Kapıma Gelen Mektuplar

80 2 3
                                    

Herkese merhaba.

Bu benim ilk yazdığım kitap umarım beğenirsiniz  :)

O gün kapıma gelen ölümdü.

 Her ne kadar sen olmasan da senin ruhun oradaydı. Keşke kendini benim gibi bir hiç uğruna tüketmeseydin. Keşke olsan da hayatın sana ne kadar geç kaldığını görebilseydin. Ne kadar yaşayacak şeyin olduğunu görebilseydin. İkimizin de birbirimize ne kadar geç kaldığını görebilseydin. Görecek o kadar şey varmış ki ben bunu fark ettim senden sonra. Keşke sen yanımdayken görmüş olsaydı bu gözlerim seni. 

Senin deyiminle senin olmayan gözlerim. 

5 yıl önce

"Sabah sabah bu kim ya. Geldim geldim alacaklı gibi kapıyı ne çalıyorsun be. Eğer Ahmet sensen bittin oğlum."

Kapıyı açmamla şok yaşadım ben bu kızı tanımıyordum. Elinde de büyük siyah bir kutu vardı. Gene başıma ne iş aldım acaba. Bu sefer babam beni kesin yaşatmaz.

"Pardon hanım efendi yanlış gelme ihtimaliniz var mı acaba ben sizi tanımıyorum da."

Zaten bir günümde normal geçseydi şaşırırdım. Kesin Ahmet'in eski sevgililerinden biri. Kutunu içinde de kesin Ahmet'in kazağı vardır. Çünkü beyefendi her kıza farklı bir hırka veriyor. Neymiş eğer kız hırkayı geri getirirse bir daha çıkmayı düşünüyormuş. Hayır anlayamıyorum insanlar sevmeyi nasıl bu kadar kolay bir şeymiş olarak görüyor.

"Cemal değil misin sen."

Allah Allah Cemal mi dedi o. Ulan Ahmet yine mi bana kız ayarlamaya çalışıyorsun.

"Evet benim ne istiyorsunuz hanım efendi."

Ağlamaktan mahvolmuş o mavi gözlerle birlikte gelmişti kapıma. Niye geldiğine anlam veremedim. En son dayanamadı ve yere çöktü. Dizlerini o kadar sert yere vurmuştu ki. Bende onun gibi yere oturdum ve gözlerinin içine baktım. Bir anda bana sarıldı ve "Ahu" dedi. Kimdi bu Ahu ve benim kapıma neden gelmişti bu mavi gözlü kız. Onun için önemli biri olmalıydı.

Bu kız ağlıyor muydu bana mı öyle geliyordu. Mavi gözlü kızı kaldırıp içeri aldım böyle durumdaki birini bırakabileceğimi düşünmüyordum zaten. Kızı kanepeye oturtduktan sonra mutfağa gidip bardağı su doldurdum. Tam döndüğümde mavi gözlü kız kapının oradan bana bakıyordu. "Gerçekten çok doğru birini sevmiş Ahu. Bu sefer kalbi doğru yere konmuş." dedi. Kimdi bu Ahu yakın geliyordu ismi hatırlıyordum sanki bir yerden. İçeriye doğru geçti ve mektupları eline aldı. Baya fazlaydı bu kağıtlar. Hepsinin bana yazılmış olması imkansızdı desem saçmalamış olmazdım. Mavi yaşlı gözleriyle bana baktı. Sanki yüzüme Ahu'yu sen benden aldın der gibi baktı. Sanki her şeyini ben yok etmişim gibi baktı. Çok büyük acılar taşımış yüreğinde gözlerinden belli.

Suyu verdikten sonra kutuya doğru ilerledim. İçerisinde ne olduğunu bilmediğim ve ölesiye merak ettiğim kutu.

Bakakalmıştım burada bir sürü mektup vardı hepsi bana yazılmış olamazdı.

"Sana yazmış bunca mektubu. Bana anlatırdı sürekli seni ama bu kadar mektup yazacağını inan ben bile düşünmezdim." dedi ve gözünden bir damla yaş düştü. 

Anlaşılan düşündüğümden daha önemliymiş bu Ahu. Sanki o kağıtlar Ahu'ymuş da öyle sıkı tutuyordu bıraksa uçup gidecekmiş gibi.  

 Ne diyeceğimi ne yapacağımı anlayamadım. Nasıl tepki vereceğimi bile. Anladığıma göre Ahu diye bir kız beni sevmiş hem de bu kadar kağıdı bana yazacak kadar sevmiş. Gerçekten merak etmeye başlamıştım. Kimdi bu Ahu. Neden yabancı gelmiyordu bu kızın ismi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 01, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Hüzünlü VedaWhere stories live. Discover now