3.BÖLÜM

1.3K 69 66
                                    

-Ertesi gün-
Telefonumun zil sesiyle uyandığımda tekrar uyumayı çok isterdim ama okul vardı.İstemeye istemeye kalktım ve mutfağa girdim.Annem sandviçimi hazırlıyordu.Beni fark ettiğinde gülümseyip yanıma geldi.

"Günaydın evlatların en güzeli"

Annem hayatımdaki en değerli insanlardandı.Annem ve babamsız bir hayat düşünemiyordum.Onlar benim canlarımdı.
Annemin yanağını öpüp
"Günaydın ay yüzlüm,babam uyanmadı mı hala?"dedim.

"Uyanmaz olur muyum bugün okula erken gitmem lazım veliler gelicek"arkadan gelerek yanağıma bir öpücük kondurarak gülümsedi babam.
Babam bir lisede müdür yardımcısıydı.Bu yüzden okula erken gitmek zorunda kalıyorduk.
Babam çoktan üzerini giyinmişti ben ise daha üzerimi değiştirmeyi bırak çantamı bile hazırlamamıştım.
"Hadi kahvaltı hazır olana kadar çantanı hazırla"dedi babam.
"Peki"diyerek odama gittim.
Bugün dört ders ingilizce vardı.Oldukça sıkıcı geçecek gibi gözüküyordu.Çantamı hazırlayıp mutfağa geri döndüm.Annem oturmuş yumurtasını yemeye başlamıştı.Bende karşısındaki yerime oturdum.Babam da çayları koyup masaya koydu ve yerine oturup kahvaltıya başladı.Annemler her sabah yumurta yerdi ama ben yumurtayı pek sevmiyordum o yüzden diyetisyenimin önerdiği kepekli sandviçten yiyordum.Leziz bir kahvaltıdan sonra üstüme okulumuzun formasını geçirip saçımı düzeltmek için aynamın karşısına geçtim.Lanet olası kahküllerim tarasam bile düzelmiyorlardı.Keşke hiç kahkül kestirmeseydim diye isyan ettim içimden hazır olduktan sonra daha annem hazırlanmadığı için bir şarkı açmaya karar verdim.Listeme girdiğimde karşıma köprüaltı şarkısı çıktı.En sevdiğim şarkılardandı bu yüzden değiştirme ihtiyacı duymadan sesi fulleyerek aynamın karşısında dans etmeye başladım.

Denizler aştım geliyorum
İster eğlen benimle
Yüzünü bir görsem yeter..
Yolumuz ayrı biliyorum
Ölmeden son bir defa
Belini kavrasam yeter..

Zıplayarak ve dans ederek şarkıya devam ettim.

Hadi gel buluşalım
Eski köprünün altında
Kimseler görmesin..

Mehtaba karşı uzanalım
Eski köprünün altında
Kimseler bilmesin
Kimseler duymasın..

Şarkı gerçekten muhteşemdi.Annem kendi odalarından
"Kızım hazır mısın?"diye sorunca şarkıyı durdurup yanıtladım.
"Evet,dans ediyorum"
Şarkıya devam ettirme tuşuna bastım.

Yolumuz ayrı biliyorum
Ölmeden son bir defa
Belini kavrasam yeter..

Şarkı bitince kendimi çok mutlu ve rahatlamış hissediyordum.Gerçekten de Socrates'in dediği gibi müzik ruhumuzun gıdasıydı.

"Kızım hazırsan çıkıyoruz"dedi babam saçıma son kez bakıp
"Hazırım baba"diye yanıtladım.
Ayağıma sürtünen kedim Şeker'in kafasını okşayıp,yatağımda uyuyan yavru kedim Luna'yıda öptükten sonra odadan çıktım.


Nihayet okula geldiğimde sınıfa daha kimse gelmemişti.Üstümdeki montumu çıkarıp sırama oturdum.Çantamdan kitabımı okumak için çıkarıcaktım ki içinde benim koymadığım bir kağıt vardı.Bu kağıdı sabah koymadığıma emindim.Elime alıp kağıdı açtım.Notta yazanlardan sonra koşarak sınıftan çıktım.O nottan sonra sınıfta tek kalmak istemiyordum.

Sınıfa en önce neyse ki Nil geldi.
"Duru kapının önünde ne işin var?"
Korkak bir ses tonuyla yanıt verdim.
"Çantamda bir not buldum.."
"Nasıl bir not?"
"Birisi beni takip ediyor"
"Ne?"dedi Nil şaşırmış bir şekilde
"Şakadır belki"
"Umarım öyledir"diye yanıtladım.
"İçeri girelim konuşalım.Zaten bende geldim korkma"
"Pekala"diyerek korkak adımlarla sınıf kapısına ilerledim.

Nil kapıyı açıp önden girdi ve arkasından da ben girdim.Görünürde kimse yoktu,şuan beni kimse izleyemezdi.
"Notta ne yazıyor?"diye sorduğunda masadaki kağıdı ona uzattım.Okuduktan sonra bana baktı ve
"Hemen korkmayalım şaka olabilir."dedi.
"Aynen" diyerek yanıtladım.
Aileme söyleyip onları korkutmak istemiyordum.
Dersler su gibi akıp giderken aklımı bir türlü veremiyordum.İrem'ede notu göstermiştim ve takmamamı istemişti.
Öyle yapmaya çalışsam bile olmuyordu.
Öğlene doğru sebepsiz yere ağlamaya başladım artık kafamdaki her şey beni çok yormuştu.Tuvalete gidip kapıyı kapatıp hıçkırıklarıma boğuldum.Daha sonra hiç bir şey olmamış gibi gözlerimi sildikten sonra kapıyı açıp derse gittim.Gözlerim kızarmış olmalı ki hoca bir şeyim olup olmadığını sormuştu.Kafamı sallayıp camdan dışarı baktım.Dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı.

Sanki benim gözyaşlarımdı bu yağmur damlaları,sanki benim yerime ağlıyorlardı.O an buna o kadar çok inandım ki gülümseyerek yağmur damlalarına baktım.Beni yağarak anlatıyorlardı.Başımı yağmur damlalarından ayırıp mest olmuş gözlerle yağmurun güzelliğine bakan arkadaşlarıma baktım.Bilmiyorlardı ki o yağmur damlaları benim için yağıyordu.

Tüm ders yağmura bakarak hayallere daldım.Sonunda ders bitince ayaklanıp okulun merdivenlerinden aşağıya inmeye başladım.Arkamdan Nil ile İrem geliyordu ama şuan kimseyle konuşmak istemiyordum.Okuldan çıkıp otoparka doğru adımlarımı atarken kardan hiç kaçmadım.Hatta yavaş yavaş yürüyerek daha da gelmesini istedim bana,ruhumu temizlemesini istedim.
Arabamızı ve içinde oturan annemi görünce gülümsedim ve kapıyı açıp yanına oturdum.
"Kızım benim nasılsın?"diye sordu güzeller güzeli annem.
"İyiyim annem"diyerek gülümsedim.
Bu olayları anneme anlatmamaya kararlıydım.Normalde aileme yalan söyleyen birisi değildim ama bu kez onlar için söylüyordum.İçimden ona kötüyüm demek istiyordum ama yapamazdım.

Kelebeğimin HırsızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin