Hayat kaçan bir düşün gölgesinden başka nedir ki ?
UmbertoGölgeler.. Gölgeler.. Gölgeler.. "Gölgeler ruhumuzun yansımasıdır içinde milyonlarca duygu bulunduran soyut şeydir, bu yüzden gölgeleri ruhumuza benzetirler içinde bir sürü savaş geçen ama sesiz olan tek şey ruhumuz ve gölgemizdir.."
"Adım sonat anlamı yüksek ses demekmiş sanırım bu yüzden sürekli cazgır bir kızımdır olur olmadık şeyde çığlık atma özelliğine sahibim bu yüzden hiç arkadaşım yok maalesef
"Kimsesizim, ortaokuldayken dışlanmış bir kız çocuğu olarak kimsesiz diye anılırdım,Bir keresinde onların arasına karışmak istemiştim beni itip senin gibi kimsesiz bir kızı alamayız demişlerdi yere düşmüştüm avuçlarım kan içerisinde kalmıştı evet o an anlamıştım ben kimsesizdim."
"O gün avuçlarım o kadar çok acıyordu'ki küçük nefeslerimle avuçlarımı üflüyordum,Bir çocuk gelmişti evet o an hayatımda ilk defa aslında kimsesiz değilmişim banada yardım edecek birileri varmış dedim."
"Ufak elleriyle ellerimi tutu üstündeki taşları temizleyip yıkamıştı sonra beni revire götürmüştü çimen yeşili gözleri ve koyu kahve tonunda saçları vardı beni revire götürdükten sonra ellerim sarılmıştı teşşekür etmek için çıkacaktım ki ortadan kaybolmuştu gülümseyip sınıfıma dönmüştüm"
"Düşlerden sıyrılıp ebenin "sonat" deyişini işitim"
"Ah yine düşlere dalmıştım.."
"Geliyorum ebe deyip aceleyle üzerime hırkamı geçirip çantamı aldım ve koşarak merdivenlerden aşağıya indim."
"Aşağıya indiğimde halime sultan yine döktürmüştü yanağına bir buse kondurup masaya oturdum"
"Kuzucum yine geç kalacaksın bu kaçıncı geç kalışın sınıfta kalacaksın bu gidişte vallahi"
"Halime sultan ben hallediyorum merak etme hem geç kalmaya alıştım bin ton laf ediyorlar ama ben hallediyorum biliyorsun ki."
"Deli kız seni." Yemeğimi yedikten sonra gerçekten geç kaldığımı fark edip aceleyle vans ayakkabılarımı giydim ve koşarak aşağıya indim"
"Durağa doğru koşar adımlarla ilerliyordum hava o kadar soğuktu ki montumu giymediğime lanet ettim. Kafamı kaldırdım gökyüzüne baktım ne karanlıktı ne aydınlık bu havaları severdim ruhumun yansımasıydı bir nevi içimde ki duygular gökyüzünün yansımasıydı bir nevi. Otobüsü beklerken dolanan kulaklığımı çözmeye çalışıyordum bir müzik açıp gelip gelmediğine baktım şansım yaver gitti ki sonunda otobüs gelmişti. "Ah birde sıra bekleme faslı vardı..."
"Otobüse bindim etrafı kolaçan ettik görünürde oturacak yer yoktu gülümsedim ve dışarıyı izlemeye başladım. Tam kulağımdan çıkan kulaklığı kulağıma yerleştireceken benden önce biri davrandı kafamı kaldırıp çimen yeşili gözlere baktım."
Gülümseyip " teşekkür ederim." dedim
Bana sadece kafa sallayan yabancı önüne döndü. Bu neydi şimdi her tanımadığı insana iyilik mi yapardı bu yabancı.Sonunda okula gelmiştim gerçekten şuan dua edecek durumdaydım hayatımın en stresli gününü yaşıyordum sanırım. Boğaziçi üniversitesi edebiyat fakültesindeyim ve saat 10.00 olan dersime şuan tam yarım saat geç
kalmıştım ne harika ama.Kartımı okutup giriş yapmıştım merdivenleri hızla çıktım amfinin önüne geldiğimde durdum ve derin bir nefes aldım ve yeniden 80 kişinin önünde rezil olmaya hazırlandım kapıyı açtım "özür dilerim hocam biraz geç kaldım" dedim ve şirince gülümsedim yani gülümsemeye çalıştım.
"Sonatçım artık bütün üniversite halkı olarak senin geç kalmalarına alıştık evladım" dedi hocalar kesinlikle alışmışlardı elimde olan bir şey değil istemsizce her yere geç kalıyordum.
Gülümsemeye çalışarak boş bir yer var mı diye göz gezdiriyordum normalde olurdu çünkü arka taraflarda bir boş yer bulmuştum adımlarımı hızlandırarak oraya gidiyordum ki aslında orada bir kişinin daha oturduğunu gördüm ve görür görmez elimde ki kitap düşüverdi".
