felix'in sesiyle başımı sıradan kaldırarak kaşlarımı çattım.
"nasıl çıkayım ya rezilim."
gözlerini devirerek beni kolumdan tutup kaldırdı ve peşinden sürüklemeye başladı.
"ne rezili aptal aşık rollerini bırak ha."
"aptal aşık mıyım?"
dudaklarımı büzerek sorduğumda gülmüş ve cevaplamıştı. "öylesin."
bu sefer ofladığımda kafeteryaya gelmiş, chris, changbin, moonbin ve minho'nun olduğu masaya adımlıyorduk.
minho da oradaydı.
"hayır felix.."
"hayırı kabul etmiyorum." içimden bir hayrın da yok zaten diye geçirdiğimde masaya oturduğumuz gibi onunla göz göze gelmiştim.
"selam." gözlerimi kaçırıp chris'in yanına oturduğumda minho tam karşımda kalmıştı.
"selam jisung." moonbin konuştuğunda bile gözlerimi minho'dan çekemediğimden olsa gerek, chris'ten bacağıma bir darbe yemiş ve sessiz inlememle anında sağıma dönmüştüm.
"ne yapıyorsun?" dudaklarımı oynatarak konuştuğumda gözlerini devirip önüne dönmüştü.
masada konuşmalar devam ederken sürekli minho'yla gözlerimiz buluştuğu için yine fazlasıyla heyecanlanmıştım.
acaba gerçekten hesabın benim olduğumu biliyor muydu?
-
jj0ne - linolee
jj0ne selamm nasilsin
linolee iyiyim ji sen nasilsin
jj0ne ben de iyiyim son gunlerde cok yazismadik beni bulma calismalarin yuzunden stresliyim de☠️☠️
