Gecenin ilerleyen saatlerinde hepimiz sarhoş olmuştuk diyebilirim. Sehun ve Yoongi aptal aptal kahkaha atıyordu.
Yoongi halıda uzanmış çok garip bir şekilde gülüyordu.
Sehun ise koltuğa yayılmış bir şekilde gülüyordu.
Ben ise arada onlara katılıp gülüyor arada ise yanıma omzuma uzanıp telefonda takılan güzelime bakıyordum.
Nerdeyse 3-4 saattir burdaydik ve Taehyung aşağı indiğimizden beri beni asla rahat bırakmamıştı. Hoş, isteyen yoktu...
Soobin'in yanıma dahi yaklaşmasına izin vermemişti. Şu anda ise elindeki telefonla uğraşıp sürekli kirpiklerini kırpıştıran güzelimi düşünüyordum.
Taehyung çok güzeldi, her zaman çok güzeldi. Çocukken bile çok dikkat çeken yakışıklı ve güzel bir çocuktu. Fiziği güzeldi. Herkes tarafından oldukça beğenilen bir çocuktu. Fakat beni etkileyen asla bunlar olmamıştı. Asla onu fiziği veya güzelliği için seven bir insan olmamıştım. Onu küçükkenden beri tanıyordum.
Beni en çok etkileyen ve aşık olmamı sağlayan şey yeşil gözleriydi. Dünyada milyonlarca yeşil gözlü insan vardi belki...
Fakat hiç biri Taehyung'un gözleri gibi değildi. Belki de onu uzun zamandır tanıdığım için bilmiyorum ama gözlerine baktığım anda neler hissettiğini anlıyordum.
Dolduğu zaman parlayan yeşillikleri çok güzeldi, ayni zamanda ona iltifat ettiğimde yada ilgilendiğim zaman bana bakan bakışları da öyle.
Gözlerinde kayboluyordum...
Onun haricinde eskiden asla sakinleşemeyen ben Taehyung'un omzunda sakinleşiyordum. Öyle bir etkisi vardı üzerimde.
Ona asla zarar vermek istemiyordum.
Öpmeye bile kıyamıyordum ki...
Belki duygularım size çok klasik gelecek bilmiyorum ama öyle değil.
Bir insanın- kedi çocuk- her zerresine aşık olmak o kadar güzel ki...
Her neyse sarhoş olduğum zaman fazla konuşuyordum.
Taeuyung elindeki telefonu bırakmış, göğsüme uzanmıştı. Bir elimi uğruna öldüğüm sarı saçlarına atıp okşadım.
"Uykun mu var bebeğim?"
Başını yukarı kaldırıp bana aşağıdan kocaman güzel gözleri ile bakıyordu.
"Evet hyung. Benimle uyur musun? Hm?"
Bugün israrlari sonucu Taeuyung da bir şişe bira içmişti ondan beridir gözleri bayık bayık bakıyordu.
"Uyurum tabiki hadi kalk güzelim yukarı çıkalım."
Herkese bizi siklemeseler bile iyi geceler dileyip yukarı adımladık.
Odasına girdiğimiz de ben önden girdim o ise kapıyı ve büyük ışığı kapattı.
Sadece renkli led ışıklar açık kalmıştı.
Oda çok karanlık denemzdi. Eğlenceli bir ortam vardi diyebilirim sanırım...
Arkamdan gelmesini beklediğim Taehyung bir anda arkadan belime sarılıp başını sırtıma sürtmüştü.
"Mrrh~." Derin nefes alıp sakinleşemeye çalıştım. Beynim zaten şu an işlevini yitirmiş gibiydi...
"Bebeğim? İyi misin?"
Başını salladığını anlamıştım. Kolları arasında ona doğru dönüp kucakladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my lap cat | Taekook
Fanfiction© Tüm hakları iki dudak arasında saklıdır Jeon Jungkook, en yakın arkadaşının kedi çocuk kardeşine çocukluğundan beri aşıktı. Herkesin korktuğu Jeon Jungkook'un tek bir zaafı vardı, o da sevimli kedi çocuk Kim Taehyung
