•HUGOLAXYN•

1

Hürkan'dan~

Otoparkta arabayı park etmek için yer ararken birden önüme çıkan kişiyle ani fren yaptım. Kıl payı çarpmaktan kurtulmuştum. Önüme atlayan kişi bir kızdı. Şoför kısmına gelip camı tıkladı. Camı açtım ama açmaz olaydım.

"LAN ÖNÜNE BAKSANA AYI YA ÇARPSAYDIN BANA!"

Oha sonunda beni tanımayan biri. Ve bi dakika önüme atlayan oydu?

"Hanımefendi önüme atlayan kişi sizsiniz?"

"Ya bi sus ya her zaman kendinizi haklı çıkarmaya çalışın zaten. Eğer acelem olmasaydı yakanı bırakmazdım dua et acelem var!"

Kız birşey dememe fırsat vermeden hızla uzaklaştı. Camı kapatıp arabayı park ettim. Emre akşam yemeğine çağırmıştı. Uzun zaman sonra kardeşi gelmiş artık beraber yaşayacaklarmış. Tanışalım diye de tüm ekibi yemeğe davet etti.

Asansöre binip Emre'nin olduğu kata çıktım. Kapı tıklattım ve beklemeye başladım.

Yn'den~

Emre: YN KOŞ KAPIYA BAK HÜRKAN GELMİŞTİR

Daha bismillah eve yeni geldim be. Söylene söylene kapıya gittim ve açtım.

Yn: Otoparkta ki arabası bana çarpacak olan çocuk değil misin sen ya?

Hürkan: Aa sende arabanın önüne atlayıp bana çarpacaktın diyen kızsın?

Yn: Ne işin var burada? Özür dilemek için falan takip ettiysen kalsın

Hürkan: Hayır arkadaşıma geldim

Yn: Lan Hürkan mısın sen?

Hürkan: Tanıştığıma memnun oldum

Hürkan beni es geçip ayakkabılarını çıkarır çıkarmaz eve girdi. Şaşkınlıktan kıpırdayamadım. Abimin öve öve bitiremediği arkadaşına ayı falan demiştim. Utançtan ölmeden kapıyı kapattım. Yer yarılsana iki dk içine girim.

Terasa gittim. Herkes çoktan sofraya kurulmuştu.

Emre: Lan zibidi yüzün bembeyaz olmuş cin falan mı gördün noldu

Kendime çeki düzen verip Emre'ye karşılık verdim.

Yn: Sensin lan zibidi. Hem yok cin falan gördüğüm seni gördüm ya ondandır

Cidden benim için ayrılan sandalye Hürkan'ın karşısında olmak zorunda mıydı? Zırlamak..

Yemek gayet sessiz geçti. Emre'yle beraber hızlıca sofrayı toparladık. Ekip çoktan oturma odasına geçmişti.

Emre: Şimdi sizi resmi olarak tanıştırayım. Bak şu uzun saçlı kıvırcık olan Kaan

Kaan: Selam!

Emre: Gözlük takan Umut, diğer kıvırcık saçlı Ömer, sonra şu sarı tişörtlü Mert, şu siyahlı kolyeyi ağır abi Ali, ve meşhur gri eşofmanlıda Hürkan. Benim bu zibidi kardeşim de Yn

Ali: Valla ne güzel tanıttın Emre. Ağır abi lafinda bittim eridim resmen

Emre: Wokfjadjakks. Neyse siz zamanla kaynaşırsınız

Hürkan: Yaa ben çok sevdim kardeşini eminin çok iyi anlaşırız

Hürkan'ın imalı lafını bir tek ben anlamıştım. Emre ne diyon amk der gibi Hürkan'a bakıyordu. Hemen konuyu dağıtmam lazımdı.

Yn: Ee kahve ister misiniz??

Emre: Benimki bol köpüklü latte olsun yeni kölem

Yn: Siktr ordan zaten evde bi nescafe var fakir

Diğerleri bizim bu atışmamıza gülerken hızlıca mutfağa kaçtım.

Tam 8 tane nescafe yaptım ve tepsiye dizdim. Bendeki de itlik değil mi işte Hürkan'ın kahvesini inadına batıracam. Şimdi tuz katarsam yanlış anlar diye şeker katmaya karar verdim.

Şeker kutusunu çıkarttım ve bir yemek kaşığı aldım.

Yn: Hadi bismillah bir kaşık iki kaşık üç kaşık. Tamam lan üç kaşık yeter şekerden ölür falan üstüme kalır sonra

Güzelce karıştırdım ve tepsiyi alıp oturma odasına gittim. Mükemmel becerilerimle tepsiyi tek elimle tutup diğer elimle de kahveleri kendim dağıttım. Hürkan'ın özel şekerli kahvesini başkası alır falan rezil olmaya gerek yok.

Yn: Afiyet olsunn

Ömer, Mert, Ali ve Umut teşekkür etti. Abim ise bi yudum içip klasik bakışını attı.

Emre: Hımh idare eder

Yn: Ulan zaten suyla tozu karıştırdım kötü olma imkanı yok

Hürkan: Hıhım asla kötü olamaz dimi

Hürkan'a döndüğümde kahveyi içtiğini gördüm. Gülme dürtülerimi bastırıp konuşmaya başladım.

Yn: Kesinlikle

Hürkan: Kahve de pek bi tatlıymış sanki şeker katılmış gibi

Yn: Sevgimi de kattım ondandır

Emre: Lan iki dakika yavşamayın

NE YAVŞAMASI LAN?

Yn: Canım abim ne YAVŞAMASI?

Emre: Şaka lan şaka gülün diye

Hürkan'a baktığımda kızarmıştı yada bana öyle gelmişti.

Daha sonra konuşmayı bırakıp televizyondan oyun oynamaya başladılar. Bende Emre'nin bilgisayarının başına geçtim ve günlerdir geçemediğim oyunu açtım..

•••

{596 kelime}