Maddi durumu yüzünden bir hayvanat bahçesinde çalışmak zorunda kalan Jeon Jeongguk, bütün çalışanlar tarafından korkulan, yanına yaklaşmaya bile bin bir cesaret gerektiren bir kaplanın bakıcılığını üstlenir. Oysa ki o kaplan 15. Yy Güney Kore Krali...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
15. Yy Kim Taehyung 'un Bakış açısı
Saatin tik tak sesleri kütüphanenin duvarlarına çarptığında, Prens yine her zamanki gibi kitapların arasında dalgınlığa düşmüştü. Sayfaları yavaş yavaş çeviriyor, tıbbi cümleleri anlamaya çalışıyordu. Şimdiden başı ağırmaya başlamıştı. Günlerini böyle geçirmekten oldukça sıkılmıştı. Fakat halkı için daha çok çalışmalı, insanlarına zarar gelmesini engellemeliydi.
Sıkıntıyla bir soluk verdiğinde, bu zehri yayının kim olduğunu düşünmeden edemiyordu. Eğer bunu yapanı bulsa, her şey daha kolay olacaktı. Tedaviyi bulabilecek, hasta olan sevdiklerini kurtarabilecekti.
Dün Düşes Angelina'ya yaptığı şeyi kendisi de doğru bulmuyordu. Fakat o an illa birinden başlaması gerektiğini düşünüyordu. Zaten Angelina böyle bir şey yapmazdı. O en son kendisine aşık değil miydi? Ne zaman göz göze gelseler eli ayağı titrerdi genç kadının. Hem zor zamanlarında sürekli yardım etmiş, duygusal desteğini eksik etmemişti.
Dün ondan şüphelendiğini söylediğinde, hıçkırıklarla ağlayıp, odadan koşar adımlarla çıkacağını tahmin edememişti genc Prens. Çok üzerine gitmişti genç kadının. Ona bir özür borcu vardı. Suçsuz bir insana bu muameleyi yapamazdı.
Kitabın kapağını seri bir hareketle kapatıp, oturduğu masada doğruldu. İçine oturan bu pişmanlık hissiyle, koridorda ilerledi. Kendisini görmeleriyle anında saygıyla eğilen çalışanları, göz hapsine girdiğinde onlara soru sormak amaçlı kalın dudaklarını araladı.
"Düşes Angelina'yı gördünüz mü?" dediğinde çalışanı düşünür gibi gözleri bir yerde daldırdı.
"En son yemekhanede akşam yemeği için Dehyung Usta'ya yardım ediyordu" diye yanıtladı düşes Angelina'yı en son gördüğü yerde söylerken.
Prens ise kızın yardımseverliğine şüpheyle yaklaştığı için kendine kızmıştı. Düşes Angelina sadece kendisine değil, sarayın çalışanlarına da yardımcı oluyordu. Ondan iyi bir özür dilese iyi olurdu.
Adımları yemekhaneyi bulunca, gözleri tanıdık silüeti görmek için alanı taradı. Ve kremsi tül elbisesinin ihtişamlığıyla ocaktaki yemekle ilgilenen genç kadını fark ettiğinde ona doğru ilerledi. Merakla genç kadının ne yaptığını izliyordu Prens. Düşes Angelina'nın karıştırdığı yemeğe pür dikkatini verdiğini gördü. İyi bir şekilde karıştırıyor, bir kepçe aldıktan sonra o kepçeye dikkatle bakıyordu. Prens genç kadının neden böyle yaptığını düşünmeden edemedi. İstemsiz bir şekilde gözlerini tencereye düşürüp, yemeğin malzemelerine baktı. Görünürde bir sey yoktu.
