Bana istediğim hayatı veriyordu. Özgürce... Kanatlarımı takmış bilinmezliğe uçtuğumu hissediyordum. Dalgalı olan deniz ve tepemde beni öldürmeye hazırlanan güneş. Güneşe asilik yapacaktım. Telefonumu kenarı koyup atlamaya hazırlandım.
İki tane el belime yerleşince ürperdim. ''Hazır mısın?'' Diye mırıldandı. Ve ben daha evet diyemeden birlikte suya atladık. Özgür'le özgürce...
Soğuk su bedenime bıçak gibi saplanırken beni öpmeye çalışan adama ses çıkarmadım. Dudaklarımı güçlü bir şekilde öperken beni yönetmesine izin verdim. Tuzlu su tadı alıyordum biraz ve biraz da özgürlük. Dudaklarıma geçirdiği dişlerine aldırış etmedim. Bu onun tarzıydı. Ve ben başka tarz bilmiyordum.
Beni suyun üstünde tutmak için belimi sıkıca tutuyordu. Bırakırsa ne olurdu cidden?
''Beni bırak.'' Diye mırıldandım. Beni öpmeyi bırakıp gözlerini kıstı. Güneş saçlarına düşerken damlalar dans ediyordu başında.
''Bıraktım.'' Dedi ve ellerini belimden çekti. Gülüyordu. Bir süre çırpındığımı hissettim. Ama ben yüzme bilirdim. Ve ondan biraz uzaklaşıp suyun içine balıklama daldım. Tuzlu suyun yakmasına aldırış etmeden suyun dibinde biraz kaldım. Ve sonunda hissettiğim yine oydu.
Suyun altında bir kez daha dudaklarımız kavuştu. Bu kez daha şiddetli... Öleceğimi hissediyordum bu dudaklar arasında. Nefesim yetmiyordu. Bu acıyla birlikte onun omuzlarını farkında olmadan sıkmıştım. Ve o yine belimden tutup beni yüzeye çıkardı. Onun biraz üstünde duruyordum. Dinlenmek için ondan ayrılıp alnımı onun alnına dayadım. Ne tuhaf adam diye sayıkladı bedenim. Temiz hava ciğerlerimi yakıyordu.
Etrafımızda ki kalabalığı fark etmemiştim. Eda ve Berce beni ondan koparıp tekneye bindirdiler.
''Özgür, biz biraz kız kıza açılacağız.'' Dedi Berce gülerek.
Özgür'ün yüzü birden düşmüştü sanki. Ona her şey yolunda mesajı vermek için gülümsedim. Ama bu umurunda mıydı bilmiyordum? Özgür için önemli olan tek şey dudaklarımmış gibi hissediyordum bazen.
Tekneye Berce'nin yardımıyla binip bir köşeye oturdum. Biraz üşümüştüm şimdi. Kot şortum ve beyaz tişörtüm sırılsıklamdı.
''İster misin?'' Dedi Berce yaktığı sigaraya benzer şeyi bana uzatıp. Onun esrar olduğunu anlamamam için salak olmam gerekiyordu.
Bu daha da özgür hissettirecekti değil mi?
Elimi tam uzatmıştım ki kendi adım kulaklarımda yankılandı.
''Serçe!''
Bana böyle seslenirdi.
Ona dönüp baktım. Çok uzaklardaydı ama gözü bendeydi. O şeyi içmemi istemiyordu. ''Özgür sana mı karıştı az önce yoksa ben mi yanlış anladım?'' Diyor Eda.
Berce gülüyor ve o şeyi içine çekiyor.
Kafası yavaşça güzelleşiyordu.
''Dene.'' Diyor Berce, Eda'ya. Eda hiç tereddüt etmeden alıp içine çekiyor. Bende istiyordum. Belli ki iyi hissettiriyordu.
Eda iyice açıldıktan sonra tekneyi durdurdu. O ikisi gerçekten kafayı bulmuşlardı. Berce kollarını iki yana açmış gözlerini tepeye dikmişti. Güneş tam tepedeyken bunu nasıl yapıyordu?
''Serçe kız! Denize girelim mi?'' Diye sordu Eda. O, Berce'ye göre biraz daha sağlam gözüküyordu.
''Ben gireceğim ama sen deneme.'' Diyorum. Eda kahkahasını patlatırken bende zora ki gülümsüyorum. Onlarla şu an burada olmak delilik gibiydi. Ama delice olan her şey özgür hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FREE AS A BİRD...#wattys2015
Teen FictionÖzgür oğlan ile Serçe kızın kısa hikayesi... Asi ve sahiplenici bir adam. Özgürlüğe merak salmış bir kız. Tüm asilikler ona hoş gelirken yanında ki adam masumluğunu kaybetmesine asla izin vermeyecek.