Bölüm Şarkısı: Devil Town
Yazarın Anlatımından;"Bırak beni" diye haykırdı genç kız , birisinin onun yardım çığlıklarını duyup ona yardım etmesini diledi. Ancak o da biliyordu kimsenin duymayacağını , duysada yardım etmeyeceğini. Adama korku dolu gözler ile baktı , adam ise buna aldırış etmeden genç kızın üstüne doğru gidiyordu. "Merak etme küçüğüm , canını yakmayacağım." dedi adam pis bir sırıtış ile. Kız son bir defa direnmeye çalıştı üstünde yer edinmiş olan adama. Ancak o da biliyordu bunların hepsinin faydasız olduğunu...
Kadın birden yatağından doğruldu ve elini göğsüne yerleştirerek nefesini düzenlemeye çalıştı. Hızlıca yataktan kalktı , rutubet kokan odada hızlı adımlar ile yürümeye başladı. Olmuyordu , sakinleşemiyordu. Akan her göz yaşı onun daha da paniklemesine sebep oluyordu. Ama buna engel olamıyordu. Ya da olmak istemiyordu? O an tekrar lanet etti kendine göz yaşları yüzünden. Çığlık atmak , küfür etmek istiyordu. Hızlıca demir parmaklıklara doğru uzandı ve öfkeli bir şekilde bağırmaya başladı.
"Yardım edin , kimse yok mu? Asker!". Kadın gözlerini sandalyenin üzerinde uyuklayan askere dikti ve sabah yemesi için verilen yemeğin konservesini sertçe askerin kafasına fırlattı. Asker yerinden sıçrayarak uyandı ve ne olduğunu kavrayamayarak etrafına hızlı bakışlar attı. Daha sonra askerin gözleri parmaklıklara dayanmış , ağlamaktan gözleri ve burnu kızarmış olan kadına baktı.
"Ne var?" dercesine kafasını salladı asker. "Nefes alamıyorum, beni dışarı çıkar! Boğuluyorum!" diye bağırdı hiddetle kadın. "Olmaz , Komutan Erwin'nin kesin emri var. Hiçbir yere gidemezsiniz!" dedi asker. Kadın sinirini bastırmaya çalışarak "Sende gel benimle , çok ciddiyim iyi hissetmiyorum!" ardından ekledi "Sadece , sadece hava almaya ihiyacım var" duraksayarak. Asker "Hayır." anlamında başını salladı. "Neden? Yoksa korkuyor musun benden" dedi kadın , imalı bakışlarla. "H-Hayır" dedi kekeleyerek. "O hâlde seni tutan ne asker?" diye diretti kadın.
Kadının fısıldayarak konuşması askeri iyice gererken , rahatlamak istercesine bir nefes bıraktı ve "Sadece 5 dakika" dedi. Kız askerin dediği şey ile rahatlayarak kollarını kavuşturdu ve asker kadının bulunduğu hücrenin kapısını açtı. Kadın hızlıca , mahzenin direkt olarak bahçeye açılan arka kapısına doğru koştu. Askerde onun arkasından.
Dışarı çıktığı an derin bir nefes alan kadın gözlerini gökyüzüne çevirdi ve hayatın onu hep hasret bıraktığı yıldızları izlemeye başladı. Yıldızları hep kendisi ile bağdaştırırdı kadın. Bir patlama ile oluşan, bir patlama ile sona eren... Hayat her zaman ona acı çektirmeyi başarmıştı , sevdiklerini ondan teker teker koparmıştı. Kadın kafasına dolan bu düşüncelerden kurtulmak istercesine kafasını salladı.
Yavaş adımlar ile çimenlik alana doğru yürüdü ve bağdaş kurdu. Kamburunu çıkararak gökyüzünü izlemeye kaldığı yerden devam etti. Rutubet kokan mahzenden bir an olsun kurtulduğu için kendini şanslı saydı , sonuçta kim orada kalmak isterdi ki? Bu düşünceler aklına gelirken tebessüm etti kadın.
Tabi bunlar olurken uzaktan onu izleyen , soğuk gri gözlerden bihaberdi...
.
.
.
.
.Yazar-chan'dan herkese tekrardan merhaba! Kitabımızın ilk bölümü ile karşınızdayım. Kitap hakkında ki düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın!
Sayonara , to shinzou wo sasageyo!
Elveda , ve kalbinizi adayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Mind • Levi Ackermann
Fiksi PenggemarYazar-chan'dan herkese merhaba! FanFiction'ların bir klasiği haline gelen Levi'ı yine rahat bırakmıyoruz. Oy vermeyi unutmayın!