7

5.1K 428 169
                                    

Insallah bolumu yetistiririm amin💪🏻

Bu bolum full duz yazi oldugu icin bir suru yorum istiyorum!!

×

Gürültülü okul koridorunda Jungkook ve kahverengi duvar arasında ilerlerken gözlerim hemen sargılı kolumun önünde siper ettiği eliydi. Yalnızca yürüyor olsak bile o kadar ilgili davranıyordu ki gerçekten dizlerimin üzerine çöküp hönkürerek ağlamak istiyordum.

Yalnızcs 2 dakika yürüsek bile kimse koluma çarpmasın diye beni en kenara geçirmiş, elini koluma siper etmiş, bize doğru hızlı ve dikkatsizce gelen herkesi bir bakışıyla uzaklaştırmış ve üstelik bunları yaparken dönüp dönüp sürekli canımın acıyıp acımadığını sormuştu.

BU AŞK DEĞİLDE NE BE??

Ben ise her defasında muhtemelen gözlerimden kalpler fışkırtarak iyi olduğumu, bunları yapmasına gerek olmadığını söylüyordum ama beni dinlemiyordu tabiki! Aslında dinlememesi işime geliyordu. Koridorda gelip geçen herkesin bize bakması bir tık hoşuma gitmişti.

5 dakikanın sonunda revire geldiğimizde benden önce hızla kapıyı açmış, içeriye girmemi bekledikten hemen sonra arkamızdan kapıyı kapatmıştı.

"Kolum kırılmış gibi davranıyorsun Jungkook. Canım acımıyor diyorum sana."

Canım elbette acıyordu fakat dayanılmayacak kadar değildi. Yalnızca bir yere çarpmamalı veya hareket ettirmemeliydim.

Boz ayı bozuntusu beni asla dinlemeden köşedeki büyük duvara adımlamış, bende öylece onu izlemeye başlamıştım. Dikkatlice dolaptaki kremlere bakarken bile harika görünüyordu resmen. Çattığı kaşlarıyla kremlerin isimlerine bakıyor, işine yaramayanları aynı şekilde yerine bırakıyordu.

"Beni izlemek yerine sedyeye oturmak ister misin mavi kafa?"

Eline aldığı bir diğer kreme bakarken konuştuğunda gözlerimi hızla üzerinden çekmiş, etrafa bakarken boğazımı temizlemiştim.

"Ne sana bakıcam ya?! Gözüm daldı benim. Boz ayı bozuntusu."

Çemkirir çemkirmez hızla sedyeye oturmuş, bu esnada bileğim sert bir harekete maruz kaldığından küçük bir acı inleyişinin ardından dudaklarımı birbirine bastırmıştım. O sırada Jungkook kremi bulmuş olacak ki yanıma gelmiş, küçük tekerlekli sandalyeyi alarak önüme oturmuştu.

"Bileğini uzat."

Rica eklerinden uzak cümlesine göz devirirken boz ayı diye mırıldanmış, bir sargılı elime bir ona bakmıştım. Doktor yaparken bile canım o kadar çok acımıştı ki fazlasıyla korkuyordum işte. Tereddütümü anlamış olacak ki derin bir nefes vererek gözlerini bileğimden gözlerime çıkarmış, dünyanın en güven verici sesiyle konuşmuştu.

"Korkmana gerek yok Taehyung. Canını acıtacak hiçbir şey yapmayacağım. Söz veriyorum."

Ne kalbimin ne de beynimin bu sözlere karşı gelemeyeceğini bildiğim için yalnızca kafamı sallayarak bileğimi yavaşça ona uzatmış, parmakları hafifçe bileğime değdiği anda nefesimi tutmuştum. Hem bileğim biraz ağrıdığından hem de kalbimin ağzımda atmasından. Ama en çok ikincisi!

"Ordan ikimiz beraber düştük. Sana nasıl bir şey olmadı gerçekten anlamıyorum."

Bileğime bağlanmış sargıyı o kadar yavaş ve dikkatli çıkartıyordu ki cümlelerimi duyduğundan bile emin değildim.

"Bana da bir şey olmasını mı isterdin mavi kafa?"

Sorduğu soruyla beraber kafamı hızla iki yana sallamış, bu sırada elim hafiften hareket ettiğinde dişlerimi birbirine bastırmıştım. Gözleri hızla beni bulurken çene kaslarının sıkılaştığını görmüştüm.

fight me, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin