Seungmin cebindeki jiletlerle beraber her zaman jeongin ile oturduğu banka geldi telefonunu cebinden çıkartıp jeongin'in numarasını tuşladı. Telefon 4 kere çalmasının ardından açıldı
"Alo"
"..."
"Alo seungmin!"
"..."
"Seungmin orda mısın? Birşey mi oldu"
"Only love, only love can hurt like this
Only love can hurt like this
Must have been a deadly kiss
Only love can hurt like this
Only love can hurt like this""Seungmin... Ne oluyor"
"Sadece aşk bunun gibi zarar verebilir jeongin"
"Neden aradın Birşey mi oldu"
"Bana hep bu şarkıyı sevdiğini sana söylememi söylerdin"
"Evet. Evet, söylerdim"
"Son kez duy istedim, sesimi. Ve bu şarkıyı söylememi"
"Seungmin Sen sarhoş musun ne oluyor!"
"Sen gittikten sonra ne zaman ayık oldum ki?"
"Neden yapıyorsun"
"Gidiyorum jeongin"
"Nereye"
"Ailemin yanına"
"Ne!"
"Senden tek istediğim masamın üzerinde olan günlüğü oku"
"K-kendinw zarar verme seungmin, y-yalvarırım"
"Bende sana yalvardım jeongin"
"Seung-"
Seungmin telefonu kendi kulağından uzaklaştırıp chan'i aradı
"Alo hyung"
"Ne var! Neden aradın"
"Veda etmek istedim"
"Ne sacmaliyorsun"
"B-ben öleceğim hyung, bana iyi bir abi olduğun için teşekkür ederim"
"Ne saçmalıyorsun seungmin! Neredesin"
"Sadece jeongin'e iyi bak tamam mı? Onu suçlama"
"Seungmin yapma..."
"Üzgünüm hyung, zaten yavaş yavaş olacaktı. Ben sadece süreci hızlandırdım"
Jeongine yaptığı gibi yüzüne kapattı chan'in. Ardından şu anlık tek ailesi jisungu aradı
"Jisung"
"Seungmin, iyi misin? Dalga sesi geliyor neredesin?"
"Ölümün kıyısındayım. Sen denedin, beni bu bataktan kurtarmayı denedin ama. Ben yapamadım üzgünüm..."
"Yapma! Yalvarırım yapma!"
"Üzgünüm jisung ve teşekkür ederim. Bu zamana kadar tek ailem oldun. Minho ile iyi geçin, bana jeongin ile beni hatırlattınız..."
"Yap-"
Seungmin yine kapattı telefonu
Telefonunu bankın üzerine koyup cebindeki jiletleri atarak bileklerine çizikler atmaya başladı. Ardından kendini soğuk suya bırakarak ölmeyi bekledi
"Seungmin!"
"Seungmin!"
Tek duyduğu şey ölüm nedeninin ona süslenmesi Ardından suyda dalgalanma olusmasıydı...
Jeongin tuttu seungmini. Ardından kıyıya çıkarttı. Son görüşmesinde reddettiği dudaklarla birleştirdi dudaklarını. İçinde ne kadar hava varsa boşalttı seungmin'e. Yaşaması umuduyla
"Yalvarırım"
Islak bedene sardı kollarını ağlayarak. İçine çekti kokusunu son kez. Ardından sokakta çağrılan seungmin'in adı. Bu chan değildi jisungdu
Sonunda ıslakca sarılan bedenleri görünce yanlarına koştu
"S-sen kimsin?"
"Seungmin? Ona ne oldu! Yaşıyor değil mi? Yetiştin değil mi? CEVAP VER BANA!"
"YETISEMEDIM. LANET OLSUN KI YETISEMEDIM. O, O TEKRAR KOLLARIMDA FAKAT... FAKAT OLU..."
jisungun yanına koşan minho sarıldı jisunga sıkıca bırakmayacağım seni der gibi
"B-bana jeongin ile bana benziyorsunuz d-dedi"
"Jisung... sakin ol..."
Ardından sokakta duyulan ambulans sesi, jeongin için gercek ayrılığı temsil ediyordu...
"Özür dilerim seungmin. Bu kadar bencil olduğum için özür dilerim kopüşüm..."
Gelen görevliler seungmin'i o siyah çantaya sokuşturdular jeonginden alıp... ağlıyordu jeongin... fakat seungmin öldu diye bağirmıyordu klostrofobisi var diye bağırıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
317 GÜN 》SEUNGIN
Fanfiction"yapma seung..." kitabı yazmam için bana ilham olan sarkılar: VAGON/Ama bana bakma öyle Nasıl derler bilirsin/sevilmemişim ANGST