onu ama aldım dersimi. Kaybetmem onu bir daha. Bu sebeple araştırdım herşeyini. Hangi okula gittiğini, hangi okulu kazandığını. Buldum da. Bulduğum an o okul için herşeyi yaptım. Ve kazandım. Bugün ilk günü okulun. Onu göreceğim için o kadar sabırsızlanıyorum ki. Okula gittiğimde sınıfa koştum. Saçımı yana attıktan sonra girdim sınıfa. Ve o gözler... 1 senedir beklediğim gözler bana şaşkınca bakıyordu. Hatırladı beni eminim.
Talya'nın Gözünden
O tarafa bakmayı istemiyordum ama ne beynim ne de kalbim engel oluyordu bana. Tabi isteklerim karşılandı. Bir ses duydum sol taraftan, "Oturabilir miyim?". Karşımda bir erkek duruyordu. Koyu kahve saçları çok uzun olmasa da gözlerine değecek gibi duruyordu. Hafif pembe dudakları ve bembeyaz dişleri ile sırıtıyordu bana. Daha sonra durdu ve "Cevaplayacak mısın?" dedi. Ne yapacağımı bilmiyordum ama heyecandan evet dedim. Yanıma oturdu. Vanilya kokuyordu. O kadar ağırdı ki parfümü sınıfın diğer ucundan kokuyu alabileceğime emindim. Zil çaldı daha sonra. Yanımdaki çocuğa bakmayı kesip derse odaklanmaya çalıştım. Ama olmuyordu. Berat bu sınıftayken odaklanmam imkansızdı. Sonuçta sırf onun yüzünden 1 senemi en yakın arkadaşlarımdan ayrı geçirmek zorunda kalmıştım. Bu düşüncelerimden beni kurtaran yanımdaki çocuk oldu. "Ne düşünüyorsun mavi kız" dedi bana. "İsmini henüz bilmediğimden sana böyle hitap ediyorum. Değerli ismini benimle paylaşır mısın?" dedi gülerek. Gülümsedim, saçlarımın uçları mavi renkti bu yüzden böyle söylüyordu. "İsmim Talya, Talya Bozkır." dedim. Daha sonrada yeşil gözlerine baktım. Büyüleyiciydiler. "Senin gözlerinde çok güzel." dedi gülümseyerek. Ona şaşkınca baktım. Ama neye şaşırdığımı bende bilmiyordum. Gözlerimi ilgi çekici bulmasına mı, gözlerini ilgi çekici bulmamı anlamasına mı yoksa tam görüş açımda olup bize sinirle bakan Berat'a mı bilmiyorum. "Peki senin ismin ne Bay Yeşil?" dedim 32 dişimi göstererek. Aynı şekilde cevap verdi bana. "İsmim Savaş Altayoğlu Bayan Mavi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüklük Aşkım
Non-Fiction7. sınıftayken, daha çok küçük olduğunu bilse bile aşık olmuştu Talya. Her ne kadar yapmak istemesede kendine bu kötülüğü, kalbi izin vermiyordu ona. Zaten karşılıksız aşkın olmayacağınıda biliyordu. Tek taraflı olmuyordu onun kitabında. Bundan dola...