27-ÖB-

176 17 1
                                    

Sabah üç civarı yatağında doğruldu seungmin. Sanki içinde bir eksiklik, burukluk vardı. Jeongin olduğundan beri hep vardı içindeki burukluk. Oflyarak telefonuna uzandı

Saat 03.34

Seungmin yatağından kalkarak oturma odasına gitti. Bu sefer kendini koltuğa bıraktı

"Ne yaptın bana Yang. Kaç saat oldu seni düşünmekten uyuyamıyorum"

Kendi kendine sayıklayınca tekrardan kendi odasına çıktı.

"Bana iyi gelecek tek şey bir yürüyüş"

Kafasını sallayarak dolabına yöneldi. İçinden kıyafetlerini aldıktan sonra giyinerek kulaklığını aldı. Ayakkabılarını giyerek yürümeye başladı

Nereye gittiğini bilmiyordu, sadece yürüyordu...

Sonunda sessiz, kimsenin olmadığı bir yere geldi. Işık yoktu hiçbirşey yoktu, bütün banklar yıkık, sadece bir bank vardı. Bank tam olarak deniz manzarasına bakıyordu. Seungmin biraz daha ilerledi banka doğru

Bir çocuk orada oturmuş sadece denizi izliyordu, seungmin daha çok yaklaşınca o çocuğun jeongin olduğunu fark etti

O banka ilerledi ve jeonginin yanına oturdu

"Merhaba yang"

"Oh- sanada merhaba seungmin"

"Neden burdasın?"

"Düşünmek için, Peki sen?"

"Düşünmek için"

İkili tekrar manzaraya döndüğünde seungmin dalgaların sakin sesini dinlemeyi reddederek kulaklığını çıkardı, kulağına yerleştirerek random bir şarkı açtı. Kulağında çalan şarkıyla denizi izlemeye başladı...

Ay ışığı denize vuruyor, parlatıyordu. Bu eşsiz görüntüyle beraber seungmin telefonunu çıkardı ve saate baktı

Saat 04.02

Güneşin doğmasına yaklaşık on dakika vardi vardı seungmin deniz manzarasına tekrar döndü, ardından jeongine baktı, üşüdüğü belli oluyor, titriyordu.

Seungmin hırkasını çıkartarak jeongin'in omuzlarına bıraktı, tekrar manzaraya dondu

Güneş ufuktan görünmeye başlayınca jeongin seungmin'e iyice yaklaştı ve başını omzuna yasladı.

Sanki garip bir durumda değillermiş gibi seungmin rahatça konuştu

"Neyi düşünüyorsun"

"Seni, sen neyi düşünüyorsun"

"Bende, seni..."

"Bana ne yaptın seungmin, ben seni tanıdıktan sonra, içimde hep bir eksiklik oldu"

"Ben, özür dilerim"

"Hayır, dileme. İlk defa böyle bir duyguyu hissediyorum, sevdiğimi, değer verdiğimi hissediyorum."

"Bende"

"Bunu söylemek neye yarar bilmem ama, sana hislerim sadece arkadaşlık değil, arkadaşlıktan öte"

"Benimde jeongin, şu saçma sapan romantizmden nefret ederdim ama içimde bulunduğum durumdan nefret edemiyorum"

Jeongin hafif bir kıkırtı bıraktı ve seungmin'e daha çok sokuldu

"Bu durumda, şu an sana çıkma teklifi etmem gerek değil mi"

Jeongin omuz silkti

"Bence etmeliyim. Denemeye ne dersin jeongin"

"Sadece seni istiyorum, biliyorum sen olunca içimdeki bu burukluk geçecek"

Seungmin kulaklığının bir tekini çıkartarak jeongin'in kulağına taktı, durdurmuş olduğu şarkıyı tekrar başlatarak jeonginin kafasına başını yasladı.

Dışarıda olmayı umursamiyorlardı, şu an ikiside aradığı huzuru bulmuş, daha önce hiç almamış olsalar bile birbirlerinin kokularını hasretle kokluyorlardı...

317 GÜN 》SEUNGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin