9 :: avuç içlerinin öpülüşü
IKora röledi.
Ren geyiği, çok kollu bir şamdanın yanmakta olan mumlarının karanlığı delip geçmek istercesine sivrilen ateşi gibi zarif ve kıvrak fakat bu narinliğe karşın yakıcı, sert ve dokunulduğunda zarar vereceği korkusu uyandıran, kahve telvesi rengindeki boynuzlarını hoşnutlukla salladı. Soluyuşu bile memnunluğunun belirtisi olarak, homurdanmaktan uzak, yeni yetme bir genç kızın hülyalı göz kırpışları kadar naif ve nazenindi. Taehyung, hayvanın, avucunun içine topladığı gıdığını sıvazladı gülerek. "Benim bebeğim ilgi mi istiyormuş," diye sordu muzip bir sırıtmayla. Kül rengi kıllar arasına yerleşmiş, burnunun ucundan gözlerinin arasına bir çizgi gibi geçerek, alnına dek uzanan ve iri gözlerinin üstüne yayılan, bakıldığında ters dönmüş bir şarap kadehini andıran süt beyazı kıllara; dik, ucu yuvarlatılmış izlenimi veren hokka burnunu sürttü. Kora, heyecanlanarak yerinde birkaç kez tepindi, toynakları ahşap zeminde takırdadı. Taehyung kıkırdadı. "Sessiz olmalıyız," dedi, emir veriyormuşçasına oyuncu bir yüzle kaşlarını çattı. "Saat daha sabahın beşi ve Jeongguk uyuyor."Yan yana birleştirilmiş iki parmağını, her iki elinin de, dudaklarının üstünde çapraz oluşturacak şekilde yerleştirdi. Kora, ışıltılı amber rengi gözleriyle Taehyung'un her hareketini ve mimiğini, atlamaksızın, takip ediyordu. Taehyung'un yaptığı işareti tanıdı. Dudak üstü parmak çaprazlama ormanda gezintidelerken olası tehlikelere karşı alınan bir tedbirdi, sessiz olmaları gerektiği anlamına gelirdi. Ren geyiği gözlerini oğlandan ayırıp loş, turuncu bir ışıkla aydınlatılmış barınağına dikkatle göz gezdirdi. Uzun kirpikli, iri çakıl taşlarını anımsatan gözlerini kırpıştırdı sık sık. Taehyung sessizce bekliyor, Kora'nın ne tepki vereceğini görmek için sabırsızlanıyordu, çünkü daha önce evdeyken Kora'ya tehlike işareti vermemişti hiç, ev güvenli bölgeydi. Ren geyiği ahşap tavana baktı, kendi boynuzlarını hatırlatan, ince metallerin ucuna yerleştirilmiş ampulleri gördü, parlaktılar, başını eğip boynunu sağında kalan, geçen hafta ılık suyun altında yıkandığı ve yerinde zıplayarak Taehyung'un desenli uzun kollusunu ıslattığı, banyo için ayrılmış, iki metre genişliğinde, bir buçuk metre eninde olan seramik kaplı alana çevirdi, musluk yerli yerindeydi, ağzını geviş getiriyormuşçasına oynattı, ardından arkasında kalan, yaklaşmaması için Taehyung'un defalarca eğitmesi gerektiği, günlerce Kora ile birlikte uyumasına neden olan ve nihayetinde ateşe dokunmanın zarar vereceğini öğrendiği, duvar içine gömülmüş elektrikli şömineye doğru şaşkın şaşkın baktı. Barınağın tanıdık hissi karşısında kafası karıştı, diye düşündü Taehyung. Kora önündeki dolapların içine yerleştirilmiş otların da her zamanki alışık olduğu barınağının içindeki otlar olduğunu anlayınca ormanda olmadıklarını bildi. İri gözlerini huzursuzca Taehyung'a çevirdi. Tehlike nerede dercesine mahzun ve saf bakıyordu. Rölemek istiyor, sessiz olması gerektiğini anladığından mütevelli de ses çıkartamıyordu. Taehyung gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Kora karizmatik, vakar bir duruşa sahip bir hayvan olmasına karşın zaman zaman sevimli ve ürkek bakardı. Böyle zamanlarda Taehyung'un içi sıcacık olur, Kora'nın boynuna atılıp onu gülümsetene kadar sarılır, öperdi. Ritüeli bozmadı, Kora'nın uzun, ince boynuna sarılıp kül rengi tüylerine küçük küçük buseler kondurdu. Kora Taehyung'un sol yanağını pembe diliyle yaladı. Oğlan kıkırdadı. Geyik boğuk ve hırıltılı çıkan sesiyle kesik kesik rölüyordu. Taehyung geyiği yatıştırmak için elini uzun uzun sırtında gezdirdi.
"Birkaç gündür evde sıkıldın, değil mi?" diye sordu. Kora'nın boynuz diplerini okşuyor, geyik de huzurla soluyordu. "Geçen gördüğüm kurt, yakınlardan geçmekte olan bir avcınınmış," Boynunu sıvazlamaya başladı, bir eliyle de diz kapaklarının arkasını kaşıyordu. "Kasaba meydanında gezerken gördüm onları." Kıkırdadı, "Kurt beni görünce tanıdı galiba. Az kalsın üstüme atılıyordu. Jimin de yanımdaydı," Gözlerini kocaman açtı Taehyung, iştahla, "Bir fırça attı ki kurda Kora, ağzım açık kaldı. Yoongi hyung da en az benim kadar şaşırdı, bu çocuk gerçek olamaz dercesine dakikalarca Jimin'i izledi," dedi. O an yeniden yaşanıyormuşçasına ufak ufak kıkırdıyor, yüzündeki dörtgen gülümsemenin köşelerini dikleştiriyor, uzun, düzgün dişlerini inci gibi gözler önüne seriyordu. "Jimin seni yıllarca kurtlardan koruduğu gibi beni de kurtlardan koruyor," dedi sakinleşip derin bir nefes alırken. "Onu çok seviyoruz biz, değil mi" diye sordu birden üstüne çöken duygusallıkla, burukça tebessüm etti. Kısa bir duraksamanın ardından, ses tellerine binen duygu yoğunluğundan silkinerek ekledi, "Kurdun sahibi hayvanı yatıştırıp bizden özür diledi. Kasabalılar yabancıları pek sevmez bilirsin. Adam da üstündeki gözlerden sıkılmış olmalı ki, akşama kalmadan gitti Cilet'ten." Kora gözlerini kırpıştırıyordu sık sık. Taehyung değirmi gözleri gülümsemekten kısılmış bir halde, "Anlamadın değil mi?" diye sordu, mahsus bir sitemle ayıpladı geyiği. "Ben de kasabada benim ren geyiğim çok akıllı, uslu diye övgüler diziyorum gıyabında. Beni anlamıyor musun sen şimdi? Hım? Söyle bakayım? Anlıyor musun, anlamıyor musun? Beni kandırmaya çalışırsan anlarım, biliyorsun." Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı, sorarcasına, mağrur bir bakışla, göz ucuyla baktı Kora'ya. Ren geyiği öylece, hiçbir anlama yorulamayacak bakışlarla oğlanı süzüyor, dişinin kabuğuna sıkışmış likeni dilinin ucuyla ıslatıyordu. Oğlanın gülmemek için sıktığı yanaklarını yaladı. Taehyung dayanamayıp güldü. "Tamam tamam, en akıllı ren geyiği benim Kora'm." dedi yüzünü yumuşatırken. Ekledi, "Şimdi sabahın beşinde neden burada olduğuma gelelim." Ellerini çırpıp doğruldu. "Tanrıçam, bugün özgürce dağ bayır dolaşsın istiyorum." Gözlerinden öptü Kora'yı. Kora baş hizasından ayak uçlarına dek bir buçuk metreye yaklaşıyordu, etine dolgun ve kaslıydı, yüz çizgilerindeki ağırbaşlılık ona saygın bir hava katıyordu. "Karların arasında pek ot bulacağını düşünmüyorum," diye devam etti Taehyung, geyikle birlikte barınağın kapısına doğru yaklaşıyordu. "Fakat yine de seni daha fazla evde tutmak istemiyorum. Sen ormana aitsin, seni doğandan koparamam güzelim." Kapıyı açtı. Tan kızıllıkları yüzüne vurduğunda Kora sevinçle röledi. Anlamıştı. "Hadi git bebeğim, geri döneceğin yeri biliyorsun." Taehyung Kora'yı iki yana sonuna kadar açılmış ahşap kapıdan geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
geyikler çiçek açtığında
Fanfiction14. Ve Tanrı der ki, "Birbirinize bakın." renkora efsanesi, hesaplaşma