Öncelikle benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz. Sizi rahatsız edici bir söz veya durum varsa şimdiden üzgünüm
Başladığınız zamanı yazın bakalım💜
🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃
Karanlık yolda en az yol kadar ıssız ve korkutucu düşüncelere sahip bir şekilde yürüyordum. Bu sırada el sargılarımı sarıyordum. Arenaya geç kalacaktım hızlı olmalıydım. Bugün çok fazla bahis almalıyım. Kesinlikle o kadının başını borçtan kurtarmalıyım ama kurtarmazsam bu yüzden geberip gidecektir.
Gerçi benim pek umrumda olmazdı ama işte annemdi benim üstümde hiçbir şeyi olmasa bile dokuz ay karnında taşımıştı bunun için bile ona minnettarım ama bu kadar onun dışında hiçbir hakkı yok üstümde. Ama beni dokuz ay karnında taşıması bile beni rahatsız ediyor.
Ben bunları düşünürken çoktan areneya gelmiştim. NightGun ; gece silahı. Evet burası bir kafes dövüşü alanıdır ve en ünlüsü buradır ve ben buraya gelebilmiştim. Beni gıcık, iğrenç,pislik biri ve 37 yaşında olan Soner bekliyordu o buranın müdür yardımcısı olarak görev yapar. O yüzden sürekli onu görüyorum çünkü sürekli benle uğraşıyor sanırım benden hoşlanıyor.
"Nerede kaldın Lalin?"
Başıma ağrı girmişti. Bu adamı görmek midemi bulandırıyor.
"Hızlı ol ve odaya gidelim dövüşlere hazırlan. Hadi hadi. Sargılarını getirdin mi? Ahh görüyorum ki sarmışsın bile. İşte seni bu yüzden seviyorum" demişti.
Ah bu adam ne kadar iğrençti. Odaya doğru yürürken bir an önce işlerimin bitip gitmesini istiyorum. Burayı hiç sevmezdim eskiden beri. Ve aklıma buraya nasıl düştüğüm gelmişti.
Ben bunları düşünürken çoktan maçımın saati gelmişti ve ben hazırlanmıştım. Dalmış olmalıyım. İçerden yoğun bir ses geldi alkışlar, bağışlar, ıslıklar ve daha nicesi. Ve bu da benim sıram olduğu anlamına geliyor. Arenanın kapısını açıp içeri girdim. Ben girince büyük bir gürültü kopmuştu. Kopardı tabii kim birbirini hayvan gibi döven insanları izlemek istemezdi ki.
Seyircilerin içinden geçip sahaya ulaştım. Rakibim Lady'di. Basitti. Hem de her şey basitti benim için. Hamlelerini okumam yetiyordu bana. Burada daha fazla durmak istemiyorum.Ben dövüşmeyi sokaklardan öğrendim bu yüzden her türlü alanı bilirim. Bunu bir çok kişi anlamaz ama sokak dövüşleri bütün dövüşlerinin anasıdır bana göre çünkü ben hepsini sokak dövüşleri sayesinde öğrendim. Hakem düdüğü çalıp maçı çoktan başlatmıştı. Ve her zamanki konuşma tek kural kuralın olmamasıdır. Rakibimin hamlelerini okumaya başladım. Anladığım kadarıyla sabırsız biriydi ve bu benim işime gelirdi. Çünkü sabırsız insanlar genellikle ilk kaybeden insanlardır benim hayattan sabırsız insanlarla ilgili öğrendiğim bir şey.
Önce sağ ayağını ve sağ elini yumruk yapıp öne aldı. Sol ayağıyla sol elini ise geriye aldı. Bu duruş bana göre zayıf bir teknik çünkü yere sağlam basamazsınız. Bunu bildiğim için ben tam tersini yaptım.
Sol ayağımı ve sol elimi yumruk yapıp öne aldım. Sağ ayağımla sağ elimi geriye aldım. Şimdi tek yapmam gereken hamlelerini okumaktı. Tam da düşündüğüm gibi çok sabırsız biri. Art arda yumruk atmaya başladı ama benim refkekslerim iyi olduğu için bu yumruklardan kaçmak zor olmadı. Duruşu dengesiz olduğu için hamleleri boşa gittikçe sallanıyor. Tabii bu durumu ben kullanacaktım. Son hamleside boşa gidince iyice sallandı. Buralarda yeni olduğunu gösterirdi. Burda olan herkes bilirdi ki Arena zayıfların yeri değildi. Lady' de yeni olduğu için zayıftı.
İşte aradığım fırsat. Sendelendiği için toparlanmasına fırsat vermeden sol diz kapağına tekme attım. Yüz üstü yere düştü yerden kalkmaması için kafasına tekme attım ve çenesini sertçe yere vurdu. Bu durumdan dolayı ağızından kan geldi ama bu durumu umarsamadım. Burası yasal bir yer değildir bu yüzden buraya katılırsan ölümü göze almışsın demektir. Ve kural olmaması bu yüzden. Burda dövüşenler çekinmesin diye.
Rakibim yerden kalkamadığı için maçı ben kazandım. Maçı kazandığım için hemen sahayı terk edip odama gittim ve üstümü değiştirdim ve bahislerden kazandığım parayı alıp eve gitmeye karar verdim. Benim tek maçım olurdu. Ben NightGun'ın özel silahıydım. Neyse hemen Soner pisliğinin yanına gidip bahislerden kazandığım parayı alıp yola koyuldum.
Önce uğramam gereken bir yer vardı. SALLY Kumarhanesine gidip annem olacak kadının borcunu kaptamam lazım.
Kafamda saçma sapan şeyler düşünerek kumarhaneye geldim. Doğruca danışmaya gidip borç senedini çıkardım. Borcu taksitle ödüyorum eğer öyle yapmasaydım aç kalacaktık. Borç yaklaşık olarak 70,000 Türk lirasıydı. Bahislerden yaklaşık 20,000 almıştım ve bunun 15,000 borca verdim. Geriye 55,000 kalmıştı. Bu kadın tam olarak bu kadar borçla ne yapmıştı.
Kumarhanede çıkıp eve doğru yol aldım . Burası CANKAR Mahallesin. Annemle burada yaşıyoruz. Burası ıssız, karanlık ve tekinsiz bir sokaktır. Eve gitmeden Sera için biraz bira aldım. Umarım yemek yapmıştır. Zannetmiyorum ama yapacak bir şey yok marketler kapandığı için ummaktan başka çarem yok.
Eve geldiğimde aslında eve ev demek için bin bahane isterdi ama başka çaremiz yok. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Sera uyuyordu. Hemen üstüne battaniye örtüp mutfağa gittim. Dolabı açtığımda karşıma patlıcan yemeği çıktı. Patlıcan yemeklerini pek sevmem ama böyle bir hayat yaşayınca zevklerinizi kimse umursamıyor. Neyse. Dolaptan çıkardığım gibi yemeye başladım çünkü ben yemeği ısıtmak için fazla üşengeçtim. Bir an önce yemeğimi bitirip uyumak istiyorum.
Yemeği bitirip biraları dolaba yerleştirdikten sonra odama gidip uyumaya çalıştım ama yapamadım. Bu yüzden biraz kitap okumak istedim. "Veronika Ölmek İstiyor"u okuyorum. Kitabı alıp yatağa oturup okumaya başladım.
Kitabı bitirdiğimde saate baktım ve saatin çoktan 12.00'ı geçmiş olduğunu gördüm. Kitabı yerine bırakırken gözüm aynaya takıldı. Kısa kumral saçlar, yandan hafif kahküller, orta boylu mavi gözler, kısa kirpikler, küçük dudaklar ve orta boylu bir buruna sahiptim. Sera'ya göre giderim vardı, Soner'e göre gayet güzeldim. Ve bana kalırsa ben gerçekten çok güzeldim. Bu ister ego olsun ister başka bir şey ama benim için öyleydi. Allah'ın bildiğini kuldan saklamaya gerek yoktu.
Çok fazla düşünmemek için hemen ışıkları söndürüp yatağa gittim. Deliksiz bir uyku çekmek için Tanrıya dua ettim ama sanırım bundada dualarım tanrıya ulaşmadı çünkü gece boyunca hep kabuslar gördüm. Bu duruma artık alışmıştım.
Kabuslarım genellikle küçüklük travmalarım.
Sabah 05.00 da kalktım çünkü üniversiteye gitmem gerek. Kahvaltı yapmadım çünkü sabah kahvaltı yapmayı sevmem. Moda tasarım okuyordum. Aslında polis olmak istiyordum ama bulunduğum konum müsade etmedi. Hangi polis yasadışı bir yerde dövüşürdü ki.
Yola çıktım Üniversiteye gelmiştim. Diyar Üniversitesi 3. sınıfa gidiyorum. Mersin' de bulunan sıradan bir üniversite. Gün boyu tasarım yapıp hocaya beğendirmeye çalışarak geçmişti günüm.
Üniversiteden çıkıp eve doğru gittim. Eve geldiğimde annem evde değildi. Neyse pek de umrumda değildi. Hemen çantamı bırakıp üstümü değiştirip tekrar arenaya gitmek için yola çıktım. Bugünde geç kalıyordum. Okuldan geldiğimden oluyordu.
Yine saçma saçma düşüncelerle karanlık yolda yürürken bir ses duymuştum. Aslında umursamadım sonuçta burada haraç çok kesilirdi ya da borcunu vermemiştir. Yanlarından geçip giderken sesin sahibi beni kendine çekiyor. Ahh biraz daha yaklaşsam mı?. Ah Tanrım sanırım sesin sahibini girmek istiyorum.
🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂
Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir.
Acaba sesin sahibi kim?
Lalin sesin sahibine bakacak veya umursamayıp yoluna devam edecek mi?
Yorumlara yazın bakalım 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Masalı
Teen FictionBizim masalımız buydu. Ölüm masalı. Bizim hikayamizde kahramanlar yoktu sadece bizim gibi canavarlar. Ve ölüm.