Medya; Buse
Rüyadan
Ablam " Eğer bidaha bu kıza elin kalkarsa sen biliyosun nolur!" Dedi bağırarak ve suatı ittirerek
Yine işte yine kurtarmıştı beni, ben yine susmuşken o beni kurtarmıştı,
Yanağımın ıslandığını hissettiğimde gözümden yine bugünde yaş aktığını anladım, hangi gün akmıyokiSuat denen bu pislik ikimizede iğrenerek baktıktan sonra yanımızdan geçip gitti, odanın kapısının sertçe kapanma sesi gelmişti
Ben hala aynı şekilde elim yanağımda sessizce gözyaşlarımı döküyodum, ablam eğilip yerde dağılan çantamın içindeki eşyalarımı toplayıp çantaya doldurdu, yere düşen telefonumuda alıp doğruldu
Koluma dokunup hafif tebessüm ederek dışarıyı işaret etti, hafifçe başımı sallayıp önden ben arkamdan da o geldi
Dış kapıya geldiğimizde eğilip beyaz spor ayakabılarımı giydim, oysa siyah sporlarını giydi
Kapıyı açıp dışarı çıktık, o önden gidip evin önündeki kaldırıma oturdu, bana bakmadan elini iki kere yanına taşa vurdu, sulu gözlerimle gidip yanına oturdumHala bana bakmadan telefonumu ve çantamı bana uzattı, alıp yanıma koydum, elimi yanağımdan çekip dizlerime koydum
Ne o bana bakıyodu nede ben ona, işte bu kadarda uzağız birbirimizdenGörmüyodum ama poşet sesi gibi bi ses geldi, iki saniye sonra falansa bana bi tane mendil uzattı, bi mendile bi yüzüne baktığımda bana bakmadan çatık kaşlarıyla karşıya bakıyodu elindeki mendili alıp kanayan dudağımın üzerine bastırdım, artık ağlamıyodum sesimde çıkmıyodu
Ablam " Niye sakladın paraları?" Dediğinde dönüp ona baktım, hala bana bakmadan karşıya bakarak konuştuğunda, önüme dönüp mendili dudağıma daha çok bastırdım, omuzlarımı silkip
" Vermek istemedim" dediğimde gülme sesi geldi kulaklarıma, boşverip dudağıma bastırdığım mendili dudağımdan çekip elimde sıkmaya başladım
Kucağıma streç filmle kaplı bi sandiviç düştüğünde çatık kaşlarımla ablama baktım, çoktan ayağa kalkmıştı, bi iki saniye bana baktıktan sonra yukarı yoldan yürümeye başladı, arkasından
Ablam " Onu bitir, uğurada verme sakın" dedi ve yoluna devam etti, arkasından bi iki dakika öylece baktım
Kendi kendime gülüp önüme döndüm, elimdeki ufacık top olmuş mendili karşıya fırlattım, kucağımdaki sandiviçe bi bakış atıp başımı iki yana sallayıp çantama koydum
Çantamı koluma takıp parmak uçlarımı göz pınarlarıma bastırdım, havaya son kez başımı kaldırıp gözlerimi sıkıca kapatıp açtım
Oturduğum yerden kalkıp işe gitmek için aşağa doğru yürümeye başladım, ağlama artık yeter, herşeyede ağlama
Ben Rüya, Rüya Karataş 16 yaşındayım, ablam buse ve o üvey babam olucak şerefsizle yaşıyorum daha doğrusu yaşamak zorundayım,
Şu hayatta bi tek ablam var oda varla yok arası bişey zatenAnnem, annem yok öldü... bundan 6 sene önce öldü bi trafik kazasında, küçüktüm hatırlamıyorum gerçi hatırlasam nolucakki
Okumuyorum nedenmi? Nedeni çalışmak zorundayım, 16 yaşındayım ama lise nedir benim yaşımdakiler orda ne yapıyo hiçbi fikrim yok, aslında ne çok isterdim okumayı ortaokul bittikten sonra okula devam edemedim
Annem öldüğünde ben 10 yaşında ablam 17 yaşındaymış, liseyi bitirdiğinde annem ölmüştü zaten o zamandar beridir oda çalışıyo ama maalesefki tek başına o mikrop adama para yetiştiremediği için bende çalışmaya karar verdim, son son 2 buçuk senedir çalışıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARASANIN İLACI..
De Todo" Ateş y-yapma nolursun" dememe rağmen beni dinlemedi kemerle vurmaya devam etti Vucuduma değen bi kemer darbesiyle daha sanki etimden et koptu gibi hissettim " Ahhhh" seslice attığım çığlığa rağmen bu acımasız zalimin umrunda bile olmadı, - Sen ki...