*
"Ben bir iş buldum hyung" diyip dudaklarını, utançla birbirine bastırdı genc çocuk. Uzun saçları kıvır kıvır alnına dökülüyor, iri gözlerini kapatıyordu. Giydiği oversize sweatshirtin kolları uzun geldiğinden, sweatın bilek kısmını avuç içerisine aldı. Sevimli görüntüsüne bakıp, kaşlarını catan Hyung'u , çocuğun sözlerine takılı kalmıştı.
"İş mi? Ne işi Jeongguk?" diyip Üniversite'nin kafeteryasının sandalyesine yaslandı. Alnını kapatan saçları hafif rüzgar ile uçuşuyor, içtiği sigarasını küllüğe bastırıyordu.
"Bir hayvanat bahçesinde bakıcılık işi. Hem bölümümle ilgili staj gibi bir sey olur" diyip küçük çocuk misali kıkırtı saldı etrafa. Avuç içerisine sıkıştırdığı sweatshirtin kolunu dudaklarına doğru götürdü. Vişne nemlendiricisinin yapışkanlığı, sweatshirtin koluna bulaşmıştı.
"Jeongguk, baban yine sana baskı mı yapıyor?" dediğinde az önceki gülen yüzü toz oldu küçük çocuğun. Gözleri hüzünle dans etti. Vücudu acının sızısıyla kasıldı. Kalbinin üzerinde hissettigi ağırlık , nefesini tutmasına neden oldu.
Babası onun tuzlu yarasıydı. Sürekli yakıyor, incilerini yanaklarına salıyordu. Annesini bir kaç sene önce kanserden kaybetmişti. 13 yaşında olan kardeşi Yeonjun ile babasıyla kalıyordu. Fakat her gün zulüm, her gün cehennemdi onun için. Eve sürekli zarar verir, gırtlağına kadar borca sokardı kendisini. Neyse ki annesinin, babasından gizlediği birikmiş parasıyla hayatına devam ediyordu. Fakat artık o para yeterli değildi. Çalışmalı, kardeşi Yeonjun ve kendisini okutmalıydı. Birde babasının evinden kaçmalı kendilerinde yeni bir hayat kurmalıydı. Bu oldukça zor olsa bile bunu yapmalıydı genç çocuk. Babasının siddetine dayanacak gücü kalmamıştı. Derhal para biriktirmeli, o evden kurtulmalıydı.
"Selam" diyen tanıdık ses ile düşüncelerinden ayrıldı genç çocuk. Gözlerini sevdiği Hyung'una çevirip, zorunlu bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Gelen Hyung'u ise sevgilisinin dudaklarına küçük bir buse kondurup bakışlarını karşısındaki üzgün gence çevirdi. Moralinin bozuk olduğunu anlayan genç, dudaklarını büzerek bebeği olarak gördüğü genç çocuğun yanına ilerledi. İki eli ile yanaklarını kıstırıp, kaşlarını çattı.
"Bebeğim bu surat niye böyle beş karış? Kim üzdü seni? Söyle de Jin Hyung'un onun popişine tekmelerini geçirsin" diyip iki eliyle sıkıştırdığı yanaklarını sıktı. Tombalak bir şekilde şişen yanakları ve büzüşen dudakları ile sevimli görünüyordu genç adam. Bir yandan da Jin Hyungunun ellerinden kurtulmaya çalışıyordu.
"Hayatım böyle yapma çocuğa, onu korkutuyorsun" diyen sevgilisinin sesini duymasıyla ellerini Jeongguk'tan çekti. Özgürlüğe kavuşan yanakları ile genç çocuk rahat bir nefes bıraktı etrafa. Fazla sıkıldığı için yanakları ağrıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tiger prince / Taekook
FantasyMaddi durumu yüzünden bir hayvanat bahçesinde çalışmak zorunda kalan Jeon Jeongguk, bütün çalışanlar tarafından korkulan, yanına yaklaşmaya bile bin bir cesaret gerektiren bir kaplanın bakıcılığını üstlenir. Oysa ki o kaplan 15. Yy Güney Kore Krali...