İstediğin kadar savaş benimle, gözlerime her baktığında yenileceksin sevgilim.
***
Bu haksız savaşı gözlerime her baktığında kaybedeceksin. Olur da bir gün, gözlerime bakmaktan vazgeçersen işte, o gün de ben kaybedeceğim...
***
Biz seninle bitmiş bir kitabın, ölmüş karakterleriydik. Ne kitap baştan yazılabilirdi, ne de ölen geri gelebilirdi...
***
Bak ben özgürüm, sen yoksun. Gözümün görmediği, sesini duymadığım bir yerdesin.
Ve ben özgürüm, sesini duymadığım, gözlerine bakmadığım her gün, daha da özgürüm.
Benim esaretim, senin varlığın sevgilim...***
Ne garip şu hayat, bir zamanlar varlığıyla nefesimi kesen adam, şimdi yokluğuyla nefes oluyor. Varlığına alıştığınız bir insanın, yokluğu huzur verir mi hiç?
***
Sen benim, hem en büyük zaferim, hem de en büyük yenilgimsin. En haklı savaşım, en güçsüz mağlubiyetimsin.
***
Şimdi git ve yokluğuna terbiye et yüreğimi zira varlığında acıdan başka bir şey getirmedin...
***
Çiçek kurur, sen sanırsın ki, bir daha hiç açmayacak. Oysa o sadece bir başka baharda yeniden açmak için hazırlık yapıyordur.
***
İnsan bu ya, ne kadar çok gitmek istese de bir türlü öğrenemedi, canını yakanları, geride bırakmayı...
***
Toprağın, yağmura hasreti gibi hasretim sana, çiçeğin, baharına sevdası gibi sevdalıyım. Ay'ın, geceye muhtacı gibi muhtacım sana...
***
Her kalbin kapısı çalınmaz. Kimisinin bir sahibi vardır, kimisi ise son çıkandan sonra mühürlenmiştir.
***
Biz seninle yanlış gemiye binmiş, doğru insanlardık. Ama yanlış limanda inmiştik bir kere...
***
Bir gün biri gelir, bir iz bırakır hayatında, sonra istese de, hiç kimseyi sevemez o aciz bedenin de atan kalbin...
***
Dünyanın bu kadar kötü bir yer olduğunu bilseydim, o bebek halimle, o masum kalbimle, cenneti bırakıp gelir miydim hiç? Şu acımasız dünyaya...
***
Çocukken, gökkuşağının peşinden koşardım, yakalamak için. Öyle saf, öyle çocuksu bir sevinçle, şimdi ise acılarım beni yakalamasın diye, arkama bile bakmıyorum.
***
Ne yazın, meyve veren ağacıydık. Ne de kışın, kar tanesiydik.
Biz, baharın çiçekleriydik seninle, her bahar açardık.***
Yanlış insanların peşinden koştum hep, sen de yoruldum, affet.
***
Her yerdeki yangını söndürmek mümkündür, ancak o yangın bir insanın yüreğindeyse, onu söndürmek ancak hayaldir...
***
Güneşle, Ay gibiydik seninle, birimiz doğarken, birimiz hep battık.
***
Omuzumda başın eksikti, yüreğimde ise yarım kalmış sevdan...
***
Çok kişinin duasıydım belki ama bir sana kabul olmuştum ben...
***
Kırık bir kalp, açık bir kapıya benzer, her gören girmek ister.
***
İçimde ne nefret var sana karşı, ne de sevgi sadece, biraz burukluk var kalbimde, adını sen koy...
***
Ağır geldi işte bedenime sensizlik, Ağır geldi işte kalbime yokluğun. İşte, sen olmayınca aldığım her nefes, içime batıyor.
Yokluğunda içtiğim su bile haram şimdi.***
Başını okşayıp iki dakika sevdiğim bir hayvana bile git dediğim halde peşimden gelirken, nasıl oluyor da sana gel dediğim halde gidiyorsun. Küçücük hayvan da olup da, sen de olmayan vefasızlık, neydi?
***
Yaşamakla, ölmek arasında ki tek fark nefes almakken, neydi paylaşamadığımız?
***
Can, bedende zor duruyor hayaller uzak olunca,
Tahammül kalmıyor yaralar azınca,
Çare olmuyor merhem, yaralar hep kanayınca,
Niye isyandan korkup, yine isyana sığınıyor yürekler?***
Gözyaşım, davetsiz bir misafir gelmeye utanır oldu.
Gelmeyince de usanır oldu.
Dertler çoğaldı, dertli gölüme sığmaz oldu.***
İçim doldu yine yaram azdı, Söyleyin yine hangi dere isildi,
Söyleyin hangi denizin suyu azaldı,
Söyleyin de gideyim, hıçkıra hıçkıra ağlayayım, nefes bile almayayım.***
Bazen diyorum da, kelebek olsaydım, bir gün yaşar ölürdüm. Hiçbir şey olmazsam, mutlu olurdum.
***
Belki bir gün karşılaşırız bir yerlerde, belki bir yazarın imza gününde, belki de bir otobüs durağında, nasıl bakarsın yüzüme bilmiyorum ama eğer yüzüme bakmaya yüzün olursa, gözlerindeki pişmanlığı ve hüznü görmeyi çok isterim.
***
Ne illet bir hastalıkmış şu çaresizlik, derin derin öldürüyor insanı.
***
Sonbaharda yaprakları sararmış bir ağaç gibiyim. Yaprak döküyorum şimdi, her bir yağmur misali düşüyor birer birer toprağa, sonra hafif bir rüzgar esiyor, uçup gidiyorlar uzaklara, oysa hiç de alışkın değillerdi toprağa.
***
Sigaraya bağımlı olmak gibi bir şey seni sevmek,
İçimi çürütüyor, yavaş yavaş öldürüyorsun beni,
Yine de vazgeçemiyorum işte.***
Varlığın ödüldü bana,
Yokluğun ceza mı?
Öyleyse söyle bana,
Daha kaç yılım kaldı, sana kavuşmaya.