#5

41 5 10
                                    

biz geldik🙋🏻‍♀️🙋🏻‍♀️ wryana
evt güzel bir bölüm...
iyi okumalar🍰






Taehyung'

Jeon Jungkook sabrımı çokça sınıyordu.  Tüm konser boyunca nefeslerini sesli sesli alıp vermiş, çok dikkat edilmezse anlaşılmayacak tondaki mırıltılarını boğazında tutmaya tenezzül etmemişti bile. Feromonları da engelleyemediği şekilde baştan çıkarıcı bir hale bürünmüştü. Yine de kurdunun bana kur yaptığını düşünmemeye çalışıyordum çünkü düşüncesi bile... diğer tüm etkenlerin yok olup tüm spot ışıklarının ona çevrilmesini sağlıyor gibiydi.

Saçlarının dalgası alnına dağılmış, her hareketinde alnındaki ter damlalarıyla bir bütün olup damlacıkları etrafa saçıyordu. Ensesinden boynuna, boynundan köprücüklerine, oradan da ince yıldızlı gömleğinin kapattığı bembeyaz vücudunda gezintiye çıkan damla, zihnimin sınırlarını zorlayıp beni hayalini kurmaya sürüklüyor, aklımı çeliyordu.

Sabitlenmiş mikrofonu, bir omegaya göre 'kaba' sayılabilecek elleriyle kavrıyor, parmak uçlarıyla üzerine hayali desenler çiziyor ve yüzünü yaklaştırıp dudaklarını sürterek şarkısına devam ediyordu.

Şarkıya eşlik eden bedeninin istemsizce kıvrılışı çekiyordu tüm ilgimi, vücudunu hareket ettirirken bacaklarını aralıyıp incecik belini bükmesi bile kalçasını saatlerce izlemek istememe sebep oluyordu.

Jeon Jungkook, beni deli gibi etkiliyordu.

Kendisinin henüz farketmediği 2-3 alfanın bakışları kurdumu inceden kızdırmaya başlarken umursamamak için gözlerimi kapatıp başımı geriye yatırdım. Her ne kadar gözlerimi sıkı kalçalarından çekmiş olsam da, karanlığın önündeki görüntüsü başımı döndürüyordu. Geniş sırtı göğsüme yaslı, tapılası bedeni benimkinin üzerinde hareket ediyor, elleri saçlarıma dolanıyor, oradan boynuma tutunup belini kıvırarak kalçasını kasıklarıma bastırıyor.

Ve sürtünüyor. Deli gibi sürtünüyor.

Kirli düşüncelerim asla son bulmadığı için kafamı kaldırdığım an gözlerim Jeon'unkilerle buluştu. Şarkı sözlerini hafiften yanan gözlerime bakarak devam ettirirken, normalde bu kadar hızlı etkilenmeyen kurdumu dizginlemeye çalışıyordum.

Yıldızları andıran gözleri, gözlerimden ayrılmadan şarkının sonunu getirirken yaramaz bir sırıtışla göz kırptı. Bu hareketine inanamaz gibi kaşlarımı kaldırırken dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim. Hareleri anında dudaklarıma düşerken şarkının sonunu getirmişti yavaşça. Ah... Sabrımı öyle sınıyordu ki açık maviye dönen gözleri kayana kadar sıkı deliğini, dilimi içinde kıvırarak becermek istiyordum.

Ah Tanrım! Ne diyorum ben?

Aklımdan geçenler ruh halimin öfkeye dönmesine sebep olurken kaşlarım çatıldı. Kendimi kontrol edemediğim zamanlar hiç hoşuma gitmiyordu. Özellikle de kontrol kurduma geçtiğinde. Kurdumla her ne kadar iyi anlaşsak da bazen beni çok zor durumlarda bırakıyordu ve olayların arkasını toparlayamıyordum. Gözümün önünde oynattığı sahnelerle kulağıma onun bizim olması gerektiğine dair şeyler zırvalayıp duruyordu. Hem böyle düşünmem yanlıştı, onca zamandır arkadaşken şimdi mi etkileniyordum yani?

Düşündükçe daha çok sinirlendiğimden, boynumdaki gitarı standına yerleştirdiğim gibi Jeon'u yakaladım ve kulise sürükledim arkamdan. Odanın önüne geldiğimizde onu apar topar içeri ittirip kapıyı kapattım. Aniden dibinde bittiğim için sırtının kapıya sertçe çarpması kaçınılmaz olmuştu.

"Ah-"

Şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerine bakarken birden ne yaptığımı sorguladım.
Neye bu kadar sinirliydim? Bahane. Bahaneye ihtiyacım vardı.

Honey | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin