19, final

3.4K 336 36
                                    

Neşeyle masada dolanan çatal bıçak sesleri, küçük kıkırtılar ve bunların daha fazlası o gün Kim ailesinin evinin içini dolduran seslerdi. Sabahın henüz erken bir saati olmasın rağmen Taehyung okulu için uyandığında, babasının kahvaltı hazırladığını görmüş ve kesinlikle şok olmuştu. Hatta neredeyse oturup ağlayacaktı.

Hayatının büyük bir bölümünü annesi ile tek başına geçirmişti ve sabah onun için hazırlanan kahvaltılarla pek karşılaşmamıştı. Özellikle fazlasıyla dolu ve mutlu olan aile masalarını kesinlikle fazlasıyla özlediğini hissediyordu.

Öyle ki önündeki tuzluğu abisine uzatırken bile yüzündeki gülümseme fazlasıyla büyüktü. İçi içine sığmıyordu ve yerinde duramayacak gibi hissediyordu.

Dün tüm gün babası ve abisiyle muhabbet etmiş, yeri geldiğinde ağlamış yeri geldiğinde ise kahkahalarla gülmüştü. Hayatının en harika günlerinden birini yaşadığına emindi.

Muhabbetin asla bitmediği masada gülüşmeler eksik olmazken mutfak kapısından içeriye Bayan Kim'in girmesiyle istemsizce Taehyung'un gülüşü soldu. Annesinin bu suratsız yüz ifadesi bütün moralini bozuyordu ve gelip tam karşısında oturduğunda da yerinde durmak yerine ayağa kalkmayı seçerek babası ve abisine bakmıştı.

"Ben çıkıyorum, okula geç kalmayayım."

Babası ve abisinin yanaklarına küçük öpücükler kondurdu ve koşar adımlarla mutfaktan çıkarken önce odasından çantasını kaptı ve ardından ayakkabılıktan ayakkabılarını aldı. Köşedeki aynadan kendini şöyle bir süzdüğünde kocaman gülümsemeden edemedi.

Dün gece bir anda aklına esip yaptığı şeyle gurur duyuyordu istemsizce. Yeni mor saçları ona fazlasıyla yakışmıştı.

Jungkook yeni saçlarını gördüğünde ne tepki verecek aşırı merak ediyordu.

Kocaman gülümsemesi ile hızla ayakkabılarını giyindi ve evden kosar adımlarla çıktı. Jungkook onu evinden almayı teklif etse bile o bunu kesin bir dille reddetmiş, Jungkook'u diğerlerinin yanına göndermişti. Böylelikle hepsi saçını aynı anda görebileceklerdi.

Büyük bir mutlulukla hoplaya zıplaya okula ilerlemeye devam ederken etrafına neşe saçıyordu. Gördüğü herkese selam veriyor, yolda gördüğü kedilerle minik minik sohbetler ediyor ve küçük çocuklara el sallıyordu.

Taehyung uzun zaman sonra, gerçekten hiçbir eksik hissetmeden mutluydu. Diğer günlerde mutlu olsa bile ya ailevi olarak ya da başka bir şekilde her zaman yarım hissederdi fakat şuan tamamen mutluydu. Ailesi tamamlanmıştı, aşkından öldüğü bir sevgilisi vardı ve en yakın arkadaşlarıyla.. her zamanki gibi işte.

Sonunda caddede köşeyi döndükten sonra büyük okul kapısını görmesiyle kafasına hırkasının şapkasını kapattı ve güler yüzüyle kapının önünde öğrencileri kontrol eden Bay Kang'a döndü.

Annesinin işbirlikçisi, onu okuldan göndermek için uğraşırken şimdi okula girerken görünce ne yapacaktı acaba?

"Günaydın Bay Kang." dedi en neşeli sesiyle. Bu okula geldiği günden beri Bay Kang'ın karşısında ilk defa bu kadar neşeliydi. Kang ise yanından gelen sesle kafasını oraya çevirdiğinde küçük bir şok yaşamıştı. Taehyung'un çoktan Daegu yolunda olduğunu düşünüyordu.

"Taehyung.. sen-" ne diyeceğini bile kestiremezken Taehyung tekrardan müdürü ve aynı zamanda biricik fizik hocası olan adamın sözünü kesti. "Okulumuzu en iyi şekilde temsil edecek mükemmel bir başkan olmak adın geri döndüm. Beni gördüğünüze çok sevinmiş gibisiniz."

fight me, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin