Honey | taekook

#4

「Carrie Underwood - Before He Cheats」

Konserin bitmesine son 3 şarkı kalmıştı ve asıl mesele kalçamın arasındaki ıslaklıkla daha ne kadar dayanabileceğimdi. Kasıklarıma saplanan hafif ağrıları görmezden gelmek kolaydı fakat istemsizce yaydığım feromonlarım, her ne kadar Taehyung'un kokusu üzerime sinse de, şiddetlenerek henüz sadece bir alfanın dikkatini çektiğimi görmezden gelmek...

İşte bunu yapamazdım.

Çünkü şarkının ortasında sesime karışan nefeslerim ve Tae'nin kokusunun üzerimden yavaşça sıyrılmasıyla sahneden aşağıya inen kokum, ön sıradaki alfaların gözlerini vücudumda gezdirmesini sağlıyordu. Her ne kadar etkilenenler sadece seyircilermiş gibi anlatsam da, hemen çaprazımda elektro gitarını terli saçlarını savurarak çalan Kim Taehyung, beni bir hayli etkiliyordu.

Kafasındaki kahverengi bandanası, uzun ve ince parmaklarının hakî gitarının sapında dolanışı ve çalarken kafasını geriye yatırıp terli esmer boynunu bana ahenkle sunuşu kalça aramdaki ıslaklığın ve karnımdaki kasılmaların en büyük sebebiydi.

Sahneye çıkabilmem için ikinci yarıya saniyeler kala feci bir tartışma yaşamıştık grupça. Önce çıkmama asla izin vermemiş ve beni kulise kitlemeye çalışmışlardı. Haklılardı çünkü hangi omega kızgınlığının ilk dalgası çarparken alfalar gecesinin ortasına atlardı ki?

Evet, ben atlardım.

Kulis kapısını kitlemelerine izin vermeden odadan koşarak kaçmış ve sahneye doğru giden koridoru ardımda bırakarak sahneye atlamıştım.

Artık dönüşü yoktu.

Bunun farkındalığıyla grup arkadaşlarım yerlerini almaya başlamışlardı. Ve tabii ki de söyleniyorlardı. Hoseok hyung bas gitarının kablosunu takarken, "İnatçı keçi." demişti derin bir nefesle.

Ve işte buradaydık, "Before He Cheats" çalarken kendimizden geçiyorduk. Sesimi en güçlü kullandığım şarkının ortasında Jimin'in back vokali şarkıyı güzelleştiriyordu.

"I slashed a hole in all four tries. Maybe next time he'll think before he cheats."

"I might have saved a little trouble for the next boy."

"Cause the next time that he cheats,"

Taehyung'la göz göze gelmiş ve gördüğüm kırmızıya çalan kehribar irislerle şarkının sonunu gözlerinden ayırmadan getirmiştim.

"Ooh, you know it won't be on me. No, not on me."

Alkışı aldığımız gibi bileğimden yakaladı ve sahne arkasına doğru çekiştirdi kolumu. Taehyung, durduğumuzda bana şöyle bir bakmış ve koridoru aşarak kulise yönlendirmişti bizi. Kulisin kapısını hiddetle açıp önden beni içeri ittirmesi sendelememe sebep oldu. Omuzlarımdan tutup kapattığı kapıya sertçe sırtımı çarptırdığında ufak bir inleme döküldü dudaklarımdan.

"Ah-"

"Beni daha ne kadar zorlamayı düşünüyorsun? Hadi çıktın sahneye bir şey diyemedik ama bu halinle bile devam etmeye çalışman?"

Derin bir iç çekti.

"Gerçekten Jungkook..."

Hayretle kehribar gözlerini gözbebeğinden dışarı doğru kırmızının ele geçirişini izliyorken omzumdaki iki elini de çekip arkamdaki kapıya çarpmıştı. İrkilmemle bana daha çok yaklaşarak gözlerini gözlerime kenetlemişti.

"Sana kaç alfanın seni gözleriyle yediğini saymamı ister misin? Hm? Ya da yüzlerindeki o iğrenç sırıtışları, hayalindeki her bir pis fanteziyi nasıl gerçekleştireceklerini düşleyen gözleri...Sayayım mı!"