8.BÖLÜM

337 17 16
                                    

Bir süre orada birlikte sessizce oturduk.Onları nasıl bulacağımla ilgili hiçbir fikrim yoktu.Başım ağrıdan çatlarken pek mantıklı düşünemiyordum.Aslı'ya döndüğümde suratında ufak bir sırıtışla birisiyle mesajlaşıyordu.Bir süre ona baktıktan sonra o beni farketti ve hemen telefonunu kapattı.Rahatsız olmuş olmalıydı.Onun özel hayatıydı ve paylaşmak istemeyebilirdi.Onun evinde kalma düşüncesi bile beni rahatsız etse de en mantıklısı burada onunla kalmaktı.Düşünecek o kadar çok şey varken bu konu üstünde durmayacaktım.

"Aslı?"
Bana doğru dönerek gülümsedi.
"Efendim?"
"Binanın kapısında olan kameralara nerden ulaşabilirim?"
"Hmm sanırım yönetici de vardı.Ona gidebiliriz."
"Peki,ben gidiyorum o zaman."
Ayağa kalktığımda elimden tutarak beni
durdurdu.

"Bende geliyorum Duru.Seni tek bırakacağımı mı sanıyorsun?"

Bir süre ona baktım ve bir sakıncası olmadığına kanaat getirerek başımla onu
onayladım.

"O zaman hadi gidelim."

Üstümüzün haline bakmadan daireden çıktık ve iki kat aşağımızda oturan yöneticinin kapısını çaldık.Birkaç saniye sonra kapı açıldığında karşımızda orta yaşlarda olan iyi kalpli olan yöneticimiz vardı.

"Merhaba,nasılsınız?"
"İyiyiz Murat amca sen nasılsın?"diyerek gülümsedim.
"İyiyiz çok şükür.Bir şey mi oldu?"diyerek bize baktı.

Kafamı sallayarak Aslı'ya baktım ve göz göze geldiğimde ona göz kırparak Murat amcaya bir yalan uydurdum.
"Sabah ufak bir olay yaşadım..."
"Aaa ne oldu kızım?"
"Sabah uyandığımda birkaç tıkırtı duydum hırsız olduğundan şüpheleniyorum.Acaba kamera görüntülerine bakma şansım var mı?"

Yalan söylemiştim çünkü o lanet olası psikopat beni ailemle tehdit etmişti.Birisine söylersem onları öldüreceğinden korkuyordum.

"Tabi bakabilirsin kızım bir dakika."
Kapıyı yüzümüze kapatıp kayıtları almaya gidince kalbim küt küt atıyordu.Annem ve babamı kaçıran kişinin yüzünü görürsem onlara çok yaklaşacaktım.
Murat amca kapıyı tekrar açtığında elinde telefonu da vardı.
"Saat kaç civarıydı?"
"10.00-11.00arası olmalı..."
Adam eliyle kayıdı ileri sararken bizde merakla onu bekliyorduk.Sonunda kafasını kaldırdığında kaşları çatıktı.

"O saatlerin kayıtları silinmiş.Normalde benim iznim olmadan silinmez."
Hayal kırıklığı ile başımı Aslı'ya çevirdiğimde onun da şuan benimle aynı duyguları taşıdığını hissettim.
"Peki teşekkürler..."diyerek arkamızı döndüğümüz zaman adam bize seslendi.
"Annen baban nasıl kızım onlar bu meseleyi biliyorlar mı?"
Bilmez olurlar mı?Hırsız dediğim kişi annem ve babamı,can parçalarımı kaçırdı demek istedim ama bunu yapamazdım.

"Gayet iyiler.Söyledim merak etmeyin,iyi günler."
Yalanlar,yalanlar,yalanlar...
"Pekala görüşmek üzere..."
Yönetici kapıyı kapatınca Aslı'ya baktım o da bana bakıyordu.
"Hadi eve geçelim..."diyerek omzumu sıvazladığında kafamı iki yana salladım.
"Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var."
Kararsız bir ifadeyle gözlerime baktı.Sahte bir gülüşle gözlerimi devirdim.
"Hadi ama çocuk değilim."
"Peki."
"Herşey için teşekkür ederim."diyerek ona sarıldım.O da bana kollarını sarmıştı.Geri çekildiğimizde gülümseyerek yanıt verdi.
"Arkadaşlar bu günler için vardır."
Gülümsedim ve birkaç adım geriledim.
"Birkaç saate dönerim.Görüşürüz."
"Görüşürüz,dikkat et kendine."
"Ederim."diyerek asansörü es geçerek merdivenlere doğru yürümeye başladım.


Sokaklarda başı boş yürüyordum.Gidecek hiçbir yerim yoktu.Benim annem ve babamdan başka bir yuvam yoktu.Annem ve babam biryerlerde kaçırılmış vaziyetteyken benim burada durmam bana çok kötü hissettiriyordu.Lanet olasıca elimden bir şey gelmeliydi.Onların bir sandalyenin üstünde,bağlı vaziyette acı çektiklerini düşünmek kalbimi ağrıtıyordu.Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı.Gök gürleyince gökyüzüne çevirdim bakışlarımı,yağmur yağmaya başlamıştı.Yine ruhumu temizlemek için akıyordu işte.İnsanlar yağmurdan kaçarak evlerine gitmeye çalışırken ben yürümeye devam ettim.Yağmuru hissettim.
"Yalvarırım unuttur bana bu yaşadıklarımı..."
Hala akmaya devam eden göz yaşlarımdan bir damla daha gözyaşı aktı.Koşmaya başladım.Belki koşarsam bir anlığına da olsa aklımdan silinir dedim.Koştum,koştum...

Hava kararmıştı etrafı sadece sokak lambaları aydınlatıyordu.Kim bilir kaç kilometre koşmuştum.Yavaşlayarak etrafıma baktığımda nerede olduğumu anlayamamıştım.Bir an kafama bir şey dank etti.Issız,karanlık ve tanımadığım bir yerdeydim.Bana mektuplar yazan ve ailemi elimden alan kişi de dışarıdaydı.Üstelik yanıma ondan korunabileceğim hiçbir şey almamıştım.Aklıma bu düşünce yerleştiğinden dolayı tam geri döneceğim sırada kaldırımda yatmış vaziyette duran birisini farkettim.Geri geri yürümeye başladım ama sonra birden durdum.Kötü durumda olabilirdi.Ona yardım etmeliydim.Koşar adımlarla yerdeki kişinin yanına gittim.
"Hey iyi misiniz?"
Ses gelmemişti.Dizlerimin üstüne çöküp onu dürttüm.Hiçbir tepki vermiyordu.
"Beni duyabiliyor musunuz?"
Tekrar ses gelmedi.Yüzüstü yatıyordu,ittirerek sırtüstü uzanmasını sağladığım.Benden belki de birkaç yaş büyük bir erkekti.Yüz hatları keskin ve yakışıklı gözüküyordu.
"Beyefendi neyiniz var?"diyerek tekrar konuştuğumda gözleri kapalı bir şekilde bana gülümsedi.Bileğimde bir el hissettimve başımı eğerek baktığımda bileğimi tuttuğunu farkettim.İyi de neden?Şaşkınca adama baktım hala gülümsüyordu.Geri çekilmeye çalıştığımda bileğimi bırakmadı.
"Beyefendi bileğimi bırakır mısınız?"
Geri çekmeye çalışıyordum ama o kadar sıkı tutmuştu ki elinden kurtulmak mümkün değildi.
"Beyefendi bırakın dedim!"diyerek bağırdığımda daha da güldü.Korkuyla kendimi çekmek için diğer elimi onun eline götürüp tırnakladığım zaman inledi ama elini geri çekmeden doğruldu.
"Napıyorsun lan sen!"diyerek bana bağırdığında korkuyla kaçmaya çalışıyordum.
"Bırakın beni aksi takdirde bağıracağım!"diyerek bağırdığımda güldü.
"Öldürürüm seni."diyerek gülmeye devam ettiğinde korkuyla karşımdaki adama baktım.Kendinden emin bir şekilde beni dar sokağın karşı duvarına ittirdiğinde etrafıma bakındım kimse yoktu.Hayır böyle olmamalıydı.
"İmdat!"diyerek son gücümle bağırdığımda yüzünü ekşitti.
"Burada seni kimin duyacağını düşünüyorsun?"diyerek sırıttı.
Bileğimle onu tekrar ittirmeye çalıştığımda onu da tuttu ve ellerimi havaya kaldırıp tek eliyle tuttu.Ağlıyordum.Buna katlanamazdım.
"Yardım edin!"diyerek bir kez daha çığlık attım ama dediği gibi burası fazla ıssız bir yerdi.
O an bunların bir rüya olmasını diledim ama değildi işte,keşke böyle olmasaydı.

Yeni bölüm +150 okunmada atılacaktırr💓

Kelebeğimin HırsızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin