4. BÖLÜM-*DAYANILMAZ*-

175 9 9
                                    

Multimedia ; Deniz Seymen

''Sana gidebilirsin demedim Deniz Seymen '' dudakları konuşurken kulaklarıma değmişti. Daha önceki yaşadıklarım korku değildi asıl korku şimdi başlıyordu.. En çok ismimi tek hecede söylemesi tüylerimi diken etmişti. Eğer arkamı dönersem birbirimize çok yakın olucaktık ve bu dayanılmaz birşey olucaktı. Terlemiş elimi kapı kulpundan çektim ve şortuma sürdüm. Yapacağı haraketi beklerken kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Bu sessizlik devam ederse kalbimin çırpınışını duyabilirdi. Sadece bekliycektim ilk hamle onun çekilmesiydi. Ama beklemek bana asırlar gibi geliyordu. Her zaman böyle olmamalıydım.

''Çekilir misiniz? Burdan gitmek için sizden izin almiycam?!'' dedim sakinlikle.

Diyeceği lafları çok merak ederken hala geri çekilmemişti.

''Evet, Evet. Izin. Alacaksın.'' dedi fısıltıyla kelimeleri tek tek söylemişti.

Nefesi boynumu gıdıklarken çözüm yolları aramaya çalışıyordum. Elimde çanta falan olsa kafasına geçirir kaçardım fakat sadece cep telefonu vardı yanımda. Kapıya uzattığı kolunun altından geçerek kurtardım kendimi.

''Burası sizin yeriniz olabilir ama insanları sizin kuklanızmış gibi oynatamazsınız. Böyle yapmaya devam ederseniz kimseniz kalmaz. '' dedim. Ne kadar rahat görünmeye çalışsamda yapımda oyunculuk yoktu ve duygularımı dışa direk vuran bir insandım.

''Ben zaten tekim. Kimseye ihtiyacım yok.'' dedi kendinden eminlikle.

Olaya sadece gülümsemeyle cevap verdim. Kapı kulpunu tekrar ellerimin arasına aldım. Daha fazla uğraşamazdım eğer tekrar gitmemi engellerse telefonla polisi arayacaktım.

'' Insanlar sizden kaçıyor. Tekrar görüşmemek üzere ''  Derin bir nefes alıp '' Iyi günler Karaman'' dedim ve bu sefer dışarı attım kendimi. Ağbim gibi ses tonumu kızgın birşey yapamasamda ona soyismi ile seslenmiştim.

Kapı arkamdan kapanmamıştı ve mavi gözlerini üzerimde hissediyordum. Asansörlere doğru ilerlerken sekreter ayağa kalkıp heryeri sarsan topuklularıyla Poyraz'ın odasına doğru yürümeye başladı. Icimde ki rahatsiz edici düşünceleri bir kenera atıp kafamı boşaltmam gerekiyordu. Kapı arkamdan gürültülü şekilde kapanınca nefesimi tutmayı bıraktım.

Holdingten  dışarı çıkar çıkmaz derin nefesler aldım. Yağmur yağmaya başlamıştı. Su damlaları kavrulmuş vücudumu serinletiyordu. Bir taksi durdurup hastahaneye doğru yol aldım. Bu adam tehlikeli olduğu kadar acımasızdı da. Herşeyi kendim bilirim tavırlarıyla idare ediyordu. Ailesi yok muydu? Gerçekten ben neden bu olayı ailesi ile paylaşmadım. Hiç olmazsa ailesi bu Poyraz denen kişi gibi değildir daha iyi birileridir. Taksi hastahaneye yaklaştığında kapının önüne gelmeden indim. Biraz yürüsem rahatlayabilirdim. Şu hayat bizi nerelere getiriyordu. En çok istediğim şeyde şu Poyraz gibi insanların dünya da yeri olmamasıydı. Sözlerinin hala beni neden incittiğini anlayamıyordum. Hiç tanımadığım bir insanın sözleri kalbime ok gibi saplanmıştı. Hastahane kapısına gelene kadar sırılsıklam olmuştum bile. Kapıdan girip doğruca danışmana doğru ilerledim. Aklıma holdingteki zıpır kızlar geldi. Kendilerini bişey sananlar.

''Burak Seymen, normal bir odaya alınacaktı. Alındı mı?'' dedim normal çıkmayan sesimle.

Kadın bilgisayardan birkaç şey baktı. Hala alınmamışsa her zamanki gibi beklemem gerekecekti. Bu hayatta hep bekliyordum zaten.

'' 5. kat 205 nolu odada yalnız hala tedavisi tamamlanmamış'' dedi

Gülümseyerek teşekkür ettim. Kalabalık asansör grubuna doğru ilerledim. Son anda yetiştiğim asansörle 5. kata çıkmıştım. Asansörden adımı mı atar atmaz ağbimin bağırışlarını duydum Sesin geldiği yeri bulmam zaman alsada sonunda odayı bulmuştum. Ayağa kalkmaya çalışıyordu birkaç doktor bunu istemediği için bağırıyordu demek. Odaya adımımı atınca bağırmayı kesmişti.

Denizin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin