Resim Sergisi

46 3 0
                                    

  Damian oturduğu sandalyede rahatsızca kımıldanıp ofladı. Gotham'da liseler arası düzenlenen resim yarışması ani bir kararla sergiye dönmüştü ve kazanan gelen ziyaretçilerin oylarıyla belirlenecekti. Dick'in bitmeyen ısrarları yüzünden Damian da birkaç tabloyla yarışmaya katılmıştı.

  Yan gözle solundaki serginin sahibine baktı. Çoğu insanı sevmezdi ama ona olan sevgisizliği bir başkaydı. Damian'ın ona baktığını gören çocuk kendini beğenmiş bir şekilde gülümsedi ona. Damian göz devirerek önüne dönerken ona ilerlemekte olan kızı gördü, "Hayır..."

Kıvırcık saçlarını dağınık şekilde topuz yapıp kırmızı bir banana takmıştı. Açık mavi kot tulumunun bir askısını serbest bırakmış, açıkta kalan boynunu zarif, küçük bir kolyeyle süslemişti. Serginin önüne geldiğinde kollarını şkş yana açıp sıkıca Damian'a sarıldı.

"Selam Dami!"

  Damian kısa bir süre kızın satılmasına izin verdi - iki saniye kadar - sonra hızlıca ondan uzaklaştı. "West, burada ne işin var?"

  "Devlet sırrı gibi sakladığın çizimlerini görmeye geldim."

  "... Grayson söyledi değil mi?"

"Evet."

   Kız yeşil gözlerini tabloların üzerinde gezdirmeye başladı. Her bir detayı ustalık ve hayranlıkla inceliyordu.

"Huysuz bir gremline göre fazla yeteneklisin."

  Damian kollarını kavuşturup göz devirdi. " Tt- Sanki çizimler bir bağın varmış gibi konuşuyorsun West."

  Irey'nin bakışlarındaki anlamı gördüğünde sözlerini tutmak zorunda kaldı, "Gerçekten çizim yapıyor musun?"

"Günaydın Wayne."

  İkisi de birbiriyle atışırken dikkatlerinin dağılması üzerine yan sergide gelen Theo'yu farketmediler. Çocuğun yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesi Damian'ı her geçen dakika daha da sinir ediyordu.

  "Merhaba," dedi Damian'ı görmezden gelip tamamen Irey'ye odaklanarak.

"Merhaba." diye karşılık verdi ve ona uzatılan eli sıktı.

  "Damian'ın arkadaşısın galiba."

  "Evet," dedi Irey ve göz ucuyla Damian 'a baktı,"Çok yakın bir arkadaşıyım."

  "Okulda kimseyle konuşmamasını şimdi anlıyorum. Böylesine güzel bir kızın arkadaşlığını kazansam ben de başka kimseyle konuşma gereği duymazdım."

Damian daha fazla kendin tutamayıp lafa girdi, "Ne istiyorsun Theo?"

  Theo ince, kumral kaşlarını havaya kaldırıp gülümsemesini daha da genişletti. "Sadece bu güzel hanımefendi ile tanışmak istedim." Ardından tekrar Irey'ye döndü.

   "Birgün sizi resmetmeyi çok isterim..." Kızın ismini sormayı unuttuğunu farkedip durakladı.

  "Irey," dedi ve ekledi, " Bir daha birbirimizi göreceğimizi sanmıyorum."

  "Böyle söylemen beni çok üzdü Irey. Çok iyi anlaşacağımızı sanıyordum."

  "Ben aynı izlenimleri alamadım maalesef."

"Zamanla değişir. İletişimde kalalım lütfen."

  "Peki." dedi Irey ve yenilmiş esine bir numara söyledi. Theo numarayı kaydedip ancak savaş kazanan krala aitmiş gibi büyük bir ego ve tatmin duygusuyla kendi sergisine döndü.

  Damian kaşlarını çatarak Irey 'ye baktı. "Söylediğin numara senin değildi."

"Evet. Kesystone psikolojik danışmanlık servisine ait numaralardan biriydi. Bu egoyu azaltması için ihtiyacı var." Biraz durduktan sonra devam etti, "Ama dediği teklif cazip gelmişti."

  "Çiziminin yapılması mı?"

"Evet."

  Damian bir süre aklında bir şey tartıyormuş gibi durakladı. "Ben çizerim."   'Nasılsa bunu her zaman yapıyorum'

  Irey gözlerinden ışıltılar saçarak genç oğlana gülümsedi. Damian kızı her gördüğünde yaptığı gibi inceledi; Gülümsediğinde hafif kısılan çimen yeşili gözlerini, yanaklarını ve burnunun üzerine serpiştirilmiş çillerini, kıvırcık, kızıl, çocukluğuna göre briaz daha koyulaşmış olan saçlarını, annesinden gelen gençlere meydan okuyarak bembeyaz olan tenini...

~~~~

  Saatler sonra, güneş batmaya başlamışken sonunda oylama faslına geçilmişti. Oy vermek için adını yazdıran herkes ellerindeki bordo oy zarfını koyu ahşap sandığın içine attı. Ortam ne kadar salaş olursa olsun Gotham'daki zengin ve zengin sayılabilecek orta kesim şatafata oldukça düşkündğ ve böyle bir ortamda bile zarflar ve sandıkla bunu belli etmeye çalışmışlardı.

  Damian içinden bu gösteriş merakını neden var olduğunu düşünürken sahnedeki müzik aletlerinden notalar dökülmeye başlamıştı.

  Her şeyin mükemmel planlanması sayesinde orkestranın çalacakları parçalar bittiği an oy sayımı da bitmişti.

  Sahneye elinde karton kağıtlarla bir adam çıktığında gözler tek bir tarafa yoğunlaşmıştı. Sunumda da belli bir klasikliğe kaçılmaya çalışılmış ama insanların günlük giyimleriyle oluşturduğu tezat bunu saçma bir hale düşürmüştü.

  "Öncelikle gelen ve oy veren herkese teşekkür ederim. Lafı fazla uzatmadan yarışmamızın kazananlarını açıklamaya başlayalım."

~

  İlk iki kişinin ödülü verildikten sonra sıra birinci ve ikinciyi açıklamaya gelmişti. Theo'nun sırıtış sonunda solmuş, hırsla sahneye bakıyordu.

" Ve yarışmamızın ikincisi bir oy farkla... Theo Blake!"

  Theo, birinciliği kaçırmanın öfkesi ve hayal kırıklığıyla sahneye ilerleyip ödülünü aldı. Üç dakika kadar süren fotoğraf faslından sonra resimlerinin yanına geri döndü. Hiç vakit kaybetmeden birinciyi açıklamak için kürsüdeki mikrofonunu tekrar eline aldı adam.

  "Günün birincisi 72 oyla... Damian Wayne!"

Damian, Theo'ya sabah aldığı gülümseyişleri iade etti. Sahneye adım atıp plaketini aldı ve Theo'ya nazaran birkaç dakika daha uzun süren kamera işlerinin ardından Irey'nin yanına döndü.

  Irey ilk geldiğinde yaptığı gibi kollarını ona sardı, yanağına ufak bir öpücük kondurdu, " Tebrikler Damibird."

  Ve Damian günün sonunda ilk defa içten gülümsedi.






Kısa oldu ama part 2 yaparım belki. Kendinize iyi bakın.

Cafuné ||Speeddemon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin