VI-❝Her zaman üzerimde olan koca gözlerini seviyorum.❞

10.8K 1K 995
                                    

New York back in August
10th floor balcony
Smoke is floating over
Jane and Greenwich street
Goosebumps from your wild eyes
When they're watching me
Shivers dance down my spine
Head down to my feet
Swimming in your eyes, in your eyes
In your eyes, Egyptian blue
Something I've never had without you
You're giving me chills at a hundred degrees
It's better than pills how you put me to sleep
Calling your name, the only language I can speak
Taking my breath, a souvenir that you can keep
Giving me chills (chills)

New York back in August10th floor balconySmoke is floating overJane and Greenwich streetGoosebumps from your wild eyesWhen they're watching meShivers dance down my spineHead down to my feetSwimming in your eyes, in your eyesIn your eyes, Egyptian ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🪶

Kapı çaldığında Jeongguk aynanın karşısından ayrıldı ve alelacele merdivenlerden inerken "Ben bakarım!" diye bağırarak kapıyı açmaya giden yardımcılarının duraksamasına neden oldu.

Gelen Taehyung'du.

Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı, elleriyle tutamlarını düzeltti ve yüzüne güzel bir gülümseme yerleştirerek kapı koluna uzandı. Görüş açısına giren Taehyung bakışlarını yavaşça yerden çıkarmış, Jeongguk'u süzerken sarışın olan da aptal bir gülümsemeyle Taehyung'u inceliyordu. Vintage deri ceketi geniş omuzlarını sararken altına geçirdiği düşük bel, bol, koyu renk kot bacaklarını çok uzun göstermişti. Ceketinin içindeki tişörtü karnına yapışıp ince belini belli ediyordu ve Jeongguk kollarını onun gövdesine dolamamak için zor tutuyordu kendini.

Elleri ceplerinde olan Taehyung da gözlerini Jeongguk'un belini açıkta bırakan kısa tişörtte, çıplak belini saran ince zincirde ve ceplerinde taş detayları bulunan düşük bel kotta gezdirdi. Sarı saçlarını arkada toplamış, bu model yüzünün çok daha yuvarlak görünmesine neden olmuştu. Dudaklarını iki küçük şeker gibi gösteren parlatıcı tişörtünün renginde, pembeydi ve Taehyung onun üstüne ceket almamasına kaşlarını çattı. Tamam, havalar ısınmaya başlıyordu ama akşamları hala serin oluyordu.

"Böyle mi çıkacaksın dışarı?" diye sorduğunda Jeongguk "Sana da merhaba, Taehyung." Diyerek içeri girdi. Taehyung da peşinden ilerlerken sarışın olan içi beyaz yünden kot ceketini üstüne geçirip beyaz postacı çantasını çapraz olarak omzuna astı. Onlar kapının holündeyken topuklu terliklerinin sesi duyulan Bayan Jeon sakin adımlarla merdivenlerden iniyordu.

"Taehyung, oğlum?" Taehung onu görünce hem saygılı hem de samimi bir şekilde gülümsedi ve yaklaşıp yanaklarını öperek sarıldı. Bayan Jeon'un planlarından haberi yoktu ve Taehyung ve Jeongguk'u yan yana görmek bile zorken bir yere gidecek olmaları onu oldukça şaşırtmıştı. Her şey göründüğü gibi olmayabilirdi ama bu ikisinin bir şeyler çevirdiği de belliydi. "Hayrola?" diye sordu bu yüzden. "Ne için gelmiştin, Taehyung?"

Taehyung elini ensesine atarken Jeongguk'a bir bakış attı. Sarışın çocuk açıklamayı ona bırakarak parlatıcısını tazeliyordu. Esmer olan boğazını temizledi ve "Jeongguk'u almaya geldim, efendim." Dedi. "Planımız vardı da."

𝙢𝙤𝙩𝙞𝙫𝙚, 𝙩𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin